25 sene... "Bu kupayı görenler parmak kaldırsın", "Türkiye Kupası'nı gören Fenerli kalmadı" diye diye yıllarca yıkılamayan tabularla kendine ve takımına pay çıkaran futbolseverimiz, utanç verici bir gerçeği hep unutuyordu.
Son 25 sene boyunca bu memlekette sadece bir şehirden çıkmıştı tüm şampiyonlar. 3 farklı takım arasında gidip geliyordu sürekli şampiyonluk. Bir Almanya'ya, bir Hollanda'ya baktığınızda hiç de utanılacak bir durum değil 3 farklı şampiyon. Fakat şampiyonluk kupasının 25 senedir sadece tek bir şehir görmüş olması, işte bu utanılacak bir durum.

Geçen sene Sivasspor, her sene bir Anadolu takımının üstlendiği zirveye oynama rolünü ligin sonuna kadar götürmeyi başardı ve değişimin sinyallerini vermiş oldu. Taraftar potansiyeli ve yatırımları ikinci ligdeki günlerine dayanan Sivasspor'un bu başarısının tesadüf olmadığı, yıllar önce dikilmiş bir ağacın meyvesi olduğu bu sene onaylanmış oldu. Sivasspor geçen sene zirvede Anadolu'dan tek takımdı. İki yönde de komplo teorileri türedi. Yayıncı kuruluş aptal değil, Sivasspor'a bırakmazlar şampiyonluğu dediler. Ama Anadolu takımları Sivas'a yatıyor diyen de vardı. Belli ki İstanbul dışından bir takımı orada sindiremedik koca bir halk olarak. Çok partili düzene geçmek gibi bir şey işte.
Bu sene Sivasspor yalnız değil. Anadolu takımlarının hem Sivas'a, hem Trabzon'a, hem Kayseri'ye, hem de Ankara'ya maç satacak hali yoktur! Yayıncı kuruluş da bu takımların iddiasını kabul etmiş, maçlarını yayınlamaya başlamış, TRT'de üç büyüklerden çok bu takımlar konuşulur olmuştur. Bu açıdan da bir sorun yok. Artık herhangi bir komplo teorisine fırsat vermeden, ağzımızın tadıyla yaşayacağız bu heyecanı. 25 yıllık utanç sona erecek mi göreceğiz.

Buradaki halkın en büyük sosyal aktivitesi futboldur. Zaten pazar günlerini futbol dışında değerlendirebilecekleri bir başka aktivite de yoktur. O yüzdendir ki, havai fişekler, balonlar eşliğinde, kolbastıyla biten bir futbol müsabakasıyla pazar gününü eğlenerek geçiren Trabzon halkı adına sevinmeyecek bir vatansever tanımıyorum. Onlar eğlendi, İstanbul da bunları televizyondan seyretti, geçtiğimiz 25 yıl ise bunun tam aksini görmekle geçti...
Şu anda zirveye oynayan Anadolu takımlarını kendi yerel halkı dışında kimse desteklemiyor. Dışarıdan desteğe de ihtiyaçları yok zaten. Fakat ne olursa çok yazık olur biliyor musunuz?
Son haftalarda şampiyonluk yarışından iki büyüğün düştüğünü farz edelim. Bu takımların taraftarları da kuşkusuz Anadolu takımlarından birinin şampiyon olmasını isteyecektir. Ama yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü değil. Sırf üçüncü büyük şampiyon olmasın diye. Yani Sivasspor'un, Trabzonspor'un ya da bir başkasının 25 yıllık acı tabloya bir son verecek kuvveti kendinde bulması, Galatasaray'ın(veya başka bir büyüğün) şampiyon olamaması olarak algılanıp, bu yüzden insanlarda sevinç oluşturursa, koca bir emeği yine İstanbul sevdasına bir kalemde harcamış oluruz. Anadolu takımlarının başarısı, üç büyükler arasındaki sözlü taraftar düellolarının bir parçası haline getirilirse yazık olur. Anadolu halkı futbol sevincinden ufak da olsa bir pay aldı diye değil, ezeli rakibi şampiyon olamadı diye sevinecek bir taraftar belki söz düellolarında ezik kalmayacak bir taraftardır, ama aynı zamanda at gözlüğü takmış bir vatandaştır.
Uzun lafın kısası sevgili futbolsever dostlarım, Almanya'da çok da pahalı bir kadrosu olmayan Hoffenheim'ın şampiyon olması Alman futboluna yarar. Ve eğer bizde bir takım İstanbul dışından çıkıp şampiyon olursa, hem Türk futbolu kazanır, hem de Türkiye Cumhuriyeti kazanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder