
Eşleşmelere geçmeden önce bu konferansa özel olarak sezon sıralamasını verelim ve bu vesileyle tahminlerimizin gerçekleşenden ne ölçüde sapmış olduğunu kontrol edelim. Sezon başında -ne yazık ki proje aşamasından öteye gidemeyen- bir e-dergi için incelemiştim doğu konferansını ve daha sonra
buraya da taşımıştım o yazıyı. Şu şekilde dizmişim:
1. Cavaliers (61-21)
(1)Bingo! Çok zor bir tahmin değildi elbette, fakat burası için Celtics'i aday gösteren çok fazla kişi olduğunu hatırlıyorum. Oraya sonra geliriz... Anthony Parker'ın altını çizmişim, beklediğim kadar iyi değildi ancak Delonte West de sezon öncesindeki psikolojik buhranları geride bırakıp yardıma yetişti. Antawn Jamison takası mükemmel hamle değildi, ancak LeBron James serbest kalmadan önceki son takas şansını pas geçemezlerdi. Shaquille O'Neal rotasyona dönünce deste yeniden karılacak ama buradan göründüğü kadarıyla şampiyonluğa gidiyorlar. Buna rağmen esas oğlanı tutmaya yetmeyebilir.
2. Celtics (50-32)
(4)55-60 galibiyet bekliyordum doğrusu. Şu sezonun son bölümündeki performansın etkisiyle 50 galibiyeti gördüğümde bile şaşırdığımı söyleyebilirim. Rasheed Wallace geçtiğimiz yazın patlak lastiği oldu, sağ taraftaki ankette de onu zorlayabilmek için Gordon-Villanueva koalisyonunu devreye sokmak zorunda kaldım. Okurdan gerekli ilgiyi görmemiş... Bu seviyede olmasa da Marquis Daniels da kadroda bir yapıştırıcı olması beklenirken, tamamıyla etkisiz eleman oldu. O yazıyı yazdığım sırada, Paul Pierce takımının 'team to beat' olduğunu açıklamıştı. Sırada ne var? Garden'a gelen takımlar ayrı bir motivasyonla oynuyor. Belki her şeyin nedeni bu... Motor City'de bir enkazı geride bırakan Sheed burayı da bozmuşa benziyor. Bill Simmons'ı bile çileden çıkardılar, yazık... Çok acayip şeyler olmazsa Cavs yolun sonu anlamına gelecektir. Doc Rivers için de.
3. Magic (59-23)
(2)Magic konusunda sezon başında da birçok soru işareti vardı ve bir süre boyunca iki adım geri adım atıp izledik takımın yeni görüntüsünün nasıl sonuç vereceğini. Vince Carter standartlarının çok altında bir grafikle giriş yaptı Magic kariyerine, All-Star arasına kadar da tam anlamıyla yükseltemedi yüzdesini. Sezona geç giren Rashard Lewis
play-off kapıdayken hala geçen sezonki oyununu göstermekten uzak. Dwight Howard'ın tek başına konferans finalini kazanmasını bekliyorlarsa, bu sene o kadar kolay olmayacağı aşikar... Horford-Howard eşleşmesi konferans yarı finalinde erken bir geri dönüşe imkan tanımayacaktır fakat bu sene finale çıkmalarını çok olası bulmuyorum. Yalnız bir türlü işin içine giremeyen Brandon Bass süre almaya başlayabilir, ligin rotasyondaki yerine göre en fazla para kazanan adamlarından Marcin Gortat
play-off basketbolunda işlevsellik kazanabilir ve böylece sezon öncesinde vurgulanan o geniş kadro ciddi bir avantaja dönüşebilir. NBA'in en iyi ikinci derecesini yaptılar tüm olumsuzluklara rağmen, saygıyla eğiliyoruz...
4. Heat (47-35)
(5)Bu benim eleştirilen tahminlerimdendi, ancak Jermaine O'Neal beklediğimden de iyi top oynayıp sakatlık sonrası dönemindeki en iyi sezonunu geçirince beklediğim galibiyet sayısını yakaladılar. Biz kısa forvet pozisyonu için endişelenirken, esas darbeyi oyun kurucularından yediler. Mario Chalmers çaylak sezonunun üzerine hiçbir şey koyamazken, Rafer Alston hamlesinden de bir şey çıkmayınca Carlos Arroyo ile bitirdiler sezonu. Porto Rikolu'ya direksiyonu bırakıp da
play-off başarısı beklemek çok tutarlı bir iş gibi gelmiyor. Yine de iyi bir bitiriş yaptılar ve mevsimin en formda takımı olarak geliyorlar.
5. Wizards (26-56)
(14)Yuh! Böyle bir organizasyon görmedim. Olayları biliyorsunuz, tekrarlayıp canımı sıkmaya niyetim yok. Gilbert Arenas, DeShawn Stevenson gibi kuruların yanında, Caron Butler, Antawn Jamison, Brendan Haywood gibi yaşlar da yandı ama takım hala kendine gelemedi. Flip Saunders'ın Andray Blatche olayındaki idaresi onun da ipini çekmeli. Yine de toparlanabilmeleri için John Wall veya Evan Turner'dan fazlasına ihtiyacı var başkent temsilcisinin. O adamların da kariyerleri için ihtiyaç duydukları en kötü başlangıç takımı bu olur zaten, aman...
Ön inceleme için de 'bu sene, o sene' tadında bir yazı yazmışım , iyi ki dergide yayınlanmamış.

6. Hawks (53-29)
(3)Jamal Crawford oldu bu tahminde beni tufaya getiren... Takım kimyasında yaratacağı olası tahribattan falan bahsetmişiz, Flip Murray üzerine ağır bir
upgrade yaratıp sezonun en iyi altıncı adamı oldu eleman. Helal olsun, kariyerinde ilk
play-off maçına çıkacak ve
play-off oynamadan en fazla maça çıkan oyuncu unvanını da Troy Murphy'ye emanet edecek. J.A. Adande'nin yazısında vardı sanırım, Hawks adına üzücü olan bu takımın tavan noktasına ulaşmış olması. Bu sezon bir öncekinin de üzerine koydular ve üçüncü sırayı aldılar. Geçen sene çok aşağılarda olan
bench katkısı bu seneki Jamal takviyesiyle yeterli bir noktaya geldi. Fakat yazın Joe Johnson'a elveda deyip, yeni bir formül elde etmeye çalışmak yapılacak en doğru hareket gibi. Zira bu takımın limitleri Magic'i geçip konferans finali oynamak için yeterli değil ve daha yukarısı için hiçbir zaman yeterli olmayacak gibi. Enseyi karartmak anlamsız tabi, seyirciyi salona çekip şehri havaya sokan keyifli bir basketbol oynuyor takım. Josh Smith de ligin gelmiş geçmiş en iyi 15 sayı ortalamalı oyuncusu olabilir.
7. Bulls (41-41)
(8)Burada da 2010 yazı etkileri devreye girdi ve kadroyu zayıflatan birkaç ekonomik hamle yapıldı sezon içerisinde. Tyrus Thomas ve John Salmons gibi oyuncular gönderildi ki özellikle ikinci isimden şikayetçi olamk için pek fazla sebebi yoktu Bulls'un... Bunların üzerine gelen uzun süreli Joakim Noah sakatlığı sonrası, ancak çaylak Taj Gibson'ın karakter göstermesi ve Derrick Rose'un herkesin yerine biraz oynamasıyla kurtarıldı sezon. Zaman zaman Jannero Pargo'nun, Acie Law IV'un eline bakan bir takım izledik, fakat Kirk Hinrich vites yükseltince Fransız'ın da geri dönüşüyle iyi bir
play-off takımına kavuştuk. Rakibi Raptors ile kıyas kabul etmeyecek bir takım en azından. Yazık ki karşılarında Lebrongiller olacak... Son Paxson-Del Negro olayı ise yazın taşların büyük oranda yerinden oynayacağına işaret ediyor.
8. Raptors (40-42)
(9)Hidayet Türkoğlu batug.com ödülleri çerçevesinde 'yılın patlak transferi' adayımdı, bugünkü tabloya en çok şaşıranlardan biri değilim dolayısıyla. Fakat Jay Triano'nun takıma daha karakterli bir basketbol oynatmasını ve o oyunu tanımlarken Hidayet'in yeteneklerini biraz olsun hesaba katmasını beklerdim. Reggie Evans'ın münferit çabaları dışında savunmaya takılmayan bir takım, mutsuz bir İspanyol, çoktan şehri terk etme kararını almış bir
franchise player ve hiç hak etmeyen adamlara verilmiş uzun süreli kontratlar var elde... Andrea Bargnani'nin kariyerinin en iyi sezonun geçirmesi, henüz savunma yapmaya başlamasa da hücumdaki etkinliğini artırması ve ucundan da olsa rebound olayına girmesi sevindirici tek şey olabilir. Takımın geri kalanı Sonny Weems falan zaten...
9. Pistons (27-55)
(12)Takımın kimyasının geri dönüşü olmayan bir yola girdiğinden haberdardım, fakat yenilerden Ben Gordon'ın daha başarılı bir sezon geçirmesini bekliyordum sanırım. Gerçi sezon öncesi yazıyı okursanız olumlu tek bir cümle bile yok, kimilerinin çok ümitvar olduğu Rodney Stuckey'nin oyun kurucu bölgesi için güvenilir olmaktan uzak yapısını da o günlerde teşhis etmişiz. Bu elemanları küfür gibi bir yazının üzerine dokuzuncu sıraya koymuş olmam da konferansın yavanlığının bir başka göstergesi heralde. Az daha Raptors gibi basketbol oynamayan bir takım
play-off yapacaktı 1.5 oyuncunun sırtında. John Kuester'ın sezonu hakkında da net bir yorum yapamıyorum, çöplük bir takımı sahaya sürdü sezonun başından itibaren. Jonas Jerebko'ya güvenmesi ve önemli roller vermesi, Will Bynum gibi değeri daha önce pek bilinmeyen bir oyuncudan yararlanması güzel işler. Ama bu kararların bu şartlarda birer zorunluluk olduğunu söylerseniz de karşı çıkamam. Seneye de burada olacak eleman, bakalım.
10. Pacers (32-50)
(10)Burada da bir tam isabet var, eğrisi doğrusuna gelmiş bir şekilde. Danny Granger'ın erken dönem sakatlığı bu takımın derecesini de potansiyelinin altına taşıdı aslına bakarsanız... T.J. Ford ile biraz fazla zaman kaybettiler ancak sezon sonuna doğru Murphy-Dunleavy ikilisi de iyileşince gayet iyi bir takım çıktı ortaya. Hatta Mart-Nisan döneminin en iyi 7-8 takımından biri olarak noktaladıklarını söyleyebiliriz sezonu. Rush-Hibbert ikilisinin gelişiminden söz etmişiz. Brandon Rush ligin aldığı süreye oranla en kötü oyuncusuydu belki de, benim için büyük hayal kırıklığıydı. Roy Hibbert ise konsantrasyonu her zaman en yüksek seviyede olmasa da iyi kumaşını bir kez daha gösterdi. Zaten Georgetown'dan kötü pivot çıkmaz Serhat, benim zamanımda da böyleydi! Watson-Jones ikilisiyle çift stoperli günler görmeyi bekleyen Can Birand da karşılık alamadı gibi o beklentilere. Dahntay Jones da yaz döneminin kötü imzalarından biri olarak anılacaktır.

11. Sixers (27-55)
(13)Bu sıraya koyduğumda da tepki çekmiştim ama daha kötüsünü yapabileceğini gösterdi bana Eddie Jordan'ın talebeleri. Princeton Offense geyiğine girmek istemiyorum ama
coach felsefesi ile takım yapısının uyuşmazlığını görmemek yine mümkün değildi. Fakat olay bundan ibaret değil ve
coachu kovmak yetmeyecek Phila'ya... Andre Miller'ın salıverilmesini iyi bir hamle olarak görüyordum ama bunu Williams-Holiday gibi genç bir ikilinin önünü açmak için kullanmaktansa, tamamen farklı amaçlar doğrultusunda Allen Iverson'la imzalama kararı alıyorsan o sezondan beklenti içine de girmeyeceksin. Jrue Holiday çok iyi bir sezon geçirmedi ama benim beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Fakat genç bir çocuğa ona güvenmediğini söylemenin en ağır yollarından biri oldu AI hamlesi, bu gerçeği de hesaba katmak gerek. 1 numaralı oyuncusu Andre Iguodala, 2 numaralı oyuncusu 2010 model Elton Brand olan bir takım
play-off takımı bile olamıyormuş... Konferansın en kötü durumdaki takımı. Wizards neden değil? Çünkü 'stuck in mediocrity' denen o kötü döngüye girmek yerine geleceği olmayan takımı tamamen temizleme yoluna gittiler. Bir başlangıçtır...
12. Bobcats (44-38)
(7)Sezon içinde Stephen Jackson gibi esaslı bir hamle geldiği için buradaki tahminimi bir başarısızlık olarak görmüyorum. O dönemdeki serbest oyuncular arasından Allen Iverson'ı bu takıma yakıştırmamızın arkasındaki düşünüşü, saha üzerinde S-Jax gösterdi en güzel şekilde. Muhtemelen bizim adayımızın gösteremeyeceği şekilde... Tyrus Thomas da hiç fena bir ekleme değildi, ancak sezon öncesinde Tyson Chandler'ın sağlığı konusundaki endişelerimizde haklı çıktığımızı söyleyebiliyoruz üzülerek. Kayıp geçen bir sezonun ardından karşısında Dwight Howard'ı bulmak pek yardımcı olmayacaktır ona da. Yine sezon ortasında kadroya dahil olan eski toprak Theo Ratliff'in ve Nazr Mohammed'in eline bakıyor olacaklar. Bu arada Gerald Wallace da kariyerini bir üst seviyeye taşıdı bu sezon.
MIP için bile sağlam bir aday olabilir ki ben kendisini
başka bir ödüle layık gördüm. Raymond Felton'ın yazın vereceği karar da önemli. Takımı Michael Jordan satın aldı, karışık
FA piyasasında bu bile bir koz olabilir.
13. Nets (12-70)
(15)Devin Harris sakatlıkların da etkisinde oldukça kötü bir sezon geçirdi ve Nets, onu pazarlamak için çalışmalara şimdiden başladı. Eğer lotaryayı kazanacak olurlarsa direksiyonu John Wall'a verip, o pazarlama faaliyetlerini sıklaştırmaları kimseyi şaşırtmamalı. Chris Douglas-Roberts konusunda yanıldığımızı kabul etmeliyiz artık. Elemandan yana hemen herkesin büyük beklentileri vardı fakat böyle bir sezonda bile bir ışık gösteremiyorsa, biraz daha şüpheci yaklaşabiliriz. Belki de sadece Derrick Rose'un ışığıyla onu da olduğundan daha parlak gördük. Benim için esas hayal kırıklığı ise bunların hiçbiri değil: Courtney Lee. Lotarya onlar için belirleyici olacak, yeni patron da en az Roman Abramovich kadar sansasyonel olacağa benzer. Bu arada 12 galibiyetten fazlasını bekliyordum, orası açık.
14. Knicks (29-53)
(11)29 galibiyet böyle amaçsız girilmiş bir sezon için gayet iyi bir sayı, bunun yanında Danilo Gallinari'den tatmin edici bir performans almayı da başardılar. Chris Duhon bu kadroda tutulabilir görünen elemanlardandı, veteran minimumun ona verilebileceği konuşuluyordu fakat Madison Square Garden günlerini geride bıraktığını söyleyebiliriz rahatça. Toney Douglas ve Bill Walker konusunda ben henüz ikna olmadım, fakat yapılan hamlelerle Eddy Curry'nin kontratı dışında rüyalarındaki tabloya ulaştılar. Donnie Walsh bugüne kadarki hamleleriyle -hak ettiği şekilde- iyi kredi topladı, fakat LeBron James gelmezse şehirde oluşacak hayal kırıklığı dalgaları 9/11 etkisi yaratabilir. İlk tur hakkına sahip olmamaları da bu derecede pay sahibi, biz onu pek hesaba katmamıştık sezon öncesinde...
15. Bucks (46-36)
(6)Scott Skiles'ın yaptıklarını da tamamen kulak ardına itmiyorum fakat bu takımı sağlam bir
play-off takımına dönüştüren adam Andrew Bogut idi bana kalırsa. Neredeyse bütün sezon öncesi tahminlerde son sıraya atılmış Bucks'ı aldı, iç gıcıklayıcı sakatlığına değin beşinci sıraya kadar çekti. Brandon Jennings'in oyunun gördüğü en akıllı oyun kuruculardan biri olmadığı zaten bilinmeyen bir şey değildi, Ersan İlyasova'ya pas atmıyor diye mi tüm bu nefret? Benim nazarımda bu sezonun en iyi ikinci çaylağı olmak için Darren Collison ile kapışacak bir performans gösterdi. 55 sayılık maçının ileride başına bu kadar bela açacağını bilse, o maçı öyle oynamazdı heralde. Yok, yine öyle oynardı şimdi düşününce. Michael Redd'in sezon bitiren sakatlığı sonrası gelen John Salmons hamlesi çok şık, Luc Richard Mbah a Moute her geçen gün biraz daha büyüyor, bizim çocuk NBA kalibresinde olduğunu göstermekte ısrarcı. Jerry Stackhouse tabuttan çıkan bir mumya gibiydi, ondan bile verim aldılar. O sakatlık olmasa güzel bir seri izletebilirlerdi, yazık oldu. Avustralyalı'nın sağlıklı bir sezon geçireceği garantisini alsam daha yukarılara koyardım ama böyle bir senaryoyu hayal bile edemezdim muhtemelen...

Buradaki seriler diğer yakadakiler kadar cazip değil, kısa geçelim... Zaten yazmamız gerekenleri yazdık yukarıda da fazlasıyla.
(1) Cavaliers - (8) Bulls
Bulls cephesinde patlak veren Paxson-Del Negro hadisesi dışında her şey çok güzel gidiyor, taraftar
play-off umutlarını kaybetmişken güzel bir sürprizle karşılaştı ve buradan alacakları tek galibiyet de yetecektir onlara. Muhtemelen o kadarını alacaklar en fazla. Derrick Rose'un United Center'da onca çabayı anlamlı kılacak bir galibiyet kovalayacağını ve bunu başaracağını düşünüyorum. Bulls'un 2 galibiyet ve fazlasını aldığı senaryoları ise çok da konuşmaya değer bulmuyorum açıkçası.
Cavaliers in 5. (2) Magic - (7) Bobcats
Konferanstaki favori eşleşmem bu olacak çoğunluğun aksine. Takaslar sonrası Bobcats izlemekten en çok zevk aldığım takımlardan biri haline geldi ve bunun da eşleşmeye bakışımda önyargılara yol açmış olması kuvvetle muhtemel, bunu yadsımıyorum. Gerçekten de Dwight Howard karşısında durabilecek bir uzun rotasyonu göze çarpmıyor. Theo Ratliff bu seviyede oynamayı çok iyi biliyor, Tyson Chandler'ın sağlıklı olduğunda neler yapabildiğini çok iyi biliyoruz, Nazr Mohammed sezon boyunca takımın en istikrarlı oyuncularındandı, Mavs günlerindeki DeSagana Diop'u hatırlarsınız... Bunları diyebiliyoruz en fazla, ama inandırıcı olmaktan çok uzak. Fakat Felton-Nelson ve Lewis-Diaw eşleşmelerinde bu oyuncuların birbirini nötralize ettiğini düşünürsek geriye kalan beş oyuncuları arasında Wallace-Jackson ikilisiyle Cats'in öne çıktığını söylemek kimseye haksızlık olarak algılanmamalı. Daha derin
bench mutlaka Magic adına faktör olacaktır ama Howard'ı kullanma konusunda bu sezon da sınıfta kaldıklarına inanıyorum. Howard'ı böyle bir seride birinci skor opsiyonu olmaya hazırlayabildiklerinden de emin değilim. Durumu biraz düzelttiler, fakat özellikle sene başında ligin en dominant uzununa sahip olduklarından bihaber gözüken bir oyuncu grubu vardı hücumda. Bu görüntünün ne kadar düzeleceğine bağlı olarak serinin uzunluğu da değişir. Ama Magic kazanır.
Magic in 7.(3) Hawks - (6) Bucks
Yukarıda takımı değerlendirirken de yazdık. Ne yazık ki Andrew Bogut'ın kolunun havada bir spagetti gibi salındığını izlediğimizde, aynı zamanda bir Cinderella masalının sonunu izliyorduk. Hawks için ter idmanı seviyesinde geçecek anlamına gelmesin ama Wisconsin'deki maçlarda kısmen zorluk çıkarsalar da Hawks'u yenebilecek bir potansiyel barındırdığını düşünmüyorum elde kalan elemanların... Hawks işi içeride bitirmek isterse beşinci maçı da izleyebiliriz, fakat tetiği çekip rakibin acısını dindirmek varken bunu neden yapsınlar?
Hawks in 4.(4) Celtics - (5) Heat
Evet, Celtics'in görüntüsü içler acısı. Ve evet, Heat
play-off arefesindeki en etkileyici koşulardan biriyle geliyor bu eşleşmeye. Fikstürden yardım almış olsalar dahi son 13 maçtan 12 galibiyet çıkarmış olmaları başlı başına bir başarı hikayesi. Böyle bir dönemde aldıkları tek mağlubiyetin içerideki Pistons maçında gelmiş olması ise takımın yetersizliğinin bir kanıtı anlamına gelebilir. Ya da ben gereğinden fazla yorumluyorum bir maçı... Fakat fikstürün gerçekten iyi davrandığını söyleyebiliriz Dwyane Wade ve arkadaşlarına. Paul Pierce yavaş yavaş olayın içine girmeye başlıyor gibi, bu seride de iyi top oyanmasını bekliyorum. Nispeten birbirine yakın iki takım arasındaki bir seride Arroyo-Rondo gibi bir eşleşmenin belirleyici olmasını beklemek de yanlış olmaz. Orası büyük bir baş ağrısı olacaktır Heat için. Mario Chalmers neden böyle oldu ya?
Celtics in 6.