Haftasonu basketbol gündemi yoğundu. Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin yerel futbolun mola aldığı bir döneme denk gelmesi zaten bazı şeylerin habercisiydi. Bu işaretleri görmemekte ısrarcıysanız da Beşiktaş Cola Turka-Efes Pilsen maçında yaşananlar size ülkedeki spor kültürünün ne düzeyde olduğunu bir kez daha hatırlatabilirdi. Zaman zaman unutsak da, genelde aklımızda bu durum çok şükür... Fakat Orkun Çolakoğlu-Alim Karasu ikilisini kıramayıp gittiğim maçta yeni şeyler öğrenmedim değil.
Bu takımın taraftarı maçın bitimine 1 dakika kala takımı 4 sayı yenik duruma düştü diye sahayla ilgilenmeyi bırakıp, oyuncusu çok kritik serbest atışlar kullanırken "Fransa'da doğdu, Beşiktaşlı oldu" diye orada bulunan kulübün eski bir futbolcusuna tezahürata yönelebiliyor. Aynı taraftarın bir kısmı ülkedeki basketbol tribünlerinin genel çizgisi düşünüldüğünde büyük bir şans olarak görülmesi gereken Efesliler tribününe tekme tokat girebiliyor. Mağrur bir biçimde savunulan sebep basit ve fazlasıyla tanıdık: Tahrik! Geçen sezonki final serisi yazdığımız yazı arşivde, 'tahrik' kelimesinin ne denli ucuzlaştırıldığından orada da bahsetmiştik, tekrarın anlamı yok. Bir de 'provokasyon' var moda bir kelime olarak. Çoğunluğu kelimeyi telaffuz etmeyi de beceremiyor ama çok seviyorlar. Renkli basının sözde entelektüel temsilcilerinin 'ad hominem' fetişinin minimal bir örneklemi olarak görebiliriz.
Tabi bunun yanında işin organizasyonel boyutu var ve burası da fazlasıyla çarpıklık barındırmakta, kimsenin şüphesi olmasın. Sıradışı 'kimlik kontrolü' uygulamasına rağmen maçın başlamasına 50 dakika kala açılan kapılar. Tahrik kollayan taraftar profiliyle yan yana oturtulan konuk takım taraftarı. Medeniyet seviyemizden çok emin olduğumuz için, geçen sezonun dostane final serisinde sadece basketbol konuşulduğu için ve pek tabi içinde bulunduğumuz devlet bir polis devleti olmadığı için o bölgeye ancak olaylar yatıştıktan sonra gönderilen polis ekibi. Hepsi Akatlar'da. Fazlası ise akşam saatlerinde Abdi İpekçi'de.
Bir de Muratcan Güler'in annesi olduğunu iddia eden -böyle söylüyorum zira ciddi şizofreni belirtileri gösteriyordu- bir teyzeden azar yedik. "Sen ayağa kalktın diye oğlumun smacını göremedim" diye geldi devre arasında yanıma. Ne denir ki böylesine de...
"Utanç. Bu duygu insanlığı kurtaracak."
Bu repliği hatırlatmıştık son TBL merkezli yazımızda. Ne yazık ki görebildiğim kadarıyla, bu duygu hala uğramamış ülkedeki bağnaz taraftar güruhuna... Yakın gelecekte uğrayacağını ve geneli etkisi altına alacağını düşünmek de fazlaca romantik olur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni Yazıhane Diyorsak...
Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...

-
Nike Hoop Summit, bize birkaç yıl içinde NBA'de görme ihtimalimiz olan oyuncuların birer ilk izlenimini veren güzel bir organizasyon. Ay...
-
Bölümün adı böyle kaldı fakat müşteri memnuniyetini pek de sallıyormuş gibi gözükmeyen James Joyce Pub son ziyaretimde sınırları zorladı ve ...
-
Long time no see... "Şunu belirtmek isterim ki birisi bundan 1 yıl kadar önce, bir blogda yazacağım ilk basketbol yazısının Vujacic ha...
3 yorum:
ya başkan onu bunu bırak da nasıl siktik fenerbahçe'yi?
"Ömer Onan hakkındaki görüşlerimi paylaşmış mıydım, hatırlamıyorum. 24 saniyenin bitimine 5 saniye varken tribünde çalınan düdük sesini duyup topu potaya fırlatması hoştu. Daha sonra yüzünde oluşan ifade daha da hoştu."
- paint çok siena
ülen kalpazan, 2 ay aradan sonra bloga katkı diye yazdığın yazı bu, bi de hala espri peşindesin..
SANSÜRE HAYIR
Yorum Gönder