
Dün akşam Deutsche Bank Skyliners maçı için Akatlar'daydık, salonun ismiyle halen pek barışık değilim... Burak Bıyıktay'ın çok büyük hayranlarından olmadığım sır değil ama saha içindeki marazlara gelene kadar bayağı bir yol katetmeniz gerekiyor konu Beşiktaş Cola Turka ise. Yine de biz o yolu görmezden gelelim, golü yiyerek tehlikeyi savuşturmayı tercih edelim.
Geçen sene pota altında gamsız yapısı ve eşleşmelerinin çoğunda rakibe oranla ağır kalması nedeniyle, hücumdaki üst düzey yeteneklerine rağmen savunmada bir kara delikten öteye gitmeyen Lonny Baxter'ın varlığında bir savunma takımı olmak pek mümkün görünmüyordu. Her ne kadar kanatlarda hem Muratcan Güler, hem de Brad Newley savunmada yetenekleri kadar iş disiplinleriyle de önemli birer silah olsa da ancak münferit bir değer sağlayabiliyorlardı. Bu sene takıma dahil edilen Vanderbilt mezunu Andrew Ogilvy de bulabileceğiniz en sert oyuncu sayılmaz, hatta oyununun zayıflıklarını sayarsak en yukarıya yazılır lateral çabukluğunun yetersizliği ve savunma bilgisi eksikliği. Fakat karakter de devreye girdiğinde, seneye daha yüksek profilli bir lige kapağı atma ve daha iyi kontratlar kapma peşindeki Avustralyalı'nın Baxter sonrası ileri yönde bir adım olacağını düşünüyorum.
Gelin görün ki, eldeki malzemeden bağımsız olarak bir Bıyıktay takımı olarak savunma karakteri gösterme ihtimaliniz pek yok. Yumuşak savunma yapıları, niteliksiz hücumlar Bıyıktay'ın "mutlu oyuncular, mutlu basketbol" düsturuyla açıkladığı fazla iyimser basketbol bakışının default olarak getirdiği görüntüler.

Mire Chatman söylenene göre yazı pek iyi değerlendirmemiş ve takıma oldukça geç katılmış. Şu sıralardaki oyununun üstüne koyup geçen seneleri hatırlatacak performanslar vermesi kuvvetle muhtemel. Michal Ignerski dört senedir ACB'de forma giyiyor ve ev sahibi oldukları Eurobasket '09 performansından bihaber olanlar için bunu söylemek bile yeterli olacaktır. Fakat kesinlikle Newley kadar komplike bir oyuncu değil. Üstün fiziğine rağmen savunmada esaslı bir faktör değil ve hücumu da dış şut odaklı daha ziyade. Newley gibi değerleri bulduktan sonra elde tutmak için çok az şey yapıyoruz, bu sır değil ve yavaş yavaş kanıksadık da. Fakat Newley örneği özelinde gidersek, gerçekten mide bulandırıcı bir hal almıştı oyuncu-kulüp ilişkisi. Tık! Zaten bu anlamda üçüncü dünya ülkelerine yakışır o seviyemizi Şeref Yalçın'ın Haluk Yıldırım merkezli açıklamalarıyla bir kez daha açık etmiştik. Tüm bunlar seyircinin -ve oyuncunun da- aidiyet hissetmesini namümkün kılıyor. O yüzden isterlerse Allen Iverson'ı değil Kobe Bryant'ı getirsinler, değişen hiçbir şey olmayacak benim nazarımda.
Dün birisi kenardan geldi, diğeri de tribündeydi ama Bekir Yarangüme ve Serhat Çetin iyi transferler. Cüneyt Erden ve üçlüklerinin Akatlar sakinlerindeki hatıratı Damir Mrsic gücündedir neredeyse. (30 Nisan 2004 vs. Darüşşafaka, 10 Nisan 2008 vs. Galatasaray Cafe Crown) Özellikle parantezdeki ikinci maçta gelen o üçlüğün hançer etkisi birçoklarında hala bakidir. Bunu en azından bu sezon yaşamayacağını bilmek güzel duygu.
Yıllardır genç yetenek diye yutturulmaya çalışılan Arın Soğancıoğlu'dan sonra 1992 doğumlu Murat Kutlu'yu izlemek güzeldi. Gerçi babasının kim olduğunu bilmiyorum, temkinli yaklaşmakta fayda var.

Frankfurt ekibi için maçın başında söylediğim sözü alıntılamak uygun olacak: "Anlaşılan Deutsche Bank para musluklarını kapamış." Geçen sene play-off ilk turunda önemli bir sürpriz gerçekleştiren takımı sırtlayan oyunculardan Aubrey Reese ve Seth Doliboa zaten ülkemize transfer oldu. Temel taşlardan bir diğeri olan Derrick Allen'ı ise ALBA Berlin kaptı. İlk maçtaki büyük size dezavantajlarını gidermek adına yaptıkları iki uzun transferini geçen haftaya yetiştirebilselerdi eşleşmenin seyri büyük oranda değişebilirdi. Ancak geçen sene Kepez Belediyesi'nde izlediğimiz Brad Buckman oyuna girdiği gibi faulleri sıralayıp ikinci yarı sahaya pek adımını atamadı ve Kanada milli Jermaine Bucknor da takıma adaptasyonunu sağlamak için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu gösterdi. Buna rağmen verilen 15 hücum reboundu ve üçüncü çeyrekteki rezalet alan savunmasında Finlandiya'dan transfer Ajene Moye'den yenen basit basketlerle az daha tur tehlikeye gidiyordu. Ama Murat Didin'in halefi olan Finlandiya vatandaşı Kanadalı basketbol adamı Gordon Herbert'ın işi çok kolay olmayacak. (Evet Kanada ve Finlandiya dedim, çok matah bir scouting işlemiyor gibi Deutsche Bank Skyliners cephesinde.)
2 yorum:
Şubenin bu durumunu Burak Bıyıktay'dan daha iyi kabullenebilecek veya her şeye rağmen çalışmaya devam edebilecek bir ikinci yerli isim gösterin ?
Yabancıları geçtim zaten.
Bu arada takım 3-4 haftadır tam kadro çalışabiliyor.
Her iki maçta da kritik noktalarda geriye düşüp 10 + farklarla çeyrek oynayabiliyorsa rakip ne olursa olsun belli bir potansiyel var demektir.
Rakibin yeni transferleri daha önce olsaydı da serinin seyri değişmezdi. Her iki maçtada istediği an vites atıp çift haneli fark yaratacak seri yakalandı.
Ve takımın bu gamsızlıklarının da koçla direkt ilgisi yok Ergin Ataman zamanında da bir ton maçta 15 sayı öndeyken 7-8 sayı geri düşüyorduk.
tamam, ben de öyle diyorum zaten.. beşiktaş basketbol şubesinin çizgisine yakışabilecek bi 'coach' bıyıktay bence de.. ama beşiktaş isminin çağrıştırdığı hedeflere yakın bi isim değil, ataman her şeye rağmen öyle bi isimdi.. o dönemdeki başarısızlığın sebepleri çok katmanlı.. zamanında açıklamaya çalıştık çeşitli yerlerde zaten, şimdi sırası değil..
eşleşmenin seyri rahat bi seyir değildi, o "istediği an vites atma" düşüncesine katılmıyorum dünkü maç özelinde.. rakipteki faul problemleri olmasa üçüncü çeyrekteki seriye karşılık vermek bu kadar kolay olmazdı.. karşıdaki oldukça düşük kapasiteli bi takım olmasına rağmen..
sonuç olarak bu kadro, yönetim anlayışı ve bıyıktay ile ligde final, avrupa'da başarı gibi hedefler koymak en başta o oyunculara haksızlık olur.. benim başarıda da gözüm yok, en azından geçen sene haluk'a ve newley'ye daha önce daha biçoklarına yapılan çirkin muamelelerin ortadan kalkması yeterli olur..
son paragrafı hiç anlamadım, oyuncunun gamsızlığının faturasını 'coach'a neden çıkarayım, yapmadım öyle bi şey.. sadece şunu söylüyorum ki savunma anlayışı çok zayıf olan bi basketbol adamı bıyıktay, takımlarının da kolektif olarak ortaya bi savunma karakteri koymasını beklemek anlamsız olur.. ancak geçen sene muratcan-newley ikilisinde olduğu gibi bireysel çabalar gelebilir.. onlara da teşekkür ederiz..
Yorum Gönder