21 Kasım 2009 Cumartesi

More News from Nowhere #8 - En Son Yürekler Ölür


Başlayalım bakalım. Fenerbahçe'nin İnönü'yü ziyaret edeceği bir cumartesi gecesi daha. O cumartesiler için şarkı yazıldığı dönemler çok uzak değil, ama son yıllarda istikrarlı olarak Fenerbahçe'nin gelip kazanıp geri dönmesi -evet, bu sıralamayla gelişiyor her defasında- o şarkıların dillendirilmesi noktasında bir çekingenlik yaratıyor ister istemez. İsmail Köybaşı'nın yerine müzmin sol bekimiz yine takımı felç bırakacak, forvette muhtemelen Mert Nobre'nin öz benliğiyle savaşımı yepyeni bir epizotla karşımızda olacak... Tablo nereden bakarsan bak çok güzel şeyler vadetmiyor ve yıllar sonra İnönü'de kritik bir Fenerbahçe galibiyetinin bizim uğursuzluğu dillerden düşmeyen kombine tayfasına denk geleceğine de pek ihtimal veremiyorum. Dün tam maçı düşünürken otobüste yanıma oturan kızın kitabının kapağına baktım ve "En Son Yürekler Ölür" yazıyordu. Mantarlığını daha önce birkaç arkadaşa teyit ettirdiğim Canan Tan adlı hanımefendinin bir eseriymiş, yine de bir işaret olarak algıladım ve etrafa negatif elektrik yaymadan, öldürücü Yusuf-Tello-Ekrem-Nobre hücum hattından gol ya da goller bekleyeceğime dair kendime söz verdim. Kısmet... Rüştü Reçber'i de çok özlemiştik, o da bambaşka olacak.


Dün akşamki Efes Pilsen-Galatasaray Cafe Crown maçına gitmeyi planlıyordum ne zamandır. Sonra hesapta olmayan bir bilgisayar problemi Cevizlibağ'a kadar götürdü, ben de gidip evde izledim. İlk yarı sonrası oksijen ihtiyacından kendimi dışarı atmak durumunda kaldım, bu maçı son dakikaya kadar izleyebileni takdir ederim. Ergin Ataman bile deli gibi baymıştı, yine de böyle galibiyetler takımın yerlerdeki oyun kalitesini görmeye engel değil. Ataman da bunun sıkıntısını yaşıyor belli ki. Entente Orleanaise karşısında alınacak bir mağlubiyeti, teknik kadro değişikliği izlemeli artık... Bogdan Tanjevic'i alt etmek böyle büyük bir kredi yaratmamalı. Tanjevic kalırsa, Efes Pilsen bu sezon sonundaki final serisinde de kazanan taraf olabilir. Fakat bu, Efes Pilsen markasının iki sene üst üste gruptan çıkamayarak kaybedeceği saygınlığı kompanse edebilecek bir başarı olur mu?

Mozilla Firefox da sorun çıkardı bilgisayarda, Google Chrome güzel browser ama hiç rahat hissedemiyorum. Kısa keseceğim galiba...


Artık maç nasıl baymışsa eve dönecek dirayeti bulabildiğimde saat 4:30 gibi bir şeydi. Uyumak istemedim, çünkü SporMax kameramanının da ilgi odağı olan Darius Washington'ın nişanlısı rüyama konuk olabilirdi. "How I Met Your Mother" izleyenler hatırlayacaktır, ikinci sezonda bir bölümde 'crazy eyes' muhabbeti geçmişti. Birisinin Washington'ı da bu konuda uyarması lazım bir an önce, ben böylesini görmemiştim... Maçın ikinci yarısına da sabah biraz göz gezdirdim de Bootsy Thornton şu sıralar büyük oynuyor ama şanssız bir şekilde Euroleague ara verdi tam adamımız havasını bulduğunda...

Neyse ne diyorduk, gece döndüğümde son çeyreğine yetişebildim Celtics-Magic maçının. Kevin Garnett'in kendini motive etmek için kafasına attığı şaplaklar biraz keyfimi yerine getirse de, beklediğim düzeyin çok altındaydı basketbol seviyesi. Hidayet Türkoğlu'nun gidişinden sonra Dwight Howard'ı besleme noktasında sıkıntı çekmesi bekleniyordu Magic kısalarının. Hakikaten de şu ana kadar öyle bir görüntü var, fantezi takımıma franchise player yaptım da elemanı oradan anlayabiliyorum. Faul problemine girmediği maçlarda da çok az şut kullanıyor Howard. Dün sadece 4 şut kullanmış ki Vince Carter'ın 29 şut kullandığı bir ortam söz konusu olan... Formunu hiç bulamamış bir Hidayet, bu olumsuzluğa rağmen her maç pota altındaki arkadaşının ağzına 1-2 tane 'al da at' dercesine pas atıyor. İçimdeki Mehmet Ayan...


Diğer maçlar için de yeni bir sayfa açayım, hatta browser konusundaki tutuculuğum da sürecek gibi, bir kez daha deneyeyim ben şunu..

1 yorum:

Sheed dedi ki...

garnett foto: basketbawful :zen:

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...