1 Aralık 2009 Salı

Akdeniz İnsanı Böyledir Abi!


Unicaja Malaga-Regal Barcelona maçı hafta sonunun ACB programında en seyre değer parçaydı. Genelde ACB bu büyük maçları cumartesi gecesine koyar, geri kalan maçların büyük bir bölümü ise pazar öğle saatlerinde oynanır. Maçlarının saatlerini bir gelenek haline getirebilmiş liglere hep imrenerek bakmışımdır. Memlekette dış faktörlerden en az etkilenen, en büyük endüstri halini almış spor dalı olan futbol bile bu konuda oldukça kararsız bildiğiniz gibi. Bu yıl ilk kez kombine kart olayına giriştiğim için daha da yakından görür oldum. Pek bir kurala göre hareket ediyor gibi değil federasyon. Bu sene ilk kez pazartesi günü de programın içine sokulur gibi olmuştu, bunu Fatih Terim'in istediğini duymuştum kendi ağzından. Herhalde Terim gidince bu uygulamaya da son vermişler. Bir tarafta gelenekten bahsediyoruz, diğer tarafta ülkenin milli takım hocasının isteklerine göre değişebilen bir şey var... Saat olayına hiç girmiyorum zaten.

Bunları tekrar duymaya ihtiyacınız yoktu belki ama bunu duymalısınız: Perşembe gecesi Euroleague'de grubun liderlik maçı için Montepaschi Siena karşısına çıkan Barça, bu maçın üzerinden 48 saat geçmeden ligin önemli deplasmanlarından olan Malaga deplasmanında ter döktü. Bu da oldu... Euroleague maçının da deplasmanda olduğunu belirtmeliyim. Üstelik Siena'da hava alanı olmadığından zorlu bir seyahat anlamına geliyormuş sanırım bu deplasman. Bu konuda Yiğiter Uluğ'un yalancısıyım. TRT'deki Süper Basket programında da konuşuldu uzun uzadıya, ben de cumartesi gecesi maçı izlerken takdir etmiştim. Buraya da yazalım. Demek ki neymiş? Barcelona gibi çok büyük bir kulüp bile kendi değerini, ancak ve ancak ligin marka değerini yükselterek yukarıya çekebileceğinin farkında. Ligin değerini yükseltmek, o ligi oluşturan unsurların kendi bireysel amaçlarından yukarıda tanımladıkları bir üst amaç. ACB de işte bu ortak bilinç sayesinde bugün Avrupa'nın açık ara en iyi ligi. Basketbolun belki de Euroleague'in bile önüne geçmiş, dünya üzerindeki 2 numaralı organizasyonu. Başlıktaki yalan da Türk insanının yarattığı birkaç büyük yalandan biridir. Tüm kabahatlerinin günahını toprağının üzerine bu kadar rahat atabilen bir ulus...


Türkiye'de bu tabloyu herhangi bir spor dalında ne zaman görebiliriz? Efes Pilsen perşembe günü oynadıktan sonra, ona hiçbir güç cumartesi günü maç oynatamaz. Oynatsa Ergin Ataman basın toplantısı düzenleyip, 'önümüzü kesmek istiyorlar' konulu bir açıklama sunar mesela... Örnek veriyorum sadece, diğer kulüplerde de farklı bir tepki olmaz kesinlikle. Daha geçen ay Mustafa Denizli'nin açıklamalarını koymuştum buraya Wolfsburg maçı öncesindeki. Salı günü maç oynayacaklarmış da, cuma günü uygunken neden cumartesi oynatılmışlar. Oysa ki rakipleri Wolfsburg cumartesi erken saatlerde oynamış maçını... Bu maç Türkiye'nin maçıymış. Sevgili Denizli, Bundesliga bugünkü gibi dünya çapında izleyici bulan bir lig olabildiyse bunu o stabil maç takvimlerine borçlular her şeyden önce. Orada yıllardan beri her cumartesi 15:30-17:15 taksilerde radyolar açılır, maçlar dinlenir. Senin ülkenin bir futbol kültürü yaratması için, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde alacağı tesadüfi bir Wolfsburg galibiyetinden önce bunları düzeltmesi gerektiğinin farkında olmalı senin gibi spor adamları. Ve her şey gözümüzün önünde olurken, bu başarılı organizasyonlar televizyonlarımızda da yayınlanırken, devekuşu kafasını ne zaman çıkaracak topraktan?

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

Ülkemizde cumartesi ve pazarları gece maçı alışkanlığıda bir kalksa böylece o maçlara gidecek insanların maç sonrasında bir aktiviteye dahil olma şansları olsa yada pazar günün kalanında pazartesi sendromu için enerji depolasa ne olur diyorum ama bunu asıl karar verici merciler diyor mu sanmam ha deselerde gündüz maçı ligimizin über seviyedeki kalitesini düşüreceğinden redderler herhalde

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...