
- Bu akşam Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Cafe Crown üzeri Ligue 1 yapmak niyetindeydim, haftanın yorgunluğuyla dana gibi uyumuşum. İlk maç otuza gitmiş, sorun yok. İkinci maçın skoru da vicdanımı rahatlattı açıkçası, fakat o 0-0 biten taş gibi maçlardan biri olma ihtimali de yok değil. Neyse
Le Foot yazar, biz de okuruz... Sporsever kimliğimi tatmin etmek amacıyla da bloga giriverdim. NTV yine Orlando maçı veriyor, tüm maçlarını izlediğim tek seri olacak bu maç büyük ihtimalle. Hayır Mehmet Okur sakatlanmasaydı da biz de nasiplenseydik en azından.

- NBA'de
play-off heyecanı sürmekte... 25 kredilik programımı yavaş yavaş indiriyorum makul boyutlara, bir daha aynı hataya düşmek üzere olduğumu görenleriniz tokat falan atsın mümkünse... Mesaj yerine ulaştı sanırım. Neyse, çok güzel bir Celtics-Bulls düellosu izledik serinin ikinci maçında. Ben Gordon kendini aştı, Rajon Rondo beklediğimiz üzere durumu dengeledi Derrick Rose karşısında. Tabi Leon Powe'ın sakatlığı işleri biraz daha zora sokmuşa benziyor Celtics cephesinde, ancak ben yine de seriyi son şampiyonun geçeceğini düşünüyorum. İlk maç sonrasında "Celtics bitmiş, bu takımın Chicago'da maç alması imkansız" şeklinde söylemlerde bulunanlar erken öten horoz oldu, yazık oldu... Üçüncü maçın bu kadar farklı bitmesi ilginç, sıradaki maç serinin kaderini belirleyecektir. Ancak reboundlara konsantre olması lazım Celtics oyuncularının, Rondo'nun katkısı yetmeyebilir. Ray Allen kariyeri boyunca o işlere pek girmemiştir, kritik isim Paul Pierce. Alacağı savunma reboundları takımını rahatlatıp, yüzdeli bir 24 sayıdan daha fazla işe yarayabilir... "Hükümet düşer, Boston düşmez" dedik, fakat pota altı rotasyonu içler acısı, ikinci tur daha da zor olacaktır.

- Yukarıdaki seriye ek olarak Tony Allen olayına da değinmek lazım. Celtics organizasyonu pembe diziye döndü son zamanlarda iyiden iyiye. Sakatlıklar, Danny Ainge'in rahatsızlığı derken bu sefer de Allen'ın memleketi Chicago'daki belalısı seriye damga vurdu. David Stern, Rose'a ödülünü vermek üzere salonda hazır bulunurken yoğun güvenlik önlemleri de dikkat çekiyordu. Sezon başında da bir dönem gündeme gelmiş, ancak Allen'ın parmağındaki sakatlık nedeniyle Chicago'ya götürülmemesiyle atlatılmış kriz
play-off ile birlikte tekrar sahneye kondu. Böyle bir seride, rotasyonun çok önemli bir parçası olmasa da herhangi bir oyuncuyu Boston'da bırakamazdı Rivers. Chicago'daki Crane High School'u bitiren Allen'ın sabıka kaydında yine Chicago'da bir restaurant önünde kavgaya karışma gibi bir vukuat da var... Onlarca güvenlik görevlisini
bench arkasında görmek ne olursa olsun bu spora yakışmıyor, Stern'ün farklı çözümler düşünmesi lazım.

- Hornets Sixth Man
Şaban Işık, Yahoo'dan güzel bir alıntı yapmış
batug.com forumlarında... İlk maçlar seri hakkında görüş sahibi olmak adına çok önemli, ancak fazla da anlam yüklememek lazım. Zira seri ilerledikçe
coaching daha fazla ön plana çıkıyor, bazı zehirler için panzehir üretimi mümkün olabiliyor. Yukarıda da bahsettik, Rose-Rondo eşleşmesinin ilk
roundundaki galibin Rose olduğu hatırlanmayabilir, eğer Rondo bu
triple-double ile flört eden istatistiklerini bir istikrara kavuşturursa. Diğer serilerde de durum böyle. İlk maçı Phila, Amway Arena'da kazanırken tüm parçaları iyi işliyor gibi gözüktü. Orlando cephesinde ise hemen hemen herkes standartlarının altında bir gece geçirmekteydi. Seri bu gece Philadelphia'ya gidiyor, fakat Gürkan biraderim kızmasın da her şeye rağmen bu takımın limitleri belli. Donyell Marshall ve Theo Ratliff'in ilk maçtaki sürprizleri güzeldi, fakat karşılık verilmeyecek hamleler değil bunlar. Gerçi Marshall daha fazla süre alsa neler olur, hiçbir zaman bilemeyeceğiz bu gidişle. Orlando ikinci maçın ikinci yarısında içeriye o kadar gömüldü ki, Andre Miller bile bu hakarete daha fazla dayanamayıp üçlük denedi o mükemmel stiliyle. Soktu da... Ama Stan Van Gundy'nin pek umrunda olmadı haliyle. Miller demişken, ilk yarıda Rafer Alston'ın kabusu oldu ama Courtney Lee ve Anthony Johnson karşısında aynı etkiyi göstermekten uzaktı. Öyle devam etmeyeceği de belliydi zaten... Takımı oynatmayı ilk planda düşünmesi Phila'nın bu seriye tutunabilmesi için olmazsa olmaz bir şart. Thaddeus Young sakatlığını üzerinden atmış gözüktü, Iggy de geçen
play-off ile karşılaştıracak olursak daha bir takımın lideri gibi. Ancak bilhassa Rashard Lewis'in silkinmesini bekliyorum seri taşınırken. Courtney çok şugar çocuk. Daha önce de yazdım, ama bir kez daha belirteyim. Bu yaşta bu olgunluk... Sanırım kariyeri boyunca
contender takımların hedefinde olacak bir parça. Yürüyedur evlat!

- Ryan Giggs ismi Andrew Bynum için muhtemelen hiçbir şey ifade etmiyor. Onun gibi yetenekli bir çocuktu, izleyenler çok büyük bir cevher görüyordu kendisinde. O izleyenler arasında bulunan dönemin en baba sağ beklerinin bile korkulu rüyası haline geliyordu bu melez... Sonra ne oldu,
Ali Ece anlatsın...
"O yıl en çok satan dergilerin tümünün kapağında onun resmi vardır. Tüm gazeteler onun posterini vererek tirajını arttırmaya çalışır. Beckham o zamanlar Preston North End’de kiralık oynamaktadır, adını Victoria başta olmak üzere kimse duymamaktadır. Giggs, George Bestleştirilmeye çalışılırken onun imdadına önce manevi babası Ferguson sonra da nihayet A takıma alınan Beckham yetişir. Bu arada Dani Behr, Davinia Taylor gibi dışı harika içi bomboş insan taklitleri ile ilişkiye girmiştir. Ünlü şarkıcılar ve futbolcularla ilişkiye girerek ceplerini dolduran bu iki erkek avcısından Ferguson’un araya girmesi ile kısa zamanda kurtulmayı başaran Giggs, kaldığı yerden devam edecektir."Bynum'ın da kaldığı yerden devam etmesi lazım. Bu çevresindeki isimlerin yardımıyla olabilir ancak. Alex Ferguson ile Phil Jackson spor dünyasının en saygın isimlerinden ikisi... Oyuncularıyla iletişim bakımından Jackson belki daha da ön plana çıktı kariyeri boyunca. Bynum'ın da tüm dikkatini saha üzerinde yoğunlaştırmasını sağlayacak hamleleri ondan ve belki de Kobe Bryant'tan beklemek lazım... Son olarak da
şu haber düştü renkli basına. Playboy malikanesinde
playmatelerle partiden daha iyi bir seçenek gibi duruyor Rihanna ile seviyeli bir ilişki... Fakat bunda gerçeklik payı varsa, çok yıpranacaktır Bynum. Mithat'ın Arda Turan yorumunun üzerine biraz muhalefet şerhi gibi olacak ama kendi topçum olunca duruma biraz farklı yaklaşıyorum galiba. Herkes topuna baksın, Trevor Ariza'yı örnek alsın. Madchester Los Angeles'ta yeniden hayat bulsun...
More News from Nowhere (first come first served)