
Orlando Magic: 7/10
-
Orlando'ya daha fazla puan verebilirdim bir ihtimal, geçen hafta yazmış olsaydım... Çünkü Hidayet Türkoğlu konusunda bir acaba barındırıyorduk içimizde ister istemez. Ama yapılan blockbuster büyük ihtimalle Magic'in Hedo konusunda gemileri yaktığı anlamına geliyordu zaten. Hedo konusu da ilginç bir hal aldı bu arada, yengenin içindeki Kanada aşkı rotayı Toronto'ya çevirmişe benziyor. Neyse efendim, draft arefesinde şık bir hamle geldi aslında Orlando'dan. Ama başarılı gözüken formülü bozup, yepyeni bir formülle aynı noktaya gelmeye çabalayacaklar. Tabi para benim değil, finansal açıdan da avantajlar getiren bir hamledir yapılan. Ama artık eski düzeniyle görmeyeceğiz Orlando'yu. Kaan Kural'ın da ekseriyetle, önümüzdeki on yılın basketbolunu oynadığını vurguladığı takım daha ortodoks bir yapıyla çıkacaktır karşımıza.
Orlando üzerinde finalist takım titri de varken, iyi bir free-agent daha yakalamalı piyasadan. Değerini bu post-seasonda fazlasıyla yükselten Marcin Gortat ile devam etmek mantıklı gözükmüyordu zaten. Paranın Rashard Lewis'in orijinal pozisyonu olan 3 numaraya dönmesiyle boşalan 4 numara için harcanması uygun olacaktır. Brandon Bass çok yakışıklı dururdu... Draft konusunda söyleyecek bir sözümüz yok seçme hakkı bulunmayan Magic için. Ancak Rafer Alston'ı göndermek bir gereklilikti, bunu yaptılar. Courtney Lee elde tutulsa güzel olurdu, ama pakette Nets için cazip bir şeyler de bulunmalıydı, bu da anlaşılabilir... İyi hamle ama, sağlıklı kaldığı takdirde Boston ve güçlenmiş Cleveland'ın arkasındalar bu sezon öncesinde de kanımca.

Atlanta Hawks: 3/10
Jeff TEAGUE (19, PG, Wake Forest-So.)
Sergiy GLADYR (49, SG, UKRAINE)
Teague seçimini pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim, Teague'in drafte girme kararını da çok fazla desteklemiyordum. Ama puanımın bu kadar düşmesinin sebebi Jamal Crawford hamlesi oldu. Mike Bibby ile masaya oturmadan önce ellerini güçlendirmek istemiş olabilirler ama yine de mantıklı gelmiyor bana... Joe Johnson'ın saha içi liderliğini kabullenmekte güçlük çekebilir ve zaten çok üst düzey olmayan hücum akıcılığını sıfıra taşıyabilir bu adam. Ben parayı Crawford'a dökmeden önce bir kez daha düşünürdüm. Hem de onlar için bu kadar önemli bir yazda... Kötü geçen bir sezon Johnson'ın diğer alternatifleri gözden geçirmesiyle sonuçlanabilir 2010 pazarında.
Teague ise kendisini point guard olarak pazarlayan bir shooting guard bana kalırsa... James Johnson'ın olmadığı bir sezonda kolejde devam etmek istemedi ama şu anda oyun kuruculuk meziyetleri konusunda çok ham ve o pozisyonda bir kariyeri olması zor gözüküyor. Hawks kulislerini çok takip etmiyorum, ama Flip Murray ile devam edilmeyip Teague'e onun rotasyondaki yerinin bir kısmı verilebilir gibi. Bu draftteki iki pozisyon arasına sıkışmış ve biraz da şişirilmiş adamlardan biri bence Teague. Atlanta seçmesi gereken Wake Forest guardını 2005 yılında ıska geçmişti. Belki onun nostaljisiyle yaşıyorlar, doğaldır. Marvin Williams'ın bu sezon rakamlarına da seviye atlatabileceğini düşünüyorum yalnız, artık başarısız bir ikinci sıra seçimi olarak bakmak yerine oyunculuğuna odaklanmak lazım eleştirirken. Gladyr? O da Reebok'ın kampında dikkat çekmiş ve fazlasıyla övgü almış Avrupalı oyunculardan. Şutu en büyük özelliği. Ya tutarsa dediler, tutabilir...

Miami Heat: 5/10
Patrick BEVERLEY (42, PG/SG, USA)
Robert DOZIER (60, SF/PF, Memphis-Sr.)
Beverley'nin rotasyona girmesi sürpriz olmaz. İki adet iyi atlet seçtiler, ama en son geçen sezon Derrick Rose ile birlikte izlediğim Dozier'nin bir NBA geleceği olacağını düşünmüyorum. SF oynayabilecek bir kapasitesi yok, her ne kadar öyle gösterilmiş olsa da. Avrupa'da iyi para kazanabilir ama ilerleyen yıllarda. Ben bir Avrupalı'da denerdim şansımı o sıradan açıkçası.
Beverley, Ukrayna'da oynadı geçen sezon. Heat kurmaylarının özellikle güvendiği bir topçuymuş anlaşılan. Heat'in geleceği için çok karar verici bir draft olarak anılmayacağı kesin bu draftin... Artık "Yüreğine sağlık Dwyane" demeye devam edecekler, onun da takımında devam etmeye en yakın free-agent olduğunu düşünüyorum 2010 pazarında. Bakalım yeni bir yüzük için gerekli yan parçalar ilave edilebilecek mi? Henüz yolun başındalar bence, geçen sezonki takım da bana fazlasıyla 2005 yılındaki Lakers'ı hatırlattı... İzleyelim.

Charlotte Bobcats: 7/10
Gerald HENDERSON (12, SG/SF, Duke-Jr.)
Derrick BROWN (40, SF, Xavier-Jr.)
Güzel seçimler yaptılar bayağı. Henderson onların son dönemde iyice benimsedikleri savunmacı takım kimliğine cuk oturacak, güzel bir çocuk. Hep göz önünde olduğundan, draft günü düşüşleri yaşayabileceğini düşünüyordum tabloda. Ama fena da bir yerden gitmedi, lotaryaya tutundu en azından. Sözleşmesi önümüzdeki sezonun sonunda bitecek Raja Bell'in yerini alacaktır süre olarak, ben güveniyorum bu adama. Şutunu da geliştirebildiğini, hücumuna zenginlik katabildiğini gördük geçen sezon. Sadece savunmada katkı verecek bir adamdan fazlası çıkacaktır bu paketten. Brown, ikinci tur başlarında da gidebilirdi aslında. Charlotte görünce dayanamadı böyle bir potansiyeli. O da uzun kollarıyla ve fiziğiyle 3 numaralara zor anlar yaşatacak, hatta zaman zaman rakip 4 numaraları savunma noktasında da devreye girebilecektir Boris Diaw'un ikamesi olarak. Ama Chase Budinger daha iyi bir seçim olabilirdi, zaten oralara da düşmemesi gerekiyordu ya neyse... Vladimir Radmanovic'e şut konusunda güvendiklerini farz etmek istemiyorum ama öyle olsa bile bu adamda Vlade'de olmayan bir oyun zekası da vardı.
Son olarak da eğer Raymond Felton'a qualifying offer ile gitmemiş olsalardı, Larry Brown'ın acı tatlı hatıralarının başrolündeki Allen Iverson'la yeni bir birleşmenin eşiğinde olduğunu düşünürdüm şu durumda. Bence güzel olurdu. Vazgeçtiğin isim de sadece Felton, fazlası değil. Şaka bir yana, Iverson'ın bugün en çok yarar sağlayacağı takım bence Bobcats. Diğer takımlarda yapıyı bozacak gibi duran tüm özellikleri Bell-Wallace-Diaw-Okafor çekirdeğine sahip Brown için bir nimet bilakis. İyice kurdun kocamışı oldu Iverson da, isterdim bu birlikteliği...

Washington Wizards: 8/10
-
Wizards da draft gecesini boş geçen takımlardan. Aslında ben yaptıkları takası çok beğenmiştim, 5 numaradan alacakları oyuncuya ihtiyaç duymadıklarına ve o oyuncunun da bu sezon bir Randy Foye kadar katkı veremeyeceğine inanıyordum. Mike Miller da cabası... Ama beşinci sıra seçimi Ricky Rubio olunca insan ister istemez söylediklerini bir kez daha düşünüyor. O da ana rotasyona bir süreliğine dahil olamayacaktı ama Arenas-Butler-Jamison sonrası dönemi güzel kılacak, üzerine takım kurma fırsatı tanıyacak bir elemandı.
Yine de tüm bunlardan sonra bile olumlu bir hamle olarak görüyorum. Zaten öncelikli mantığı basına duyurmuştu Ernie Grunfeld. Sakatlıklardan arındığı müddetçe eldeki çekirdeğin doğuda kafaya oynayabileceğine inanılıyor. Buraya katılırım, ama şart koşulan sağlık durumu konusunda şüpheler var haliyle. İki sezondur "Agent Zero" konusunda en olumlu düşüncelerle takip ettik sakatlık sürecini ve tam olarak bir hayal kırıklığıydı karşımızdaki. Geçen sezon Brendan Haywood'un sezon bitiren sakatlığı da tuz biber ekti ve kayıp bir sezon olarak yazdılar deftere geçtiğimiz yılı. Hatta Eddie Jordan da güme gitti o hengamede hak etmediği şekilde. Şimdi Flip Saunders ismi de umutlu olmak için yeterli bir sebep. Şu an için ihtiyaçları olan esas üçlünün sağlıklı bir şekilde sahada bulunması gibi, bu durumda contender olacaklarını kestirmek zor değil. Geçen sezona kayıp dedik ama bu sakatlıkların kadrodaki birçok gencin pişmesine yardımcı olduğu da ortada. Nick Young ve Andray Blatche'a da biraz akıl fikir! Özellikle Blatche yeteneğini fark edene kadar iş işten geçerse üzülürüz. Ya da bırakırız, o üzülür... JaVale McGee de şugar çocuk bak. Beyler, grubu yeniden topluyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder