22 Mayıs 2011 Pazar

YF 2011 Blog #1


Çocuklar çok konu eksiğimiz var, hemen başlayalım.

- Lotaryanın kazananı Cleveland oldu. Geçen hafta bu cümleyi yazacağımı söyleseniz büyük bir hayretle karşılamazdım, fakat bunu LA Clippers üzerinden gelen nispeten kötü haklarıyla -tam olarak 3.8% şansla- elde etmiş olmaları bayağı büyük olay. Geçen sene merhum Abe Pollin'in eşinin Wizards için kazandığı birinci sıra hakkından sonra, bu sene de top pick Dan Gilbert'ın 14 yaşındaki nörofibromatoz hastalığıyla doğmuş çocuğu Nick'in temsil ettiği Cavs'e gitti. Gecenin en büyük kaybedenlerinden David Kahn da mikrofonu görünce kendisini tutamadı: "Ligin zaten böyle hikayeler yaratma konusunda bir alışkanlığı olduğunu biliyorduk, 14 yaşındaki çocuğu görünce 'işimiz bitti' demiştim." Karadenizli türkücünün söylediklerinde haklılık payı var ama bunları dillendirmek için pek doğru bir zaman değildi sanırım. Çocuk Yahudi olmasına rağmen Kahn bu açıklamalarından dolayı persona non grata ilan edilmedi. Sanırım bunun için birincil olarak sözü söyleyenin Yahudi olmaması şartı aranıyor... Konu bu değil, biliyorum.


- Enes Kanter bence şu sınıfta ikinci numarada seçilmesine yetebilecek malzemeye sahip. Fakat Minnesota'nın #2 için takas arayışına girdiği dedikoduları oldukça yoğun olarak yer almaya başladı basında. O hakkın alıcısı Derrick Williams'ı çok isteyen bir takım olacakmış gibi gözüküyordu. Fakat resmi draft öncesi kampı (draft combine) en iyi kullanan isim olarak Enes de birkaç genel menajeri havaya sokmuş olsa gerek. Enes için tırmanmayı düşünen takımlar da olabilir.

Birkaç gün önce yaptığı Wizards açıklamasına gelince. Ben onu daha çok CM'deki toy dönemlerimizde, sadece maç öncesinde Mircea Lucescu'ya övgü dolu sözler söylemek için ilk iş olarak Beşiktaş'la hazırlık maçı ayarlamamıza benzetiyorum. Enes muhtemelen Lexington aşiretinden kardeşi John Wall'a bir selam çakmasının repütasyonu adına olumlu olacağını düşündü. Ya da böyle yapmasını tembihleyen birileri peydahlandı çevresinde, olabilir. Ancak bu mavi boncuk olayını abartıp, Ricky Rubio'nun yaptığı gibi takım seçme raddesine taşıyacağını düşünmüyorum. Zaten ABD hedefine en sıkı tutunması gereken bu dönemde böyle bir saçmalığı kaldıramayabilir kariyeri. Zaten Washington'ın kadro yapısı Blatche-McGee ikilisinin varlığında Enes için en az cazip gözükenlerden. (Derrick Favors'a güven seviyelerine göre belki Utah da yeterince cazip olmayabilir.) Yi Jianlian gibi "Büyük pazarda oynayayım da belki bir iki sponsordan para gelir" deme ihtimali de olmadığından, neden Washington vurgusu yapsın ki diyor insan içinden. Selçuk Ormancı alınmasın ama, Mike Bibby'nin başkent ekibinde oynamamak için cebinden para verdiği günler çok uzak değil sonuçta...


- Beşe beş maçların yıldız adaylarından ilgi görmemeye başlamasının ardından, bugünkü haline evrilen draft combine oyuncuların yeteneklerini görebilmek için en ideal ortam değil. Ayrıca yeni düzenlemede de yıldızlar kaytarmaya devam ediyor. Bu sene Kyrie Irving atletizm testlerine dahi girmemeyi seçti. Daha doğrusu menajerleri öylesini daha uygun gördü, o da itaat etti. (Hocam her zaman söylüyoruz, artık futbolumuzun bu menajerlerden kurtulması şart.) O yüzden daha çok ön plana çıkan, kamp sonunda verilen röportajlar oluyor. Geçen sene kampa DeMarcus Cousins fenomeninden bihaber gelen genel menajerler -ki mutlaka vardır, gereğinden fazla gerizekalı genel menajer var- şurada ve şuradaki röportajdan sonra göreceğini görmüş oldu mesela. Bu seneki röportajlardan düşülen olumlu notlar arasında 2009'da İsviçre kampındaki Hakan Şükür düzeyinde İngilizce konuşabilen Enes'in bunu geliştirirken gösterdiği kararlılık büyük bir yer kaplıyordu. İçerikte de bir WWE hayranına göre oldukça zeki gözüktüğünü söylemek lazım. (Macho Man ölmüş, tanımazdım ama toprağı bol olsun.) Chad Ford kırmızı halıda kazananlar arasına Tristan Thompson, Jimmer Fredette, Kemba Walker, Jordan Hamilton ve Josh Selby'yi de eklemiş. Sonuncusu dışında her biri güçlü karakterler olduklarını kolej kariyerleri boyunca göstermişlerdi zaten. Fakat yine aynı yazıda bir muhabirle bir oyuncu arasındaki şu dialoga da isim telaffuz etmeden yer vermiş Çet:

Reporter: Do you have any friends in the NBA?
Player: Yes.
Reporter: Have they told you anything about making it in the league?
Player: They told me it's going to be easy. The NBA is the easy life.

Bunun üzerine NBA kulislerinin etkin ismi Kubilay "Mark" Kahveci'ye danışmayı uygun gördüm:

C: Kim sence bu? Enes olsa ya...
K: "Cal bana öyle söyledi."
C: "Hedo'yla konuştum hocam ben. 'Utah'ta Mehmet abinin yanında başlarsın, rahat geçer' diyor."
K: Jordan Williams olabilir.
C: Yok ya. Yani olabilir de kafası daha güzel çocuklar var, Norris Cole falan.

Gerçi ben Jordan değil, Derrick okumuşum. Aslında güzel tahminmiş. Fakat aşağıdaki fotoğrafı görünce tüm soru işaretleri dağıldı...


- Bir de ölçüm muhabbetleri var. Bu işin doktorasını yapmış Can Birand imkan bulursa bu konuda daha yetkin sözler söyleyecektir. Fakat hem Kyrie'nin, hem de Derrick'in vücudunda 10% üzerinde yağ oranı çıkması biraz ilginç. Ben ilk duyduğumda Kyrie'ye daha çok şaşırdım, itiraf edeyim. Fakat sakatlık nedeniyle idmansız geçirdiği uzun süreyi hesaba katınca, bunu zamanla aşabileceğini düşünüp geleceğe umutla bakmak Derrick vakasına nazaran daha kolay oluyor. Bir de Kawhi Leonard ve Nikola Vucevic'in ucubelik sınırlarında dolaşan kulaç uzunlukları var sanırım konuşmaya değer. Zaten atletizm testlerinin birçoğunun sonuçları henüz açıklanmadı. "Finallerden önce odamın kapısına asacağım" demiş David Stern.


Doğru ya benim finallerim vardı, esen kalın...

Not: Fotoğrafların birçoğu çeşitli kaynaklardan aşırma. Cole ile ilgili olanı bizim mutfaktan çıktı, yarın Spor Servisi'nde bekliyoruz.

3 yorum:

cb. dedi ki...

Vay bana vaylar bana... @pekdogru dan WWE hayranlarina tokat gibi cevap :D

Sheed dedi ki...

chris benoit öldüğü gün bitirmeliydiler abi :(

Adsız dedi ki...

ilginc blog icin tesekkur

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...