11 Ekim 2010 Pazartesi

Arkayv Arkayv Arkayv


Konser haberini aldığım gün Archive dinlemeyeli ne kadar uzun süre olduğunu fark ettim. Doğrusu Archive'ı "Noise" albümleriyle sevmiş, daha sonra geri sarıp "You All Look the Same to Me" güzelliğiyle de tanışmış bir adam olarak "Controlling Crowds" albümlerinin turnesi kapsamında bir Archive konseri değildi 17-18 yaşlarındayken hayal ettiğim. Zira "Lights" sonrasında yeniden köklerine dönüş anlamında geldikleri yere doğru bir adım atan bu güzel insanlar, kadroyu da genişletip bir gruptan ziyade kolektif haline gelmeleriyle radarımdan çıkmışlardı. Yine de kalbimin bir köşesinde denize nazır yerlerini koruduklarındandır ki, genelde 'bu konser için fazla' gibi tepkiler alan bilet fiyatlarını görmem de beni engellemedi.

Ön grubun Post Dial olması da beni konser alanına erkenden getiren bir unsurdu elbette, uzun zamandır dinlememiştim. Sonra kısa süre zarfı içerisinde iki kez dinleyerek yeniden sıkılma noktasına geldim. Kendileriyle böyle çalkantılı bir ilişkimiz var, ama Post Dial ismini hangi organizasyonda görsem "Güzel seçim" diye yapıştırırım. (Şair burada şimdi çok uzaklarda olan İsmail Özkısaoğlu'na sesleniyor.) Uzun lafın kısası, bir İBB tribünü kadar seyirci toplayamamış olmaları beni üzdü. Biraz da yaşadıkları teknik problem onları zorladı. Belki kalabalığın yavaş yavaş toplandığı final anlarına saklansa daha isabetli olabilecek "Get It" konser başında murdar edilmiş gibi oldu. Bu da bir olumsuzluk olarak sayılabilir. Kaç hafta geçti, net hatırlamıyorum açıkçası...

Archive geldiğinde ise tamamen başka bir boyut kazandı konser. "Controlling Crowds" ile başlayan -iyi anlamda- curcuna, favori albümlerimden biri olan "Lights" parçası olmasından mütevellit daha bir kulak kesildiğim "Sane" ile maksimum noktalarından birini gördü. Açıkçası yolculukları boyunca farklı janrlar arasında gezinmeleri ve son albümün turnesi kapsamında olan bir konserde dahi tüm dinleyicisini kucaklamak adına her dönemlerinden çalmaya gayret etmeleri nedeniyle ideal bir konser olamadı. Ama istedikleri buysa herkesi mutlu ettiler, her şarkının da hakkını verecek ölçüde çatır çatır çaldılar. En son The Cranberries ile bıraktığım Maçka Küçükçiftlikpark da gözümde tekrar 'iyi bir konser alanı' statüsüne yükseldi. Ama burada kalmaları için oraya her hafta Archive getirmeleri gerekebilir. Geçen hafta Yunanistan'da, hatta genel olarak turne boyunca hiç yapmadıkları bir şeyi yaptılar ve hem 18 dakikalık kemiksiz "Lights", hem de "Again" çaldılar. Bitiriş de "Again" ile olunca, konser sonunda suratımızda "Bizi sevdiler de ondan" mealindeki ebleh bir sırıtışla kalakaldık. Konserin ve dört şarkılık bisin yoğunluğunu ölçmek için en doğru an, "Again" şoku atlatıldığında tuvaletlere hücum eden onlarca insanın yarattığı görüntüydü. "Az önce şarkılar farklı türlerden olduğu için kopukluklar oldu demiştin, ne biçim adamsın" diyebilirsiniz. Archive büyüklüğü başka bir büyüklüktür diye kontrhamleye geçerim, adamlar kolektifliğin dibine vurup sahneye piyanist şantör çıkarsa yine bırakamıyorsun. Bittiğinde senin şarkına geçmeleri ve pisuvarda dinlemek zorunda kalman ihtimali korkutucu ve aynı zamanda daha önce belirttiğim gibi her şeyi hakkını vererek çaldıklarından eksilmeyen bir takdirle izliyorsun sahneyi. Müziği sunanla içeri buyur eden arasındaki o aynanın kırıldığı anlardan biri oldu yani Archive konseri. Galiba hep de böyle oluyor... O yüzden yine gelsinler.

Fotoğraf: Erdal Mahir Cüran

1 yorum:

Svetlin dedi ki...

güzel seçim dostum.

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...