









Bu tarzı çok sevmem ama sözü fotoğraflara bıraktım bu seferlik... Thierry Henry'nin en büyük hayranı sayılmam, Arsenal günlerinden kalma bir antipatim vardır kendisine. Bazıları bu antipatimi kıskançlığa yormuştur ama bana göre bunun asıl kaynağı Henry'nin tepeden bakan tavırları. Barcelona'ya transferi sonrası kariyeri büyük bir ivmeyle düşüşe geçse de Henry aynı Henry. Küçük dağları o yarattı çünkü... Ancak beni son dönemde en çok rahatsız eden tarafı sürekli bir şeylerden şikayetçi olması. Yukarıdaki fotoğrafların hepsi son üç aydaki maçlardan alınma. Henry gol kaçırıyor, hatalı paslar veriyor, savunmacısına faul yapıyor. Ama hiçbir zaman suçlu Henry değil. Henry'ye göre tabi. Leo Messi, Samuel Eto'o ile girmeye alışkın olduğu verkaçlardan birini denedi önce. Ama top Henry'den geri gelmedi. Onun yerine zayıf bir vuruş yapmayı yeğledi Titi. Suçlu kesinlikle o değildi. Kalecinin bulunmadığı, nispeten boş bir kaleye topu yuvarlamaktansa çizgideki savunmacılardan birinin kafasını nişanlamayı tercih etti. Suçlu o değildi, zaten top çizgiyi geçmişti de. Golü(!) vermeyen hakemdi suçlu.
Şu sıralarda evine döndüyse, eminim vicdanı çok rahattır Henry'nin. Günü kurtardı, maçı kazandırdı. Tamamen kendi becerisiydi attığı gol. Xavi'nin güzel pası mı? Carlos Kameni'nin basit hatası mı? Şans mı? Hadi canım siz de! O bu gece onu bu ana dek yedek bırakan Pep Guardiola'ya en güzel cevabı verdi, başından beri onun yeteneğinin farkında olan Barcelona'nın gerçek sahiplerine koştu golden sonra da... Artık sırtı yere gelmez. İnşallah!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder