23 Nisan 2010 Cuma

More News from Nowhere #11: Alemitu Bekele


Normalde bu dönemlerde biraz daha aktif dinlenme moduna geçiyordum, bu yarıyılda sekiz tane falan proje yapmam bekleniyor ki blogun belini doğrultamıyoruz doğal olarak. Kendi belimiz de daha iyi durumda değil ya neyse. Sorarım size, öğrencilerine 'spring break' vermeyen üniversite olur mu? Bunu tartışalım...


Güzel gidiyor play-off muhabbeti şu ana kadar. Kamuoyunun ugly game yaftası yapıştırdığı maçlar benim en sevdiklerim oluyor ekseriyetle. Dün gece biraz uykudan feragat ettim ve Magic-Bobcats maçına takıldım mesela. Larry Brown'ın sarkık liberolu, adam markajlı sistemiyle ilk çeyrek sonunda 18-14 gibi absürd bir skor oluştu. Yine de benim play-off basketbolundan anladığım da aşağı yukarı böyle bir şey. En azından birkaç sene önceki Suns-Mavericks konferans yarı finallerinden çok daha yakım kafamdaki tanıma böyle 'çirkin maçlar'. Lakers-Thunder serisinden de acayip derecede zevk alıyorum paralel olarak, desteklediğim takım hala şampiyonluk senesindeki görüntüsünü aratsa da. Tabi ikinci maçın son çeyreğini biraz dışarıda tutmam gerekir, faul düdüklerinin şut denemelerini sayıca geride bıraktığı 6 dakikalık bir seans yaşadık ki düşman başına... "Sen o düdüklere kurban ol, takımın maçı o sayede aldı" diyenlere saygı duyuyor, şapka çıkarıyorum. Ama konumuz o değil. İlerleyen turlarla birlikte hakemlerin standartlarını oturtacağını ummakla birlikte birer adet Lakers-Thunder ve Nuggets-Jazz maçının heba edildiğini de söylemek zorundayım. Yakışmıyor...


Bir geceyarısı operasyonuyla bu işlerden anlayan birisini bağlamazsak play-off sırasında çok fazla yazı okuyamayacaksınız yine burada. Dönemsel yürek patlamaları yaşanacaktır elbette... O yüzden Dr. Gürkan Kubilay'ın mükemmel anasayfa tasarımıyla batug.com olabilir adresiniz. Ben de 2-0 ile Oklahoma City'ye taşınan bizim seriyle ilgili bir yazı gönderdim. Tık!


Evladım Mark Allen, kendisinden şüphe duyanlara, yorum yoluyla saçına, tipine yakışıksız benzetmelerle sataşanlara en güzel cevabı verdi. İlk turda talihsizce kaçan bir yeşille 147 hayallerini erteleyen Kuzey İrlandalı çocuğumuz, ikinci turda Mark Davis önünde Crucible tarihinin ilk 146'lık serisine imza attı. Kariyerinde otuzuncu kez Sheffield'da bulunan Steve Davis ne kadar büyük bir efsane olduğunu Mark King'i geçerek gösterirken, bir başka eski şampiyon Graeme Dott da kifayetsiz Ryan Day'in biletini kesti ilk turda. Steve Davis'in karşısında son şampiyon John Higgins olacak, ilk seans da fazlaca uzun framelere tanıklık etmiş olsa da çok heyecanlıydı. Yakalamak lazım bir şekilde... O'Sullivan-Williams erken final gibi. The Rocket ilk turda bolca sol el çalıştı ve çok kısa bir bölüm dışında yükselen Çinliler'den Liang Wenbo'nun maçın içine girmesine izin vermedi. Bu sezonun belki de en formda oyuncusu olan Mark Williams ise ilk turda beklenenden fazla zorluk yaşadı Marcus Campbell önünde. Campbell da o 'sakallı tavernacı' imajıyla benim için idol gibi bir şey olurdu heralde snooker kariyeri düşünsem, göbek de kontrolden çıkmış vaziyette zaten... Neyse ki farklı bir kariyer düşünüyorum, derslere zaman zaman takım elbiseyle girip uzaklara bakıyorum. Geri dönelim. Selby-Hendry maçı da güzel olacak. The Golden Boy da ilk turu zorlu geçirenlerden, 1991 doğumlu Zhang Anda bu oyunun gördüğü en başarılı Çinli bile olabilir. Bunu efsane karşısındaki ilk dünya şampiyonası maçında da gösterdi. Stephen Hendry kişisel sempati olarak aktif oyuncuları listelesem... Dominic Dale, Mark Allen, Ronnie O'Sullivan, Ken Doherty, Stephen Hendry. Evet, ilk beşimde yer buluyormuş. Şutör guard olur muhtemelen.


Şike söylentileriyle başı derde giren Stephen Maguire, aynı dertten muzdarip Stephen Lee önünde iyi bir görüntü verdi. Fakat çeyrek final için tercih edilebilecek bir isimdir şu şartlar altında. Hatta bana kalırsa favori de değil The Pocket Dynamo karşısında ikinci tur maçında. Yürüyedur be çocuk, bir haftadır bilgisayarımın duvar kağıdını süslüyorsun. Guy Love!


Yedek kulübesinde Mert Nobre'den medet uman Beşiktaş bir yana, sağ beki 17 milyon değerinde olup forveti sakatlanınca David N'Gog'a kalan Liverpool nedir? Tehlikenin farkında mısınız? Peki ya Tuna Kiremitçi'nin Cumhuriyet gazetesinde yazması?

8 yorum:

bahadır dedi ki...

"sekiz tane falan proje" demişsin hocam da hangi üniversite,bölüm okuduğunu merak ettim.ben 1 tanesi ile zar zor baş edebiliyorum da,belki de edemiyecem.merakımı maruz gör.

Sheed dedi ki...

ya sekiz abartı olmuş tabi de, şimdi sayıyorum: rekabet yönetimi (*2), sistem simülasyonu, tesis tasarımı.. 4 tane varmış, hepsinin farklı üretim ve yönetim sistemlerinde olması gerekiyor.. sabah kartal'da bi fabrikada, öğleden sonra fındıklı'da bi sigorta şirketinde olabiliyorsun.. cihangir'de bi ev bile paklamaz öyle bi günün sonunda :)

bölüm endüstri mühendisliği, okul tabi ki asırlardır çağdaş İTÜ..

insan olana 1 tane proje verilir zaten, en azından anlaşmalı şirketler falan olur da öğrenci süründürülmez.. neyse biraz fazla doluyum bu konuda.. thunder diyorduk..

bahadır dedi ki...

Allah kolaylık versin,bende betonarme+yol projesi alıyorum şu an bazen günlerin 48 saat olmasına inandırıyorum kendimi ancak yeter çünkü diyorum, ama değil ne yazık ki.o değil de o yoğunlukta bunları yazailiyorsan bloga seni tebrik ederim.gerçekten harika iş çeviriorsun demektir(ben denemeye çalıştım ordan biliyoru:))))

Sheed dedi ki...

çok teşekkür ederim..

blog en sadık kaçış alanı, bi şekilde içimdekileri kağıda dökmek (kağıt?) hayattan aldığım hazzı yukarı çekmiştir hep.. komik gelecektir ama denk gelinen güzel bi şarkı da olsa, alelade bi snooker maçı da olsa bu böyle..

sana da kolay gelsin..

bora dedi ki...

Sınavlarımın yoğunluğundan dolayı 2 önceki post'a cevap bile veremedim. Yazdığın cevabı ve istatistikleri okuyunca aslında biraz ikna oldum gibi oldu Stephen Curry, Brandon Jennings tartışması hakkında. Lakin dün geceki maçta Jennings'in bomboşken düz turnike atmayıp, sırf artislik namına tersten bıraktığı sayı için bile Stephen Curry'i sonuna kadar savunmaya devam edicem galiba. Bu savunmam Jennings'e olan önyargılaarımdan dolayı romantik bir hal aldı aslında. Ayrıca kendime Stephen Curry acaba Mivaukee'de olsa nasıl olur du diye sorularda sordum(hıncal gibi). Velhasıl uzuncana verdiğin cevap beni ikna etti aslında ama adama çok büyük bi kıllık beslediğimden dolayı hala Stepehn Curry diyorum.

Snooker, NBA, futbol ve sahip olduğun hayat felsefi açısından(emek sinemasına verdiğin destek) belirtmek isterim ki "güzel insansın". Sınavlardan fırsat bulup bol bol yazman dileğiyle. Kolay gelsin

CaRtMaNtR dedi ki...

Öğrencilikte projeydi sunumdu zor oluyor farkındayım. Ama çalışırken yüksek lisans tezi hazırlayıp birde bunu içinde eski ekonomiden sorumlu bakanın olduğu danışman grubuna sunup sonrasında tüm yıl ancak 11 iş günü alınabilen izinlerden 3ünü istenen tez düzeltmeleri için harcadığınızı düşünün. Sonrasında bitmiş ve ciltlenmiş tezinizi kütüphaneye koyarken kapağa bakıp ettiğiniz galiz küfürler çok yaratıcı oluyor.

Bunun üstüne birde bilgisayar kullanmayı hala tam olarak beceremeyen babanızın gaza gelip doktora tezine geri döndüğünü ve sizden ciddi teknik destek istediğinide hesaba katın :)

Öğrencilik yoğundu ama daha az stresliydi dedirten durumlar oluyor bunlar.

Birde tüm bu akademik kabusu öğrenci işlerinin insanı seri katilliğe motive ettiği İstanbul Üniversitesinde yaparsanız sinir harbi kelimesine sözlük karşılığı olursunuz :)

Neyse işin spor kısmında playoff demek sertlik demek erkek adamın çocuktan ayrıldığı yer demek. Hele birde Detroit Pistons tarihi ile ilgili bir Pistons taraftarı olursanız playoff sertliği insan için ayrı bir lezzet oluyor.

Yinede sertlikten şikayet eden Amerikalılara Bünyamin Gezer ile Hüseyin Göçek ihraç edelim derim. Parkeler şenlenir :)

Jennings gibi yetenekli ama angut adamları görünce ilahi adelet kavramına inancım artıyor. Allah bir yandan cömert davranıp vermişken öbür tarafta muslukları kapatmış :)

Hakem hakem dedik Eddie Rush demezsek olmaz :)

Thunder güzel takım ama pota altında İbaka gelecek vaadetsede Kristiç ile olmuyor bazı şeyler. Bu sene ellerindeki zilyon adet draft haklarını bütünletip draftlardan sağlam bir uzun arasınlar. Zira FA piyasasından öyle bir adamı bağlamak pahalıya patlar.

Utah ve Spurs her ne kadar karaterli ve mücadeleci ekipler olsada Utah'ı MM yüzünden Spurs'üde hem zamanında cillop gibi sindirella hikayesi olan Knicks hemde 4-3 ile bizi finalde elemesinden dolayı pek fazla sevemiyorum. Her iki takımada subjetifim anlaşılacağı üzere.

Bulls'u ise severim ama adamlar haksız rekabet kurbanı olacak. Lebron gibi bir adama ve onun saz arkadaşlarına karşı bu sene en azından konferans finaline kadar her eşleşme haksız rekabet tadında olacak.

Hawks çok kastı çok yanlış yola girdi ama sonunda kimyayı tutturdu. Güzel takım oldular ama bir üst seviye için Woodson hoca yetmez daha sağlam biri lazım.

Aynı durum Mavs içinde geçerli. Carlisle takımı toparlar konfernas finali seviyesine bile çıkarır ama o son eşiği atlatacak adam olduğuna inanamıyorum. O noktada ya takımın yıldızı başlarım böyle aşkın ızdırabına diyip yürek koyar yada bu seviyenin hocalarından birini takımın başına getirmeniz gerekir. Hiç olmadı en azından çok sağlam bir asistan kadrosu lazım.

Çapsız hoca dedim aklıma Vinny Del Negro geldi.

Boston ile Lakers son iki senede yüzükleri alınca gazı kaçmış kola gibi olmuşlar.

Bucks sağlam çekirdek kurdu Bogut ve Mbah A Moute gibi adamlar sana maç kazandırır ama Jennigs'e beyin nakli lazım.

Bobcats iyi mücadele ediyor falan filanda Feltonla Diawla bir yere kadar. Kaptan Jack'te Mad Jack The Pirate olsa bile bir yere kadar.

Cleveland bu sene Orlando ile karşılaşırsa geçen sene gibi takılmaz bence. Özellikle Howard'ı müthemadiyen unutan bir Magic zorlasada yıkamaz bence. Stan hocayı severim ama bu sene pek şans tanımıyorum.

Denver beni hayal kırıklığına uğrattı. Onları sene başında gizli şampiyon adayı olabilecek seviyede görüyordum ama dağ fare doğurdu gibi.

Portland sağlık ekibi ile Galatasaray sağlık ekibi tıp eğitimlerini aynı yerde görmüş herhalde.

Finix yine ne uzar ne kısalır artık re-building zamanı gelmiş gibi.

Sheed dedi ki...

şaban'ın aşk-ı memnu köşesi tadında olmuş hocam, saygılar..

hawks ve mavs'in bi sonraki seviye için yetersiz kaldığı çok doğru.. özellikle hawks şu anda belki marvin williams seçimi dışında her şeyi doğru yaparak sıfırdan harika bi takım kurdu.. fakat bu takımın kapasitesinin gelebileceği nokta bu, konferans yarı finali.. JJ'in kalmasını beklemiyorum ben iyi bi teklif alırsa bu yaz..

CaRtMaNtR dedi ki...

Bu yorumu yazdıktan sonra Şaban'ın yazıları okudum hakkaten andırmış tarz biraz ama Şaban'ın anlatım daha akıcı. Ben anca sektör raporu hazırlarken aşırı yükleme yapan devreleri soğuttum. :)

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...