28 Eylül 2008 Pazar

Mesut Strikes Yet Once More


Allianz Arena'daki bozgunun başkahramanı hakkında geçen hafta yazmalıydım. Hatta başlığı da "Mesut Strikes Again" yapmalıydım ki bu haftakinin bir anlamı olsun. Birçok şey gibi onu da atlamak zorunda kaldım ne yazık ki... Ama Mesut Özil kendini unutturacağa benzemiyor. Schalke formasıyla ilk olarak 2006 sezonu öncesindeki Ligapokal karşılaşmalarında izlemiştik. İlk maçta Cassio Lincoln atılınca, takip eden iki maçta ilk onbirde oynatılmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Çok da iyi oynamıştı... Ama milli takım yönündeki tercihini çoktan yapmıştı, Almanya'yı tercih etmişti. Açıkçası bu seçimlerden sonra çok vah çekenlerden değilimdir. Zira Mesut Özil de, Serdar Taşçı da Alman futbolunun birer ürünü. Türk milli takımını seçenlerine de piyango olarak bakıyorum. Marco Aurelio'nun durumunu içime sindirdiğim gibi bağrıma basıyorum tabi Hamit Altıntop'u, ya da bir başkasını. Çok şükür öyle bir sorunum yok... Neyse ki Mesut mevzuunda rüya başlamadan sona ermişti bizim için. Muhtemelen Baba Özil verdi o kararı da. Schalke yöneticilerinin sıkça bahsettikleri adam. Söylediklerine göre Mesut ile sözleşme uzatamamalarının tek nedeni babasının Mesut'u dünyanın en büyük futbolcusu olarak görmesiymiş. Belki dünyanın en büyük futbolcusu değil ama Schalke'de daha fazla şansı da hak ediyordu. Zaten halihazırda önünü kesen Ivan Rakitic'in üzerine Jefferson Farfan'ın da transfer edilmesiyle Mesut'a bir şekilde kapı gösterilmişti bence.


Peki Diego'nun olduğu bir Bremen doğru istikamet miydi? Bayern maçına kadar şüphelerim vardı. Mesut sezona gerçekten iyi başladı. Belki skor tabelasında ismini sıkça görmüyorduk ama birkaç maçı domine ettiğini duyduk, gördük... Sonra Diego Pekin'den döndü, kafa iznini de tamamladı. İşte bu noktadan sonrası kritikti. Ama geçen hafta öyle bir Mesut izledik ki, kafamızda hiçbir soru işareti bırakmadı. Bence Diego ve Mesut'un bir arada ve önlerinde iki santrforla birlikte oynaması ne olursa olsun bazı marazlar doğuracaktır. 5-2 biten maç da dahil Diego ve Mesut'un aynı anda sahada kaldığı dakikalarda birbirlerinden güç aldığına rastlamadım, hatta çoğu zaman birisinin varlığı diğerinin sahada eğreti durmasına neden oldu bence. Yine de şu son performansı sonrası rahatça söyleyebilirim ki, bu durumdan birisi endişe duyacaksa o Mesut değil...


Bu hafta da Hoffenheim önünde maçı alan isim oldu Mesut. Perdeyi o açtı takımı adına, sonra durum 4-1 oldu. Bremen'in Allianz Arena'da arkasına aldığı rüzgarın, lige fırtına gibi giren Hoffenheim'ı bile aciz bıraktığını düşündük. Ama Hoffenheim yine pes etmedi. 4-4 yaptı durumu eksik kalmış evsahibi karşısında. Fakat sonunda ipi çeken Mesut oldu. Bu blogun yorum ekranında da, başka birçok platformda da iddialı konuşmuştum Hoffenheim konusunda. Özellikle "Gelecek sezon Hoffenheim'ı UEFA Kupası'nda izlememiz kaçınılmaz" şeklinde görüş bildirenlere, takımın bana ilk sezonundaki Cottbus'u hatırlattığını, iyi başlangıçta fikstürün de payı olduğunu falan söylemiştim. Fikstür? Adamlar Dortmund'u dörtlediler. Jürgen Klopp'un payı yok muydu? Vardı. Ama konu bu değil. Cottbus ile tek ortak yanları iskeleti Balkan menşeili isimlerden oluşturuyor olmaları. "Avrupa Kupası görürlerse blogun temasını Hoffenheim mavisi yaparız, bu bir sözdür" demişim burada. Son gördüklerimden sonra tırsmadım değil. Bunun üzerine Kevin Love da patlarsa blogu kapatır gideriz zaten! Yine de bir düşüş bekliyorum, en büyük umudum da Ramazan Özcan. Bugün yediği gollerde ne derece hatalı bilmiyorum, izleyemedim. Mesut'un gollerinde bireysel beceri ön plandaymış galiba, Diego'nun golünde bir kaleci hatasından bahsediliyor. Hafta arası Ralf Rangnick de Ramazan'ın yetersiz performansından dem vurmuştu. Vedad Ibisevic, Demba Ba ve Sejad Salihovic böyle devam ettiği sürece yediklerinden fazlasını atmakta zorlanmayacaklardır yine de.

Bu arada Dortmund-Stuttgart maçını da pas geçmedim, yarın yazmayı düşünüyorum. Tamas Hajnal'e ve aşağıda görülen güzelliğe bir saygı duruşunda bulunmazsak olmaz.

Hiç yorum yok:

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...