
- Takas dönemini kaçırdık blog olarak. Şu saatte de bu dönemin kazananlarını kaybedenlerini yazacak değilim, kusura bakılmasın. Zaten yarın da güzel film var, kara kara düşünüyorum kafeine doyduğum bir gecede nasıl olup da hem filmden, hem de derbiden verim alabileceğimi... O yüzden takas sonrası yeni görünümleriyle izleyebildiğim takımlara kısa bir bakış atayım.
Dün Bobcats-Cavs maçına denk geldim. Bobcats gölgede kalsa da son gecenin en olumlu hareketlerinden birkaçına imza attı. Tyrus Thomas'ı alırken sadece Flip Murray ile yeri kolaylıkla doldurulabilir bir rotasyon parçasından vazgeçtiler. Ve Larry Brown için pek bir değer arz etmeyen Acie Law IV'dan... Tyrus ve onun gibi adamları elemek için Kaan Kural'ın kullandığı bir oran vardı, sanırım Vertical Jump/Basketball IQ gibi bir nicelikten bahsediyordu. Gerçekten de bu oranda göstergeyi neredeyse Stromile Swift seviyelerine çıkarabilen bir arkadaşımız. Fakat bugün NBA'deki mevcut coachlar arasında muhtemelen en vasıfsız olanının altında hayatın ona pek cömert davranmadığını da söyleyebiliriz. Daha önceki takımlarında kariyeri serbest düşüşteki birçok sorunlu karakter sahibi oyuncuya yeniden doğuş imkanı tanıyan Brown yeni bir materyale sahip oldu bu takas yoluyla, fakat işi kesinlikle çok kolay olmayacak. İlk maçından kötü yüzdeyle atılmış 9 sayı, 12 rebound, 6 blokluk istatistiklerle çıktığı gibi soluğu yerel kanal mikrofonlarında alıp eski coachuna göndermeler yapması da Brown'ın nasıl bir enkazla karşı karşıya olduğunun göstergesi belki de... Fakat sahada gördüklerimiz takımda herkesin işini kolaylaştıracak bir eklemeyi işaret ediyor. Özellikle fantezi kadrolarımdan birinde bulunan ve benim seçimim olmasa da sene boyunca saç baş yolduran Boris Diaw, frontcourt rotasyonuna eklenmiş iki parçaya çok iyi reaksiyon verip sezonun en iyi 2-3 performansından birini verdi. Eklenen diğer parça da Theo Ratliff bu arada. Spurs'ün kendisiyle pek işi olmayacak gibi gözüküyordu, formalite icabı gönderilen draft hakkı da 2016 yılına aitmiş. Bu sezon ilk kez bu kadar ciddi bir play-off adayı konumundayken, kenardan gelecek tecrübelerin ne kadar önemli olduğunun Brown tarafından da vurgulanması sürpriz değil...

Bir de bu takasın yanında Charlotte kulislerinde bir hayli konuşulan bir Pacers takası vardı deadline öncesinde. D.J. Augustin, Nazr Mohammed, Gerald Henderson karşılığında T.J. Ford ve Brandon Rush'ın Bobcats forması giyeceği konuşuluyordu. Hatta Troy Murphy ismi de geçmişti birkaç dedikoduda ki, Murphy gelse Thomas hamlesi yapılmazdı büyük olasılıkla. Thomas'ın bu takıma Murphy'den daha iyi bir ekleme olarak öne çıkabileceğini düşünmekle birlikte, ilk bahsettiğim takasın Bobcats'e gerçekten seviye atlatacağına inanıyordum. Bu seviye Jalen Rose'un bugünkü Bobcats için iddia ettiği gibi ilk tur geçecek bir play-off takımı seviyesi midir, ondan çok emin değilim. Ama Bobcats'in geri çekilmesine yol açmış etkenler Ford'un sonunda doğru formülü bulmuşa benzeyen takımın kimyasında geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratma konusunda gösterdiği büyük potansiyel ve Henderson'dan olması beklenen oyuncu profilinin bu takımın orta ve uzun erimdeki ihtiyaçlarına hizmet edeceği yönündeki düşünce olabilir. Henüz yeteri kadar sahne alamamış bir çaylağı, değeri minimum noktasındayken alakasız bir takasta yan parça olarak elden bırakmak genel menajerlerce sıkça düşülen ve sonrasında çok acı veren hatalardandır. Elemanın Duke formasıyla gösterdiği NBA kumaşı şu an gerçek dünyada karşılık bulamamış olsa da, özellikle güvenilir bir şuta ulaşması halinde savunmadaki sertliğiyle çok kritik roller üstlenebilir birçok takımda. Bir de Ford'dan bahsetmişken, Alim Karasu efsanesinin Türkiye'ye "NBA'in üzerine doğan yeni güneş" olarak tanıttığı adamın bugün düştüğü hali biraz daha somutlaştıralım. Belirtilene göre, Ford Pacers idmanında menajerinden Bobcats'e takasının tamamlanmak üzere olduğunu duyuyor ve takım arkadaşlarının önünde dans etmeye başlıyor. Brown'ın yerinde olsam, son yıllardaki düşüşü de hesaba katarak Ford ölçeğinde bir oyuncu için bu riske girmek istemezdim ben de. Gayet anlaşılır...

Diaw-Thomas ikilisi dünkü maçtakine oranla daha uzun süreler sahada tutulabilir, tutulmalı. 3-4 pozisyonları arasına sıkışmış bir tweener nasıl 5 numaradan süre alsın diyorsunuz içinizden, duyuyorum. Fakat Diaw böyle partnerliklere ihtiyaç duyuyor kapasitesinin tamamına yakınını kullanmak için, birçok kez gördük. Pacers takası hem rotasyonda bu ikiliye daha fazla süre imkanı sağlar, hem de Murray'den boşalan sürelere Rush gibi esaslı bir elemanı katarak bu takımın çehresini değiştirirdi. Yine de play-off dışında kalma olasılıklarını pek yüksek görmüyorum, hatta Bulls'u da geride bırakıp Raptors-Heat ikilisiyle beşincilik için kapışmaları daha beklentilerim dahilinde olur... "Her şeye rağmen bu takımın en büyük transferi sağlıklı bir Tyson Chandler olacaktır" demek isterdim, ama elemanı çok sevsem de ben bile inanamıyorum bu ifadeye...
- Bulls'un takaslarını da beğendim yalnız, açtıkları cap space öyle kulak arkası edilecek bir meblağa denk düşmüyor. 6 milyonluk bir yer açtılar ve kenardan gelmeye -hatta gelememeye- başlamış bir John Salmons'ın yerini Murray aldı. Öte yandan bu coach ile verim veremeyeceği aşikar olan ve franchise için de artık unutulması gereken bir hata gibi görülmeye başlanan istikrarsız bir SF-PF yerinde de aynı sorunları yaşasa da en azından yeni bir başlangıç anlamına gelen bir SF-PF var... Joakim Noah da yakın zamanda dönebilirse kritik 2010 yazı öncesindeki bu cap rahatlamasını play-off resminden çıkmadan gerçekleştirmiş olacaklar. Zaten gidebilecekleri yerin de ilk tur olduğu aşağı yukarı belliydi sezon başından beri.

- PSG-Toulouse maçını izledim, onun hakkında da yazacağım bir ara. Digiturk geri döndü: T-Mac Alert!
1 yorum:
keita sağdan akacak birazdan.
Yorum Gönder