Cleveland Cavaliers: 9/10
Christian EYENGA (30, SG/SF, CONGO)
Danny GREEN (46, SF, North Carolina-Sr.)
Emir PRELDZIC (57, SG/SF, SLOVENIA)
Açıkçası herkes gibi biz de büyük bir şaşkınlıkla karşıladık ilk turun son sıra seçimini, sanıyorum board için ismi de hazırlanmamış draft öncesinde, o yüzden sahneye gelmekte gecikmiş komisyoner de... Komisyoner? Mickael Pietrus'a benzetenler varmış, her halükarda ham bir oyuncu ve Cleveland'a gelmeden önce birkaç yıl pişmesi gerekecek. Danny Ferry'nin Shaquille O'Neal takasıyla iyice şekillenen ve tekrar en büyük iki şampiyonluk adayından birine dönüşen kadrosunda yeni bir garanti kontrata yer yok diye düşündüm önce.
Ama daha sonra belki o sıraya düşünce kaçırmak istemediklerinden Green seçimini yaptılar ki bu sene kontratı kapacağını düşünüyorum. Belki Tarence Kinsey'nin garanti olmayan kontratından vazgeçilip, ona yer ayrılabilir. Bence özel bir oyuncu ve oradan seçilmesi de draftin büyük steallarından biri olarak ortaya çıkabilir seneye... Şampiyon olan UNC kadrosunda belki pek öne çıkmayan, ama en pis işleri yapan adamdı. Cavaliers, Shaq'i getirdiği gün bir de Trevor Ariza bulmuş olabilir. Ama zamana ihtiyacı var tabi. Ariza gibi yardım savunmasıyla ön plana çıkmıyor, ama savunmada da seren bir adam değil. Bence güzel işti o sıradan. Preldzic'e gelince... Adam NBA'e gitmeden diplomatik kriz çıkarabilirdi Slovenler bu olayı kafaya taksa. Dün "Emir Preldzic from Bosnia-Herzegovina" olarak takdim edildi, bugünse önemli haber kaynaklarında "Turkey's Emir Preldzic" olarak yer buldu kendine. Ben Emir'in yapısının NBA için çok uyumlu olduğunu düşünüyorum birçoklarının aksine. Kendisi de burayı bir gün deneyecektir, all-around oyunuyla gelişimini sürdürebilirse kontratı da kapar Cleveland'dan ya da bir başka takımdan.

Seçimler fena değil, Eyenga herkes için büyük soru işareti tabi de, onun da belli bir mantığı var. Ama draft gecesini şenlendiren olay Shaq'i yarım sezon gecikmeli olarak şehre getirmek oldu. Karşılığında neredeyse hiçbir şeyden vazgeçmediler, LeBron James'i ikna etmek için son sezonları ve hiç olmadıkları kadar güçlü gözüküyorlar bu hususta. Özellikle de bu takas sonrasında. Guard rotasyonunda belli sorunları var, ama LeBron olacaktır kontrolü eline alacak daha çok play-off boyunca... Bu sene Dwight Howard'a pota altı rotasyonlarından bir çare bulamamaları sonları olmuştu temel olarak. Tabi Mo Williams yancısı falan da satışlardaydı ama ana neden bu değildi bence. Artık orada eski diriliğinde olmasa bile, sertliğini hissettirebilecek, göğsüyle savunma yapabilecek bir adamları olacak. Charlie Villanueva da bir tweet olayına girmiş, "İyi takım oldular ama FA piyasasından bir power forvet lazım bunlara hocu" demiş. Yine Ferry olaya tek atımlık kurşun olarak bakarsa iyi bir ekleme olabilir, ama sonrası da tufan olabilir. Neyse, şu ana kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Oh yeah, man! Benim puanım sana dokuz kanka...
Chicago Bulls: 6/10
James JOHNSON (16, SF, Wake Forest-So.)
Taj GIBSON (26, PF, USC-Jr.)
Johnson ilk turun beğendiğim seçimlerinden biri, lotaryadan gitse de çok şaşırtıcı olmazdı, hak ederdi de kesinlikle böyle bir sınıf içerisinde... Ben Pacers'a yakıştırıyordum açıkçası, Bulls için de en ön plana çıkan isim Tyler Hansbrough gibi gözüküyordu... Pota altına takviyeyi bir sonraki haklarına bıraktılar ve Johnson'ı seçtiler. Çok iyi bir atlet ve 7-1 kulaç uzunluğu da etkileyici... Luol Deng'in arkasında süre bulacaktır. Ama arıza da bir herif, potansiyeli olmasına rağmen onu kullanabilecek bir mental kararlılığı var mı göreceğiz. O da tam hazır gelmiyor aslında, ama katkı koyacak düzeye gelebilir kısa zamanda... Bilemedim be, Wake Forest izlediğim zamanlarda hep Jeff Teague'e dikkat ettim, ne yalan söyleyeyim.

Gibson da iyi bir adam ve buradan PF seçme konusundaki ısrarları da Tyrus Thomas için takas çanlarının çalması anlamına gelebilir. Daha güzel isimler vardı aşağıda kalmış, Young-Green-Budinger gibi adamların ikinci tura kadar kaymalarının günahını yazdığım takımlardan biri de Bulls, yine de 6 puanı verelim gelecek yeni hamlelerini bekleyelim. Ben Gordon'ın durumu kritik olacak...
Detroit Pistons: 5/10
Austin DAYE (15, SF, Gonzaga-So.)
DaJuan SUMMERS (35, SF, Georgetown-Jr.)
Jonas JEREBKO (39, SF, SWEDEN)
Açıkçası Daye'i hiç izlemedim. Kasetten oyuncu alacak zihniyete karşıyız tabi de bir sürü görüntüsünü izledim, hiç de öyle lotaryayı zorlayabilecek bir adam gibi gelmemişti. Şu sıralar Pistons'a yüklenmek moda oldu. Hadi biz alışılmışın dışına çıkalım ve çocuğun besilenmesini bekleyelim biraz. Zaten şu fiziğiyle NBA oyuncusu falan da olamaz. Yine de aşağıda çok daha iyi forvetler kaldı bence. PF oynayabileceği söyleniyor, onun için de uzunca bir süre beklemeliyiz gibi. Joe Dumars, Rodney White ve Darko Milicic dışında iyi ilk tur seçimleri yaptı gibi hatırlıyorum. Bu da Daye'in kredisini artıracaktır benim nazarımda. Oyununun alakası yok sanki ama görünüş olarak Tayshaun Prince'i andırıyor sanki. Kısmet!

İkinci turdan seçilen isimler daha mantıklı gözüküyor. Summers'ın oraya düşmesi ilginç özellikle, son gün atlamadıysam bir sakatlık haberine falan da rastlamamıştım onunla ilgili. Georgetown'dan sağlam pivotlar görmeye alışıktık özellikle bir dönem, bu güzel bir sürpriz oldu. Pistons adına tüm seçimlerin 4 numara da oynayabilecek 3 numaralarla kapatılması ilginç. Jerebko, geçen sezon çıkış yapan Angelico Biella'nın önemli oyuncularındandı. NBA'e ne derece uyumlu olacağı biraz soru işareti, Avrupa'da para eden bazı özellikleri buraya hafif gelebilir. Lakers için de istediğim bir adamdı Avrupa'da kalacak olması sebebiyle, çok da arkasından ağlamıyorum tabi de... İkinci tur seçimleri durumu biraz kurtarıyor, Amir Johnson'dan kurtulmak da güzel iştir. Sırada Hamilton-Prince ikilisi konusunda verilecek karar var.
Indiana Pacers: 2/10
Tyler HANSBROUGH (13, PF, North Carolina-Sr.)
AJ PRICE (52, PG, Connecticut-Sr.)
Pacers için ümitsiz değilim genel olarak, ama bu geceyi unutmak isteyeceklerdir. Kaan Kural saatlerce kahkahalar attı seçime, ben o kadar acımasız olmayacağım ve bu zayıf draft için en parlak kolej kariyerli adamı almak masum gözüküyor ilk bakışta. Ama Tyler'ı ne zaman izlesem, keşke hiç mezun olmasam diyordu oyun stiliyle sanki... NBA için ben de uygun olduğunu düşünmüyorum. Bu tip oyuncuların durumu biraz ilginç tezahür ediyor, hele de uzun bir kolej kariyeri sonrası profesyonel oluyorsa... Bir kere oyununun güçlü yanları iki sezon bittikten sonra eskisi kadar konuşulmaz oluyor ve drafte girme kararı almadığı her sezon soru işaretleri biraz daha artıyor. İnsanoğlu böyle, güvensizliği hissettiği an üzerine oynuyor. Gün geçtikçe oyunundaki zaaflar daha çok manşetlere çıkarılıyor ve şampiyonlukla da sona erse yıpranmış bir yolculuk sonunda profesyonel oluyor oyuncu... Bunun sonucunda mock draftlerde serbest düşüş yaşıyor. Ancak bu düşüş biraz erken vuku bulduysa, o büyük gün geldiğinde bir GM büyük resme bakıyor ve böyle uzun bakımından zayıf bir sınıfın varlığıyla da birleşince Hansbrough'dan bir lottery pick yaratılabiliyor.

Hansbrough'nun Pacers'a hiç katkı sağlamayacağını söylemiyorum. Çok da hazır bir oyuncu olarak gelecek, en azından oyuncu olarak gelebileceği maksimumuna gayet yakın durumda... Larry Bird'ün asıl amacı Danny Granger'ın üzerine kuracağı takıma etkili yan parçalar hazırlamak, ama ne kadar zayıf bir sınıfla karşı karşıya olursak olalım bu sıradan seçerken daha fazlasını isteyebilir miydi diye düşünüyor insan ister istemez. Lotarya dışından seçilen bazı isimler de ilerleyen yıllarda bu seçimi yargılayanlara büyük olanaklar sağlayacaktır. Price için pek bir şey söylemek istemiyorum. Orada da bir senior tercih edilmiş, ama son Final-Four'u izlediktan sonra ben Price'ı Efes Pilsen'e de istemem... Başka kim seçilebilirdi ki o sıradan diyenlere hak vermekle birlikte, Patrick Mills konusunda daha umutlu olduğumu da eklemeden geçemeyeceğim.
Milwaukee Bucks: 7/10
Brandon JENNINGS (10, PG, USA)
Jodie MEEKS (41, SG, Kentucky-Jr.)
Buralarda Jennings'i beğenen bir tek ben mi varım bilmiyorum, ama ben Lottomatica Roma formasıyla izlediğim bu çocukta cidden bir şeyler gördüm. Bucks'ta 20-25 dakika civarı alıp, kariyerinin geri kalanında daha yukarıyı hedefleyen takımlarda iyi bir rol oyuncusu olabilir kenardan gelip. E son yılların en güçlü draftiyle karşı karşıya değiliz, bununla da yetinmek gerekir. İtalya'da hedefsiz bir takımda da değildi, kendisi de bir şeyleri ispat ederek gelmemişti. Yani ipleri onun eline vermesi beklenemezdi Jasmin Repesa'nın haliyle. Yoksa gayet iyi bir skorer, bunu zaman zaman gösterdi aldığı oynama sürelerinde de zaten. Top kayıplarını azaltması oyunu için bir gereklilik ama Jonny Flynn'den, Stephen Curry'den falan üstte görüyorum ben onu. İzlemek lazım. Richard Jefferson'ı bırakmalarını anlayabiliyorum, ama neden getirdiklerini sormak geliyor içimden o zaman da. Yi Jianlian oynasaydı, gelecekte takımın bir parçası olabilirdi en azından. Geçen senenin başında çok daha umutluydular takımdan da şimdi mi görüntü değişti? İlginç... Bucks'ı yukarılarda görmek için biraz daha beklememiz gerekecek sanırım. Ramon Sessions'ı muhtemelen takımda tutarlar, Charlie Villanueva'nın durumu kritik. Yeniden yapılanma noktasında bir takımda görmek istediğim bir oyuncu olmazdı, bu yolun başında ona yüklü bir kontrat vermek de pek doğru olmaz. Jennings-Alexander-Bogut yeterli bir çekirdek gibi durmuyor, 2010 drafti için yer kovalamalılar.

O sıradan Jennings seçmeleri çok hoşuma gittiğinden notu bol tuttum da Jodie Meeks'e gelene kadar ne oyuncular vardı o sırada. Ne BAP (best available player) diyebiliriz, ne de alternatifler arasındaki en iyi SG olduğunu iddia edebiliriz Meeks'in... Direkt katkı istediğini varsayalım çok zengin olmayan rotasyonunda. Yine de Chase Budinger, Marcus Thornton ve hatta Jack McClinton gibi adamlarda görmediği neyi gördüğünü sormak lazım kararı veren şahsa. GM kim onu bile bilmediğimin farkına vardım aslında acı bir şekilde, tatsız tuzsuz bir takım Bucks ne zamandır. Yazık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder