4 Şubat 2009 Çarşamba

Türkische Desorganisation


"I just got back from 2 weeks in Istanbul. The shows were a lot of fun, although the big show at Ghetto was kind of a drag. I felt like they sold too many tickets and it was just a bit too crowded. I really wanted to play an encore but the tiny doorway that people had to leave the club was completely blocked and the promoter wouldn’t let me back though again. So, any Turkish fans out there who were wondering why I didn’t play an encore, now you know why. I really wanted to. Next time we are there, I promise to play as many encores as you like. Also, I will make sure that there is a cap on how many tickets the promoter can sell."

Brazzaville konserinden bahsetmiştim sizlere burada, bir de "Super Gizi" performansı ekleyerek. Aslında dönüşte vakit yaratabilirsem bir yazı da yazarım diyordum, şöyle Rufus Wainwright konserindeki gibi... Ama konser o kadar büyük bir hayal kırıklığıydı ki, anlatamam.

David Brown da benzer tepkilerle karşılaşmış olmalı ki yukarıdaki açıklamayı koymuş web sitesinin anasayfasına. Tabi birkaç arkadaşa bahsettim de bu açıklamadan, kimseyi tatmin etmedi... Biz aşağıdaki mahşeri kalabalıktan bunalıp, balkondan takip etmeyi tercih eden gruptandık. Belki o yüzden sağlıklı bir ses alamadık, bilmiyorum. Ama genel olarak kötü bir konserdi. David Amca gereğinden fazla bilet satıldığından bahsetmiş, encore yapamamaktan yakınmış falan filan... Vestiyerdeki kargaşayı da ben eklemiş olayım o zaman. Başlıktaki söz de Türkiye'deki her olaya eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşabilmiş, aynı zamanda da ilk Almanca öğretmenim olan Beate Stoll'ün belleklerimize kazıdığı bir sözdür. Nedense aklıma geldi bir Ghetto gecesinde!

Ama Arka Oda'daki konser genel olarak daha çok beğeni toplamış sanıyorum. O yüzden de "İlk elin günahı olmaz" diyerek affediyorum Brazzaville'i kendi adıma. Zaten geri dönüşleri de yakındır anladığım kadarıyla. İyi bağlar kurmuşlar burada. Yalnız o apaçi bateristi getirmesinler yanlarında...
Ben bir 30 kağıt daha vermeye hazırım o vakit.


"The acoustic show at Arka Oda on the Anatolian side of Istanbul was a lot of fun. I’ll post some photos from it. I played with James Hakan Dedeoglu and Ceren on violin. We recorded some of the show and will probably use it on the upcoming CD. Speaking of which, I spent the bulk of my time in Istanbul recording a CD of Brazzaville songs featuring many talented Turkish artists. The album is being produced by Deniz Cuylan from Portecho and is due to be released by Elec-Trip in Turkey in May of this year."

Deniz Cuylan? İşte bu heyecan verici olur. Bu arada ufak bir araştırma sonucunda önceki paragrafta apaçi dediğimiz bateristin de geçmişte Simon Raymonde ile bir muhabbeti olduğunu öğrendim ki bundan sonra kendisine ancak saygı duyarım... Juan Ramon Aragall imiş isimleri.

1 yorum:

Spicoli dedi ki...

Ulan davullari calmaktan cok kaslarini gösterdi adam, cok gerdi beni orda. Zaten konser cikisinda o gösterdigi kaslarin, yaptigi sebekliklerin ekmegini yemek üzere piste dogru yollaniyordu. Bu gece burdan ille ekmek cikicak demis belli ki.

Zaten dinleyici kitlesi konsere uygun degildi pek Cem. Hoplayip ziplayan sarisin ablayi hatirliyosundur eminim. Ghetto`da konser var diye gelen Brazzaville konserine gidelim diye gelenden cok olunca normal böyle olmasi diye düsünüyorum.

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...