9 Haziran 2010 Çarşamba

World Cup '10 Takım Profilleri - Fransa


Gökhan Özşahin tarzında "Raymond Domenech" yazıp bırakasım vardı aslında. Böyle gelenek sahibi bir ülke milli takımının önüne geçmeyi başardığı için tebrik etmek gerek Domenech'i, artık bu takımı konuşurken insanlar Henry, Ribery ya da Anelka'yla başlamıyorlar cümleye. Neyse ki kendisi bu turnuvadan sonra yerini Didier Deschamps ile birlikte jenerasyonunun en çok umut vadeden teknik adamlarından Laurent Blanc'a bırakıyor. Peki bu erken kararın, Domenech'in zaten oyuncular tarafından çok fazla sevilmeyen bir figür olduğunu düşünürsek bu turnuvayı olumlu yönde etkilemesi mümkün mü? Bence pek değil... Bir Ahmet Çakar ya da Erman Toroğlu draması takip etmeyecek bu düşüncemi, profesyonel futbolcular olarak öncelikle kariyerleri için sahada olduklarının farkındayım. Yine de zaten uzun zamandır iyi bir kimyanın emarelerini göstermeyen takımda şu şartlar altında 2006'daki yürüyüşün bir benzerini izleyebileceğimizi sanmıyorum. Açıkçası çapraz grubun uygunluğuna rağmen çeyrek final bile benim için büyük bir sürpriz olur. (Buraya genelde sonda geliyorduk, biliyorum ama format falan gözetemeyecek bir yoğunluktayım.)


Hiçbir zaman -saha içinde veya saha dışında- takımının kontrolünü elinde bulunduruyormuş gibi gözükmeyen Domenech'in takıma oynattığı yavan futbol kadar kadro seçimleri de eleştiri konusu olmuştur. Karim Benzema merkezli olmak üzere burada da yapılan tercihler konusunda eleştiriler geldi. Hıncal abi, biz burada ne kadar konuşursak konuşalım sahaya Domenech'in seçtiği oyuncular çıkacak. O yüzden geçiyorum bir kalemde. Birkaç isim sayarsak Philippe Mexes, Lassana Diarra, Samir Nasri, Hatem Ben Arfa. Direklerarasında Lloris önemli bir çıkış yaptı ve hiçbir zaman güvenilir olmayan Gregory Coupet'nin sakatlığında iyi bir zamanlamayla yaptı bu çıkışını. Benzer bir çıkışı gösteren Mandanda şansına küsmek zorunda... Carrasso da iyi kaleci. Hatta dışarıda kalan Yohann Pele ve Sebastien Frey'i de düşünüp bu yakalanan jenerasyonu Fransız kaleciliğinin tepe noktası olarak gösterebiliriz. Eldivenler Lloris'de olacaktır ve turnuva sırasında konuşulmaya değer sıkıntılar başka mevkilerde yoğunlaşacaktır... Örneğin Gallas-Abidal stoper ikilisi Güney Afrika'daki en kötü partnerliklerden olabilir. Squillaci'ye neden güvenilmediğini bilmiyorum ama bir sebebi bile olmayabilir. Ya da belki aslan burcudur. (Yalnız cidden 11 Ağustos doğumluymuş.) Fakat Abidal ve -şu form durumuyla- Gallas'ı kompetitif bir takımda ancak bek olarak kullanırım ben. Bu ikisinin yan yana olması örneğin Uruguay santrforları karşısında muhtemelen problem yaratacaktır. Gourcuff bugüne kadar büyük sahnede çok iyi sınavlar vermese de önünde önemli bir şans daha var. Reşit olmayan bir hayat kadınıyla yattığını açıkladığı bir sezonun sonunu iyi getirme fırsatını Şampiyonlar Ligi finalini kırmızı kart cezasıyla kenardan izleyerek kaçıran Ribery, 2008'de biraz da talihsizlikler sonucunda başarısızlık olarak hanesine yazdırdığı milli takımda birinci adamlık deneyimini ayağa kaldırma uğraşında olacaktır. O dönemin aksine Bayern ile sözleşme yeniledikten sonra kafası biraz daha rahat durumda. Malouda'nın etkinliğini artırmak için sağ kanatta mı, yoksa kendisinin istediği sol kanatta mı oynatılacağı da belirleyici olacaktır perofrmansında. Domenech onu solda, Malouda'yı ortada oynatmayı tercih etti şu ana kadar... Valbuena uzun zamandır beğendiğim bir topçudur ama Güney Afrika yolcuları arasına girmesinin beni bile şaşırtığını kabul etmeliyim. Cisse'yi de hiç anlamadık, olabildiğince fazla Gignac görmek istiyorum...


Bir de İrlanda halkının ahını aldılar, öyle bir durum söz konusu. Ben yine de futbol içinde hakem hatalarının -bu düzeye varması şanssızlık olsa da- varlığını kabul edebilmiş bir adamın, eğer bariz bir kötü niyet söz konusu değilse... Pourquoi tant de haines? Pascal Boniface'ın son kitabı. Kendisinin hakkında söylediklerini Bir+Bir dergisinde okuduktan sonra, bu kitabın milli takım kampında her yatağın ucunda bulunmasını öneriyorum. Domenech'e... Fransa'nın yediği her gol için bedava pizza dağıtan restoranı tebrik ediyorum. Güzel düşünce. Sadece reklamcılık açısından söylemiyorum bunu, eğlenceli bir haberdi ve bir tebessüme yol açtı okuduğumda... Henry futbol dünyasındaki nefret odaklarımdan biridir, muhtemelen sempati duyamayacağım kadar burnu büyük bir herif olduğundan. Fakat İrlanda'da neredeyse dünya barışının sağlanamamasından sorumlu tutulmasına varan propagandalar beni bile rahatsız etti. Fransa'nın buraya hak edilmiş bir biletle gelmediğini İrlanda maçını izlemeden önce de söyleyebilirdim, fakat hak edilmemiş bir bilet olması sahada tamamen meşru bir yoldan kazanıldığı gerçeğini görmeye engel olmamalı. Aramızda bile bir sürü İrlanda milliyetçisi türedi ve hiçbirinin adı Douglas McGiven değildi. Akıl fikir...

"Defansınızda bir aslan burcu varsa, diken üzerinde oturmalısınız. Öyle ya da böyle kendini göstermek isteyecek ve risk yaratacaktır."

Raymond Domenech

"Futbol-ahlak ilişkisi sonsuz bir tartışma. Fakat, her şeyi karıştırmamak lazım. Futbol dışa kapalı, izole bir baloncuk değil. Henry olayında beni en çok şaşırtan, çok daha vahim davranış ve yalanlar kabul görürken, Henry'ye bu kadar sert tepki verilmesi oldu. Polanski'yi savunan birçok kişi Henry'yi yerden yere vurdu. Yanlışlıkla elle oynamanın 13 yaşında bir kızı uyutup ona tecavüz etmekten çok daha az vahim olduğuna inanıyorum."

Pascal Boniface

Bu arada Çin maçının büyük bölümünü izleme fırsatını buldum, onun öncesinde de Güney Afrika'da bulunmayan bir başka takım Tunus'a karşı da kazanamamışlar. Görüntü oldukça kötü... Uruguay ile aynı grupta bulundukları son turnuvada başlarına ne geldiğini hatırlıyoruz. (Ben hatırladığımda acayip de bir haz duyuyorum, tavsiye ederim.) "Kötüler ama o kadar da değil" diyenlerdenseniz saygı duyarım. Fakat sert bir grup var, hiç belli olmaz.


Domenech'in bu aciz futbol anlayışına rağmen turnuva sırasında ülke efsanelerinden Michel Hidalgo'yu geçerek bu takımın başında en çok maça çıkan teknik direktör olmak için gün sayıyor olması?

Euro '08 Takım Profilleri - Fransa

1. Hugo Lloris, Olympique Lyon
16. Steve Mandanda, Olympique Marseille
23. Cedric Carrasso, Bordeaux

5. William Gallas, Arsenal
3. Eric Abidal, FC Barcelona
2. Bacary Sagna, Arsenal
13. Patrice Evra, Manchester United
22. Gael Clichy, Arsenal
6. Marc Planus, Bordeaux
4. Anthony Reveillere, Olympique Lyon
17. Sebastien Squillaci, Sevilla

7. Franck Ribery, Bayern München
8. Yoann Gourcuff, Bordeaux
14. Jeremy Toulalan, Olympique Lyon
15. Florent Malouda, Chelsea
18. Alou Diarra, Bordeaux
19. Abou Diaby, Arsenal
20. Mathieu Valbuena, Olympique Marseille

9. Djibril Cisse, Panathinaikos
10. Sidney Govou, Olympique Lyon
11. Andre-Pierre Gignac, FC Toulouse
12. Thierry Henry, FC Barcelona
21. Nicolas Anelka, Chelsea

6 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

Fransa ile ilgili bence en çok öne çıkan nokta stoper olarak fizikli bir oyuncularının olmaması. Tamam yinede önemli oyuncular ama aslen stoper olmayan Abidal haricinde 1.85 üzerinde stoperleri yok bildiğim kadarı ile. Bu noktada Mexes gibi bir adamın kadroda olmamasının nedenini anlamaya çalışmakta zorlanıyorum.

Yinede defanstaki bu sıkıntıyı defansa yönelik orta saha oyuncularındaki fiziki kapasite (Abou Diaby kimsenin suratına uçan tekme atmaz umarım) ile kapayabilirler bir ihtimal.

Malouda'nın Chelsea'de ikinci yarıda muhteşem oynadığı sol iç pozisyonunda oynaması sol tarafta Ribery sağ tarafta Anelka ve önlerinde Gignac ile çok sağlam bir vurucu güce sahip olabilirler.

Ha yinede umarım ilk turda elenirler o ayrı. :)

Sheed dedi ki...

baba sağol ya, senin yorumlar da olmasa..

mexes'nin burcuna bakmadım, o ve pires'den çıkmıştı ama bu geyik zaten orijin olarak sanırım..

Sir Douglas McGiven dedi ki...

Bir Douglas McGiven kolay yetişmiyor.

Sheed dedi ki...

google'a düzenli olarak douglas mcgiven yazıyorsun di mi, itiraf et.. önce kendine..

Sir Douglas McGiven dedi ki...

yok lan buraya girince düzenli olarak doug yazıyorum, arada bu tarz konularda adımı geçiriyorsun. ben de direk olayın o kısmından başlamış oluyorum.

oha ego manyaklığa gel...

Eren dedi ki...

fransa çok garip arkadaş, fransa'yı destekelemk ayrı garip. ben sorunun defans bölgesinde kalıplı adam falan olduğunu düşünmüyorum. tamamen mental olduğuna inandırdım artık kendimi.

pes oynarken bile hep şu şeyler geçiyor kafamdan. kuruyorum kadroyu tam başlıycam : ''ulan kadro iyi gözüküyor ya, ben geçen bunu alıp ''bir daha alan top olsun'' derken abartmışım sanırım, bu takımla oynamamak benim suçum abe'' diyorum. sonra maç bitiyor ve dudaklarımdan çıkan kelimeler pek bir tanıdık.

''bir daha alan top olsun''

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...