
Alper Tezcan ismini çok sık duymaya başladık bu aralar, gerek haberlerde gerekse de gazetelerde. Tam zamanını hatırlamamakla beraber ilk olarak 2 ay önce duymuştum Alper'in ismini... İlk olarak derken Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra ben de çoğu insan gibi unutup gitmiştim onu. Oysa iyi hatırlıyorum, Pierre Wome'nin darbesiyle kırılan ayağını. Bologna maçı. Ali Sami Yen'de 89. dakikada Fatih Terim onu yanına çağırmıştı. "Gencecik çocuk 2 dakika için de olsa bu müthiş atmosferde sahaya çıkıyor, imrenilecek şey" demiştim. Girdikten yaklaşık 2 dakika sonra da ayağı kırılmıştı zavallının. Bu olaylar her zaman çok üzmüştür beni. Dönemin İstanbulspor topçusu Güven Kocabal'ın ayağı kırıldığında(Fenerbahçe'den Mustafa Doğan kırmıştı sanırım) gözlerimin dolduğunu, ondan sonra sıkı bir Güven hayranı olduğumu bilirim. Her neyse konuyu dağıtmayalım...
Galatasaray Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da finale çıkarken Alper de oradaydı. O çok sevdiği Galatasaray formasını giyemese de kupa kaldırılırken arkadaşlarıyla beraberdi. 18 yaşında yaşanabilecek en güzel şeylerden birini yaşadı, UEFA Kupası'nı kaldırdı. Ancak sakatlığı bir türlü iyileşmemişti. Sadece sağ bacağından tam 11 kez ameliyat olduğunu ve SSK'nın karşıladığı ilk ameliyat dışında, hepsini kendi cebinden verdiğini söylüyor Alper. Hiçbirini Galatasaray Spor Kulübü karşılamamış yani. Olacak şey değil. Boş mukaveleye imza atan, 'evladımız' dedikleri insanı yüz üstü bırakmak tam da bu aralar vefasızlıklarıyla bol bol gündeme gelen Galatasaray yönetimine yakışmış.
Hagi'nin, Popescu'nun, Bülent Kaptan'ın maruz kaldığı jübile vefasızlığından sonra daha beter bir olay var şu an karşımızda. Umarım hatadan dönülür ve Alper hayatında kazandığı o en önemli şeyi satmak zorunda kalmaz. Alper'e yapılacak yardımın Galatasaray'a zarar vermeyeceğini ben de, siz de, yönetim de gayet iyi biliyoruz. Gereken yapılsın lütfen!
6 yorum:
yanlış biliyorsun olayları doğuş'çum. ben sana müsait bir zamanda anlatırım bunları.
mesut. :)
böyle yorum mu olur mesut? biz müsaitiz anlat işte.. sen müsait değilsen, zahmet edip bunu da yazma..
hakikaten mesut bu nedir yani? Benim okuduklarım ve gördüklerim bu yönde, ancak anlaşılan birşeyler biliyorsun. müsait zamanında o bilgileri, "burada" paylaşırsan mutlu edersin.
yok, benim konuşmak istediğim şey doğuş'un söylediği şeylerle ilgili. yani biraz da kişisel olaylar olduğu için buradan yazmak uygun değil diye düşündüm, kendisini de pek msn'de yakalayamıyorum, ki ben de pek giremiyorum bu aralar, o manada söyledim onu. dediğiniz türden bir şey yok yani.
mesut.
o zaman o ilk yorumu da yazmayacaksın birader.. bu blogu sadece sen okumuyorsun ve o yazdığın yorumla da ister istemez yazarı zan altında bırakıyorsun..
"yanlış biliyorsun olayları" deyip kaçmak ne demek? sana hiç yakıştıramadım..
bu konu daha öncede gündeme gelmişti. 2003 senesinde rahmetli alpaslan abi'nin konuyla ilgili yazdıkları:
Çok duygusalız çook !
Bir kaç gündür sabrettim... Galatasaray taraftarının nasıl dolduruşa geldiğini ise hayretle izledim.
Konu, Galatasaray’ın sakatlanmış olan futbolcusu Alper Tezcan kardeşimiz.
İnternet kullanıcıları haricindeki bir çok Galatasaraylı belki de konunun bu kadar hakarete varacak düzeye geldiğini fark etmemişlerdir... Ama maalesef Alper konusunda hem İmparator’a hem de yönetime çok ağır sözler söylenmiştir Galatasaraylıların forumlarında. Ama bu düpedüz haksızlıktır. Çünkü;
Alper’in ayağı 09.12.1999’da İstanbul’daki Bologna maçında kırıldı. Alper doğal olarak Galatasaray kulübünün masraflarını karşıladığı başarılı bir ameliyat geçirdi. Ve çok daha önce iyileşmesi gerekirken Mayıs ayında " eh işte " iyileşti.
Onore edilmek için ilk 18’e girememiş olsa bile, UEFA Kupası finali için Kopenhag’a götürüldü. Sezonun son İstanbulspor maçında ise ilk 18’deydi.
İşte ne olduysa o rehabilitasyon döneminde ve o yaz oldu ! Silivrili genç kardeşimiz
Alper’in rehabilitasyon dönemini ve iyileştikten sonraki yaz aylarını nasıl geçirdiğini sıkı bir ultrAslan olan Silivri eşrafından bir can dostum anlattı... Evet tahmin ettiğiniz gibi
" Alkol, sigara, gece hayatı vs. "
O zamanki Teknik Direktör Lucescu disiplinsizlik ve kötü yaşama elbette tahammül edemedi.
Bu kardeşimiz çeşitli takımlara kiralandı... Kendine hiç bakmadığı için gittiği takımlarda kadroya bile giremedi, geri döndü. O sezon sadece idmanlara çıktı... Sonra bir kiralık dönem daha yaşadı ama kendine iyi bakmadığı için yine sakatlandı vs.
Kısacası Alper Tezcan konusunda kulübümüze, Fatih Hoca’ya ya da Başkan’a " yazıklar olsun " denecek bir şey yoktur. Ama Alper için " Yazık etti kendine " denmesi en doğrusudur.
O dönemlerde kulüp çalışanlarının ve hatta Terim’in Alper’i uyardığını da yakından biliyoruz. Kulüp, yönetim, teknik adamlar tamam ama bunlar da bir yere kadar.
Futbolcunun içinde de biraz meslek aşkı olmalı.
Beyoğlu meyhanelerinden sabaha karşı toplanan Alper kardeşimiz için şu anda geçmiş
olsun demekten başka yapacak bir şeyimiz yok.
Kulağımıza gelen sağlam bilgilere göre biri orta yaşlı, biri genç iki futbolcumuz daha aynı yolda ilerlemekte. Bilsinlerki Galatasaray’a hiçbir şey olmaz... Ama kendileri için bir an önce bu aşırılıklardan kaçınmaları çok iyi olur.
Galatasaray taraftarı ikisini de çok seviyor… Ama taraftarlar ihaneti asla affetmezler.
Alpaslan
Yorum Gönder