Neye başlıyoruz, vakit kaybetmek kadar saçma bir deyim var mıdır, ryu mu ken mi? Bir önceki satırı okurken aklından bunlar geçmediyse devamını okuma.
Maçın başlamasından yaklaşık 10 dakika önce Ali Sami Yen'e ulaştığım için, Galatasaray-Kayserispor maçı yerine "Lan üç sıra arkada eski çıktığım var, adı Rahimegül" muhabbeti yapan iki yurdum gencinin bol sivilceli suratlarını izleme fırsatı buldum. Rahimegül, lahmacun sevmiyor olsa gerek.
(Sınıftaki sivilceli gence "lahmacun gibi olmuşsun evladım, biraz ara ver bilardoya" diye seslenen Cumhur Işın'a selamlar. Hocam, Kabataş'ın 100. yıl pullarını mor ışığa tutunca sizin göt görüküyormuş doğru mu? Züheren zühevoran.)
Retinamda kalıcı hasar oluşmasına ramak kalmıştı ki("Retinam ve Ramak Kalması" isimli yemek tarifimi önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım) Eski Açık'taki sımsıcak yerime geçtim(hayvanın biri kahve dökmüş koltuğa). Bu kadar maç hikayesi yeter. 90'da gol oldu işte. Maç sonrası olaylarına gelelim.
Maçtan bir gün sonra "Galatasaray Türkiye'dir" başlıklı, iğrenç bir metin peydahlandı Galatasaray'ın resmi sitesinde. O metni yazan arkadaşta kronik beyin yetmezliği sendromları görülüyor. İlk fırsatta bi muayene olsun. Tanıdık doktor var.
Yanlış anlaşılmasın, Selçuk Dereli'nin mitokondriyal DNA'sını aldığı kişinin hatrını ben de sordum. Amma velakin "maçlarda görev yapmayı" değil "maçları yönetmeyi" tercih eden hakem ekolü bir Türkiye gerçeği. Bunun arkasında Galatasaray'a yönelik bir komplo aramak, "üstüme üstüme geliyürler anne" serzenişleri falan hoş değil. Hakemler geri zekalı. Bu kadar basit. Occam's Razor diyor buna gavurlar.
"Kayserispor'un 2 penaltısı verilmemiş, asıl onlar mağdur rererörör" yapanların da beyin zarında bir anomali olması kuvvetle muhtemel. "Hatasız yönetilseydi maçın sonucu ne olurdu?" geyikleri anlamsız olsa da 30. dakikada Lincoln atılmasaydı, Kayseri'nin bu maçtan puan alabileceğini sanmıyorum. O nedenle göt-baş koordinasyonunuzu sağlayın bi zahmet.

"Üstüme üstüme geliyorlar anne."
200. doğum günü partine çok özel birini davet ettim Charles. İşte, evrimi çılgın bir bilim adamının saçma sapan bir teorisi zanneden yurdum üniversite öğrencisi. İsmi Hamza. Haydi tanışın!
- Aa siz o Darwin misiniz? Doğum gününüz kutlu olsun. Çok memnun oldum. Gerçi ben teorinizi yanlış buluyorum. Ancak beni cahil biri zannetmeyin; zira ben hem bilime hem de İslam'a inanıyorum. İflah olmaz bir entelektüelim ben! Ama yalnızca kanunlara inanırım. Evrim bir teori. İnanıp inanmamakta serbestiz. Termodinamik öyle değil mesela.
+ Teşekkürler Hamza.
+ (çok hızlı bir şekilde ve sıkıntılı bir ses tonuyla) Seni doğuranı sikeyim Hamza.
- Son dediğinizi anlamadım?
+ Ben de memnun oldum Hamza.
150 yıldan fazla oldu Origin of Species piyasaya çıkalı. Binlerce bilim adamı kafa yordu evrim kuramı hakkında. Elleriyle büyüttüler, solar iken dirilttiler. Biyoloji, tıp, genetik falan fıstık bu kuram üzerine inşa edildi. Bilgisayarda programlama yaparken, gök cisimlerini incelerken, pırasa pişirirken, kıçına su sıçratmadan kaka yaparken bu kuramdan faydalandı amcalar, teyzeler. Sen ise bu kuramı, şeytana tapan bilim adamlarının senin inancını yok etmeye yönelik dahice bir planı olarak görüyorsun. Bunu yaparken de "bilimsel" bir poz takınıyorsun; "kanun, teori" gibi anlamını bilmediğin kavramları ortaya atıyorsun. Üstüne üstlük bu esnada, götüme kaş göz çizsem daha şekilli olan suratında herhangi bir kızarma olmuyor. İlginç.

"Evrim kuramına katılmıyorum!"
"Sen kimsin ki bilimsel bir kurama 'katılıyorum' veya 'katılmıyorum' deme cüretinde bulunuyorsun" diye cevap veresim geldi. Paraphrase edelim ki konu dağılmasın. ING102.
"Canlıların evrim geçirdiğini öne süren bilim adamları bence yanılıyor."
Hmm, bu bilim adamlarından kastın evrim konusunda ahkam kesebilme yeterliliğine sahip olan biyologlar ise, sen bilim adamlarının %99.2'sine inanmıyorsun yani. Geriye kalan %0.8 de Ajdar kıvamında ün yapmak isteyen, kiliseden kamyon yüküyle para alan veya üniversitelerden kovulan kesim. FEM hocaları ya da mimarlık mezunu adnan yokya tayfasını dikkate alayım diyorsan, oranlar biraz oynayabilir. Ayrıca vermiş olduğun oldukça iddialı demeç, evrim kuramından yararlanan hiçbir şeyden faydalanmamanı da gerektirir gibime geldi. Beynindeki problemi gidermek için neden ilaç kullanmadığın sorusu da böylece açıklığa kavuştu. Senden beklenmeyen bir tutarlılık. Tebrikler.
"Bordeaux maçı ne olur hocam?"
Oha, onu yazmayı unutmuşum. 2-2 biter.
Happy birthday Charles.
1 yorum:
textbook ne, textbook ne?
Yorum Gönder