Arizona, So.
6' 9", SF/PF
La Miranda, California (1991)
Drafte çok vakit kalmadı, artık üst sıralardaki isimleri yazmak gerek. Serinin bu geceki konuğu Arizona'nın gülü Derrick Williams. Çok kötü geçmeyen bir freshman senesinin ardından hücum yelpazesini müthiş geliştirmiş şekilde bitirdi ikinci sezonunu ve şimdi top pick olabileceği bir drafti bekliyor...
Ben sporcunun zeki, çevik, ahlaklısını ama en çok zekisini severim. Williams'ı da bu yüzden evladım gibi seviyorum. Basketbol bilgisi yüksek, oyunu aklıyla oynayan bir adam. Bunun sayesinde hücum silahlarını çok efektif kullanıyor, sezonun savunulması en zor oyuncularından biriydi belki de.
Uzun oyunculara göre şutu çok iyi. Son sezonunda maç başına birden fazla isabet bularak %57 ile üçlük attı ki harika bir yüzde. Yüzdenin bu kadar yüksek olmasının sebebi o silahını çok fazla kullanmıyor olması olabilir, ama ihtiyaç olduğunda güveneceği bir yer. Sezonun en kritik maçlarından birinde, Sweet 16'de seribaşı Duke'u elerken gönderdiği 5 üçlük yeterli bir kanıt sanırım. Sport Science da incelemeye almış bu absürd üçlük yüzdesini: Tık!
Bu arada ikizlerden Markieff Morris, Williams'ı Duke'a karşı izlerken çok şaşırmış, "Derrick abartılıyor, bu hareketleri sıkıyorsa abim Marcus'a karşı yapsın" mealinde şeyler söylemiş. Kasım'daki Arizona maçını çabuk unutmuş anlaşılan Markieff Bey.
Yüzü dönük oynarken David West gibi şut mu sallıyor peki sadece? Hayır, bir diğer silahı çabuk ilk adımı ve güçlü fiziği sayesinde potaya rahat gidebilmesi. Faul çizgisine gayet sık gidiyor, NBA'de de bu yeteneğinin ekmeğini yiyecektir. Açık sahada ok gibi fırlayacak kadar hızlı bir adam değil, ama özellikle boyalı alanda çok çevik ve hızlı sıçrıyor. Yavaş kalan uzunları çok rahat cezalandırıyor.
Alçak postta çok iyi pozisyon alıyor, sırtı dönük oyunu da fena değil. En azından fiziksel üstünlük kurabildiği oyuncuların üzerinden oynayıp sonuca rahat gidebiliyor. Jason Kidd'e post-up oynayamayan LeBron James durumuna düşmez bu ligde.
Ölçümlere göz atalım biraz... Ayakkabılarla 2.05 ki en büyük sorunu bu. İki pozisyon arasında sıkışmış bir oyuncu. Dört numara için boyu biraz kısa, ama üç numara için de çok iri -neredeyse 115 kilo çekiyor. LeBron gibi insan dışı bir fiziğe sahip olmadığı sürece o kadar ağırlıkla devamlı olarak üç numara oynaması çok zor. 10.8 yağ oranı biraz fazla tabii o kiloda, onu azaltırsa özellikle kısa forvetleri savunurken rahatlar. Ama süresinin çoğunu dört numarada alacaksa kilo vermesine gerek yok, güçlü kalması gerek. Vücudunu iyi ayarlayabilirse dört numara oynaması çok daha mantıklı geliyor bana. Yetenekleri o pozisyonda fark yaratacak düzeyde, üç numarada sıradanlaşıyor. Hızlı ve yükseğe sıçrıyor, Blake Griffin kadar abartı boyutlarda olmasa da benzer patlayıcılıkta smaçları, blokları var. Yanlış hatırlamıyorsam Washington karşısında maç kazandıran bir bloğu var, topu arka sıralara tokatladığı. Tabii bir de turnuvanın ilk turundaki Memphis maçında...
Daha karanlık taraflara yönelelim...
Pas yeteneği çok kötü değil, ama saha görüşü çok da iyi değil. Alçak postta yakalandığı ikili-üçlü sıkıştırmalardan çok rahat kurtulamıyor, dolayısıyla top kayıpları artıyor. Etrafında olan bitenden biraz daha haberdar olması lazım. Oyun zekası yüksek demiştik, gelişebilir bu noktada.
Savunma, saha görüşünden daha büyük bir sorun şu anda. İki pozisyon arasında kalmasının nedeni savunma aslında. Dört numaralara karşı hücumda hiçbir sıkıntı çekmez, fakat savunmada kısa kalıyor. Üç numara olarak iyi bir ribaundcu olabilir ama dört numarada oynarken hücuma koşmadan önce yapması gereken işi unutuyor. Daha iyi box-out edebilmesi için biraz da güçlenmesi şart.
Turnuvada gösterdiği performanslar ortada, bu kadar yürekli ve sorumluluktan kaçmayan bir oyuncu için alt limiti çok düşük koymamak gerek. İş ahlakı, oyun bilgisi olarak tartışmasız ağır basan taraf Derrick, ama en kötü bir Michael Beasley çıkar gibi duruyor. Üst limiti ise kendisine ve oynamak istediği pozisyon için gerekli yeteneklerini öne çıkarabilmesine bağlı. Dört numarada geleceğinin çok daha parlak olacağını düşünüyorum ve hücum yelpazesi daha geniş bir David West ya da savunması törpülenmiş bir Kevin Garnett üst limit benim için.
Draft pozisyonu içinse tartışılacak bir durum yok pek. Zayıf draftte -Can hocam her yazıda hatırlatılmasını istedi, pas geçmeyelim- iş ahlakı yüksek, basketbol zekası yüksek, yürekli ve belli pozisyonlarda fark yaratabilecek özelliklere sahip bir adamın 3. sıradan aşağı düşeceğini sanmıyorum, ama 'perfect fit' bir takım da yok maalesef. Öyle bir takım olsaydı, ilk sıradan gitmesi de şaşırtmazdı.
Bu tablo işi hoşuma gitmeye başladı. Williams, Beasley ve Kevin Durant'in karşılaştırıldığı tablo aşağıda. Üçü de benzer pozisyonlarda oynadı kolejde. Williams'ın Durant'ten kaliteli oyuncu olduğunu iddia etmiyorum, ama onlara nazaran faul çizgisine ne kadar fazla gittiğine ve hücumunu ne kadar efektif kullandığına dikkat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder