12 Mart 2010 Cuma

Bisiklet Geyikleri...


Bisikleti özlemişiz, çok açık. Katar ya da Algarve gibi turlar aylar boyunca duyduğunuz o büyük özlemi sadece biraz dindiriyor ama Paris - Nice arkasından da Tirreno - Adriatico izleyince dünyanın en şahane insanı oluyorsunuz. Kişisel bir not belki ama, şu dünyada beni zirve finişi olan bir bisiklet etabı izlerkenki kadar mutlu yapan başka hiçbir şey yok. Asosyalliğin kısa tarihi.

Alberto Contador mesaj verdi, bu da çok açık. Bu blog okuyucularının çok iyi bildiği üzere "mesaj", Murat Kosova'nın "jest ve mimik"ten sonra en sık başvurduğu kalıptır. Tim Duncan blok koyar, o sadece bir blok değildir, rakip oyunculara verilen 'burası girilmez bölge' mesajını da içeren bir pakettir. Her klişe gibi bu da biraz doğrudur ve Contador'un son atağı için kullanmakta sakınca görmüyorum.


Dördüncü etaptan (Maurs - Mende etabı) bahsediyorum. Son bölümde, işin kızıştığı o noktada, Contador çok rahat bir şekilde atağını yaparken ve yüz ifadesinden anladığımız kadarıyla hiç de zorlanmazken öteki favorilerin tel tel dökülmesi manidar. Frank Schleck ve Levi Leipheimer patladı, iki Sanchez biraz geride kaldı, bir tek Alejandro Valverde kendi meşrebince bir cevap verdi denilebilir, Joaquin Rodriguez'in de katkısıyla güzel güzel takip ettiler Conta'yı. (Lakabı El Pistolero biliyorum ama ben Conta diye sesleniyorum kendisine, hiç de sevmem halbuse.)

İlginç bir nokta da, Contador tüm büyük sporcular gibi, yaptığı işi o kadar kolaymış gibi gösteriyor ki bir yerden sonra ''Ne var canım ben de yapabilirim'' diyeceğiniz geliyor. Oysa kamera az aşağılara gittiğinde 38'lik Jens Voigt'un -ona da kocaman alkış- acı içindeki yüz ifadesini görmek ya da dağlarda bisikletiyle neredeyse yek vücut olan Valverde'yi izlemek tabloyu daha da net hale getiriyor.


İçinde Contador geçen bir yazı yazıyorsanız Lance Armstrong'a da lafı getirmelisiniz bir şekilde. İşin raconu bu. Biz istemesek bile onlar seviyor bunu, son yılların en gözde rekabeti hiç kuşkusuz. Murcia'daki vasat performansı sonrası hafif hafif eleştiriler alan ''Tanrım'' Lance, El Pais'e yaptığı, L'Equipe'in altıntıladığı, bizim de L'Equipe'ten çaldığımız açıklamalarında ''Ben 38 yaşındayım, Alberto ise 27'lik çıtır delikanlı. Her sene kendini geliştiriyor. Ben bunu görüyorum, herkes bunu görüyor, Alberto bunu görüyor. 2010 zorlu bir sene olacak'' diyerek tevazunun dibine vurdu. (Şair, burada blogu okuyan genç kızlara sesleniyor, "L'Equipe'ten de çeviri yapabiliyorum" diyor.)

Tevazu dedik ama Lance'in burada gizliden gizliye bir taktik uyguladığını söyleyenler de olmadı değil, oldular, zaten Lance insanlar üzerinde öyle bir intiba bırakmış ki ne söylerse söylesin insanlar bir bit yeniği arıyor. "Burn After Reading" gibi azizim, komplo içinde komplo.



Bundan gayrı, bir de Peter Sagan vakası var ki üzerine ne yazsak boş. Adam 90'lı, benden sadece bir yaş büyük ve ben oturup televizyon izlerken o gidip Paris - Nice'te iki tane etap birden kazanabiliyor. Tebrikler diyoruz ve üzerine daha sonra başka bir yazıda eğilmenin sözünü veriyoruz. ''Bisikletçinin Bir Genç Adam Olarak Portresi'' olur başlık da.

Yarın en önemli etap koşulacak belki de Paris - Nice'te. Televizyon başında olmanızı salık veriyorum. (Salık vermek, tavsiye etmekten daha güzel.) Özellikle birinci kategoriden tırmanışların şahı olan Col de Vence (9.7 km sürüyor, eğim 6,6%) hakikaten çok keyifli olacak. Bunun dışında istemediğiniz kadar ikinci ve üçüncü kategoriden tırmanış var. Kaçanlar, uçanlar, dökülenler ve Contador, Paris Nice'te sizi bekliyor olacak. Rodriguez'den bir sürpriz bekliyorum. Janez Brajkovic'e de ''Biraz kendini göster be abi'' diyorum. Arayı soğutmayalım.

1 yorum:

leblebici dedi ki...

peter sagan baya büyük bir is basardi. 2-3 Sene icinde belki bir Tour de France - Beyaz mayo beklenir bu adamdan. Slowakya'dan böyle basarilarin filizlendigini görünce, insan kiskanmadan edemiyor.

Bu arada en büyük Ispanya'ymis onu görüyoruz bu turda

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...