7 Aralık 2008 Pazar

Devin Harris misin Soner Şentürk?


Öztürk Pekin de ne yalan bir adamdır. Neyse efendim, esas konumuz Soner Şentürk. Yıllardır izliyoruz kardeşi Caner Şentürk ile birlikte. İkisi de Darüşşafaka'nın Türk basketboluna armağanlarından. Caner şimdi Erdemir'de, pek de süre alamıyor. Ama sürpriz değil, zaten yıllardır bu ikiliden açık ara öne çıkanı Soner'di. Yalnız bugünkü Fenerbahçe Ülker karşılaşmasında başka bir seviyeye atlamış olduğunu gördüm çok net. Bu sezon daha önce Galatasaray Cafe Crown önünde izlemiştim yanılmıyorsam, yine etkili olmuştu aslında. Özellikle de top çalmalarıyla. "Sezon başından beri geliyorum diyordu zaten" diye geçiştirecekler olabilir, o yüzden söylüyorum. Beni ikna etmeleri zor. Bugünkü istisnai performansında en büyük etken Cliff Hammonds'ın hafta arasındaki transferi olsa gerek. Ekrem Memnun da Hammonds'ın yerine yeni yabancı alınmayacağını söyleyip güvenini tazelemişse, Soner'in bugünkü performansı biraz daha anlaşılır olabilir. Tabi ben sadece tahmin yürütüyorum. Ama inşallah öyledir. Ona bu 40 dakikayı gönül rahatlığıyla verecek bir coach varsa, o da Ekrem Memnun'dur zaten. Hak etmiyor mu, sonuna kadar hak ediyor...


Soner'i bugüne kadar çok fazla izlememiş olanlar olabilir, onlar için ne tip bir oyuncu olduğundan bahsedeyim biraz. Özellikle savunmada çok hareketli bir oyuncu ve sürekli olarak bir top çalma eğilimi var. Bunu yaparken de bire bir savunmasının dozajından taviz vermiyor. Hücumda da team-first dediğimiz oyun kuruculardan. Ama asist özelliğini gözümüze gözümüze soktuğu böyle bir maçını izlememiştim daha önce. 22 yaşında olmasına rağmen hala gözle görülür bir gelişim içerisinde olması çok önemli bir özellik. Bu bağlamda da kendisinden şutunu bir istikrara kavuşturmasını rica ediyoruz tüm basketbolseverler olarak. Çünkü bu gözler Hakan Demirel de gördü. Gözümüzün önünde eridi bitti 2004 yazında tavan yapan o büyük yetenek. Benzer oyuncular da aslında, ama ben daha çok Barış Ermiş'e benzetiyorum Soner'i. Efes Pilsen'de de, Pınar Karşıyaka'da da çok özel performanslarını izledik Barış'ın. Özellikle de eli sıcak olduğu günlerde. Fakat bugünkü Soner performansı gibisini gösterebilmiş miydi, emin değilim. Tabi Soner deyince, en büyük imzalarından biri sol penetre üzerinden bıraktığı turnikeler. Zaten bu yüzdendir Devin Harris muhabbeti. Umarım bugünkü gibi performanslarını daha üst seviye maçlarda da görme mutluluğuna erişiriz önümüzdeki yıllarda. Çok fazla beklemeyecekmişiz gibi geliyor.


Not 1: Bu arada biz blogdan elimizi çektikten sonra, benim ilk geldiği günden beri çeşitli platformlarda çeşitli kişilere karşı savunmak durumunda kaldığım Emir Preldzic de farklı bir oyuncu oldu çıktı. Bugün 1/6 üç sayı isabetine rağmen, yaptığı birbirinden şık 8 adet asistle muazzam bir oyun ortaya koydu. Yine de Soner'in maçı vermeye hiç niyeti olmadığını defalarca gördük. Adam taktik olarak kaçırmak için attığı faulü bile soktu. Charles Shackleford'un kulaklarını da çınlattık haliyle.

Not 2: Türk basketbolundan yazmışken Efes Pilsen yazarlığı gibi bir olayım var batug.com'da, Orkun Çolakoğlu sağolsun. Onun da haberini vereyim dedim, ilgilenen gitmesi gereken adresi biliyor zaten. Oraya buraya link koymak çok samimi gelmedi şimdi...

1 yorum:

Radnor dedi ki...

Charles Shackleford'u nerden hatırladınız yav, gündüz feneri gibi adaadı valla :)

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...