
Babam eski futbolcudur. Her çocuk babasını idolize etme eğilimindedir, fakat bunun etkisinden çıktığımda da iyi bir futbolcu olduğuna kanaat getirmem zor olmadı. Hayatımın ilk 14 senesini Tekirdağ-Muratlı-Çorlu hattında mekik dokuyarak geçirdim ve her üç şehirde de babamın futbolculuk döneminde izler bıraktığını gördüm. Hatta kendisinin Trakya'daki ününe alıştığım bir dönemde İstanbul'daki lisemin müdür yardımcısı, dönemin İstanbulspor topçusu Atakan Alan'ın da "Sen Sarı Ahmet'in çocuğu musun" diye girip dumura uğratmışlığı vardır. Tabi Trakya futbolunun ancak kan ağladığı dönemleri görebilmiş biri olarak, Tekirdağspor'un o senelerin iyi takımı olduğunu çok da kavrayamıyordum.
Ben kendisini sahada izleyemedim, zira 28 yaşında annemle tanışması ve bir yuva kurması üzerine futbolculuğa zamanın ruhuna uygun bir amatör bakış getiren dedemin de etkisiyle kariyerini bitirmeye karar vermiş. Hem de birinci lig kulübü Sarıyer ile sözleşme imzalamışken... Benim yakalayabildiğim dönemdeyse amatör kümede ilginç bir teknik direktörlük deneyimi olmuştur ki başarıyla noktalansa ciddi anlamda Hollywood yapımı bir filme senaryo verebilirdi. Yeşilsırt adında tarihin bile pas geçtiği -neyse ki Wiki bunu da pas geçmemiş- bir köye futbolu götürmek için uğraşmış, iyi de işler yapmıştı ama onca şeyin üzerine üst üste alınan birkaç kötü skor ipini çekmişti. "Babama haksızlık yaptılar" demiyorum da en minimal boyuta indirgediğimizde bile çarpıklıklar aynı, onu söylüyorum...
Tekirdağspor sevdalılarının kurduğu ve kulübün futbol takımının mevcut görüntüsü nedeniyle daha çok geçmişi yad etme amacına hizmet eden TOPKALEveGOL adlı siteden gelip yakalamışlar pederi... Kariyeriyle ilgili sorular sormuşlar, babam da bu konularda mütevazı olmasına rağmen başladı mı susturamazsın. Öyle bir yönü vardır. Bu futbol anıları, bizim ailede askerlik anılarının da önüne geçmiştir zaten. Site çok amatör olduğundan ve yazıda da özensiz davranıldığından buraya alıyorum tam metni. Hem bir arşiv olsun benim için, hem de belki okuyucuların bir kısmının ağzında ilginç bir tat bırakır dönemin futbol kültürüne bakma açısından. Belki vardır da biz hissetmiyoruzdur ama sanki yerel futbol eskisi kadar değer görmüyor bugünlerde. Zaten belediyelerin işin içine girmesiyle o da ne idüğü belirsiz bir endüstri haline gelmiş gibi... Neyse karşınızda Tekirdağspor'un eski santrforu (bir dönem liberosu) Ahmet Pekdoğru:
"Ahmet PEKDOĞRU
(05.08.1955 doğumlu, evli ve 2 çocuk babası)
Futbol yaşamına Lüleburgazspor'da başladı. Futbolculuk yaşamının ilk basamaklarında Lüleburgazspor'da attığı goller ile tırmanmaya başlayan Ahmet Pekdoğru, Çorlu Kültürspor'da zirveye çıktı. Bir santrfor için ne gerekli ise, onda var idi. Hava topuna çıktığında, birçok defans oyuncusu Pekdoğru'ya çarpınca düşüyor idi. O dönemlerde Alman milli takımının ünlü golcüsü (Horst) Hrubesch var idi. Bu futbolcuya benzerliği sebebiyle Ahmet Pekdoğru'ya futbolseverler Hurubeş Ahmet diyorlar idi.

1980-81 sezonunda Tekirdağspor'a transfer olan Ahmet, bu sezon yine gollerine devam etti. Tekirdağspor kamuoyunda Muratlılı Ahmet, Santrfor Ahmet, Sarı Ahmet olarak ünlendi. 1981-82 sezonunda ve son senesinde Alpay Hoca, kendi oyun tarzına uygun olarak Ahmet Pekdoğru'yu libero oynattı ve bu mevkiye kısa zamanda alışan Pekdoğru, yıllarca gol attıktan sonra golcüleri durdurmaya başladı ve bunu başardı. Tekirdağspor'da takım kaptanlığına kadar yükselen ve herkesin sevgisini kazanan Pekdoğru'nun ve Tekirdağspor'un, Trakya'nın her yerinden seyircileri var idi. Dostluğa ve arkadaşlığa büyük önem veren Pekdoğru "Başarı için önce eğitim, sonra sporcu ahlakı, daha sonra altyapı, yetenek ve ileriyi iyi görmek gelir. Bu halkaların birleşimi başarıyı muhakkak getirir" diyor. Futbolunun tam zirvesinde iken, futbolu çok genç yaşta bırakan Ahmet Pekdoğru ticaret hayatına devam etti. Futbolculuk dönemlerinde maddi hiçbir sıkıntısı olmayan Pekdoğru, maddi özelliğini hiçbir zaman hissettirmemiş, mütevazı yapısı ile takım arkadaşlarına zaman zaman birçok konuda yardımcı olmuştur.
İstanbul'da rahmetli Sabri Kiraz Hoca'nın çalıştırdığı Anadoluhisarı'nı 3-2 yendikleri müsabaka ve şampiyonluk hedefi ile yola çıkılan Alpay Hoca'nın antrenör olduğu sezonun başını ve sonunu unutmayan Pekdoğru, o sezon İstanbul'da Vefa Stadı'nda Tekirdağ'dan ve Trakya'nın her köşesinden gelen 5 bin seyirci önünde oynanan 1-1'lik Vefa maçını da unutamıyor. Son dakika durum berabere iken, topu çizgiden çıkarıyor, top taca gidiyor. Atış olmadan maç bitiyor. Alpay Hoca koşarak Ahmet'i öpüyor, tebrik ediyor.
Bizleri Muratlı'da konuk eden, sahaların centilmen örnek sporcusu Ahmet Pekdoğru'ya sağlıklı, uzun ömürler diliyoruz."
4 yorum:
hahah, araştırırken baktım bi de "hurubeş mehmet" varmış kahramanmaraşspor ve adana demirspor'da oynayan.. oranın ağzıyla "gurbeş mehmet" derlermiş daha çok.. trakya'da "urubej ahmet" oluyor tabi karşılığı..
Hobaa, süpermiş lan.
Tekirdağspor sevdalılarının kurduğu ve kulübün futbol takımının mevcut görüntüsü nedeniyle daha çok geçmişi yad etme amacına hizmet eden TOPKALEveGOL adlı siteden gelip yakalamışlar pederi... Kariyeriyle ilgili sorular sormuşlar, babam da bu konularda mütevazı olmasına rağmen başladı mı susturamazsın. Öyle bir yönü vardır. Bu futbol anıları, bizim ailede askerlik anılarının da önüne geçmiştir zaten. Site çok amatör olduğundan ve yazıda da özensiz davranıldığından buraya alıyorum tam metni
tekirdag-topkalevegol.com olarak bu nu yazman bizi üzmüştür çok amatör bi site demişsin ki suan daha tamamlanmamıs bi siteden bahsediyoruz ordan alıp bu bloga koymak dahamı iyidir sitenin bitmiş halini gormeden yazıların dunlenmiş halini gormeden böyle bi yorum yapmış olman bizi üzmüştür Ahmet Pekdoğru için bişiler yapmış ve yapmakta olan bir site için sarfedilen bu sözleri Ahmet Pekdoğrunun bizzat oğlunun yazması üzücüdür.
serdar bey,
30 günden daha eski yazılara gelen yorumlar onaydan geçiyor robotları engellemek için.. bu yüzden 1 hafta kadar gecikti cevabım, kusura bakmayın..
benim girdiğim gün itibarı ile site amatör bi görüntüdeydi ve yazıdaki bariz dilsel hatalar nedeniyle "özensiz" kelimesini seçtim.. kimseyi incitmek gibi bi niyetim olmadığı gibi, bunu en nihayetinde bi eleştiri olarak alabilirdiniz.. bunun ötesinde bi maksadı yok yazdıklarımın..
ahmet pekdoğru için yazdığınız yazı ancak ve ancak onu büyütür, kendisi mutlaka teşekkürlerini esirgememiştir ve benim tutumum da onu bağlamaz.. amacınız böyle bi bağlantı yoluyla babamı yargılamaksa, bu da beni üzdü..
yazıda sitenizin linkini verdim, TOPKALEveGOL üzerine tıkladığında sizin sitenize yönlendiriliyor buradaki okuyucu.. blogumun amacı para kazanmak yahut özgün içerikleri burada birer fahişe gibi sergilemek değil.. aksine kendi özgün içeriğimi yaratmaya çalıştığımı sitede 2-3 dakika gezinirseniz göreceksiniz.. sitenizin linkini verdikten sonra kendi düzenlemelerimi yapıp bu yazıyı alıntılamamda konjonktürel bi sorun olmamalı.. aynı zamanda babamın futbolculuk dönemini ele alan belki de tek internet içeriğini -bu konuda minnettar olduğumu söylememe gerek yok- kendime ait bu blog alanında saklamak istemem çok masumane geliyor kulağa, sizin kulağınıza böyle gelmediyse yapacak bi şeyim yok..
kolay gelsin, saygılar..
Yorum Gönder