24 Temmuz 2009 Cuma

RICHIE FRAHM... KİM BU YAVŞAK?


Richie Frahm'ın Mersin Büyükşehir Belediyesi ile anlaştığı yönünde birkaç yazı okudum bugün. Frahm çok sağlam bir şutördü ve oyununun tek güçlü yanı dış şutu olan biri olarak sempati de beslediğim bir oyuncuydu Darüşşafaka'da oynadığı dönemde. Kalitesi de o dönemde iki takımlı bir lig haline gelmiş TBL için özlenen bir seviyedeydi. Fakat bu arkadaşımız yeni şehri Seattle'da basına verdiği röportajdaki tutumu sonrası çok güzel hatırlanmıyor buralarda. Aslında birçok kişi bu olayı unutmuşa benziyordu bugün gözlemlediğim kadarıyla, ama o dönemde ülke basketbolunu gerçekten yakın takibe alanları rahatsız etmiştir herhalde bu transfer.

Ben bu olaydan ilk olarak Sir Alp Akbulut'un batug.com'daki şu yazısıyla haberdar olmuştum. Oradaki alt başlığı da buraya başlık yaptım zaten... Sonics'i de özlemişim bu arada, şimdi yerini alan tatsız tuzsuz organizasyonu da düşününce daha da alevleniyor bu özlem. Neyse efendim, olayı bilmeyenler için özetlemek gerekir. Frahm Daçka'dan Seattle'a geçtikten sonra yerel basının önemli isimlerinden Steve Kelley ile bir konuşma yapar ve bu konuşma sırasında da Türkiye hakkında bizim bile bilmediğimiz bazı şeyler anlatmaya başlar. İşkembesine bereket, eğlenceli şeyler de çıkar ortaya. Eğer Kelley fiktif bir denemeye girişmemişse böyle laflar çıkmış ağzından en azından. Tabi işin sunulmasında durumu dramatize edip, Akbulut'un da dediği gibi 'develer ülkesi' edebiyatına saran yazar olmuş biraz ama Frahm'ın belli olumsuz açıklamalarının üzerine bina edildiği de belli yazının... Yazı demişken, o da burada. Edebi açıdan güzel, okunabilir... Son olarak Zaza Pachulia-Zaza Enden konusunda Basketbawful blogunun yaşadığı kafa karışıklığını görünce hemen oracıkta biten sevdiğimiz basketbol adamı Kaan Kural, burada da bir okuyucu mektubu vasıtasıyla oluşan rahatsızlığı ülke adına çok güzel açıklamış.


Frahm neler demiş söz konusu yazıda, yabancı dil konusunda yardımımız gerekebilir bazılarına. Kısa bir özet sunalım... Öncelikle Kelley'nin söylediğine göre Bağdat'a düşen bombalara kızgın olan Müslüman Türk halkı, Birleşik Devletler'e olan kızgınlığını Frahm'dan çıkarıyormuş. Türkiye 1. Basketbol Ligi'nde oynayan 27 Amerikan vatandaşının herhangi birinden veya ülkede spor ve iş dünyasında yer bulan diğerlerinden değil... Çok ilginç. Bağdat'a 300 mil uzaklıkta, Doğu bölgesinde yaptıkları bazı maçlarda, insanların adını haykırdığını ve Türkçe hakaretler savurduğunu söylüyor. Arkadaşları da yanına gelip "Seni burada istemiyorlar" diyorlarmış. Bu ülkede yaşayan herkese komik geliyordur bu cümleler. Evet Amerikan karşıtlığı o dönemde var olan bir şeydi, ancak işlerin bu şekilde yürümediğini de biliyoruz. En can alıcı nokta da paragrafın az sonra alıntılayacağım kısmı. Bu noktaya kadar fazla naif ve dış kültürlere kapalı bir Amerikalı iseniz yazılanlara inanmanız olası. Ama buralarda eğlence kültürünün parçası olan bir aktiviteyi, samimi olarak bu şekilde algılayabiliyorsa Frahm paranoyadan da fazlası olur bu. Hatta Mithat gibi açık konuşalım, beyin zarınızda habis oluşumların mevcut olduğuna işarettir.


On one of those runs, he encountered a man who was standing next to a rifle that was leaning against the tree. For a few Turkish lira, the man said he would allow Frahm to shoot at targets.

"I'm running in a public park and here's this guy in the woods, shooting at targets," he said. "You wonder if you're the next target."

Evet, zaten söylenmesi gerekenleri Kural ve Akbulut o günlerde söylemiş daha. Ama ben hafızalara bir update çekmek istedim, çünkü ihtiyacı olanlar var çevrede... Ben bu transfere zemin hazırlayan Mersin Büyükşehir Belediyesi yöneticilerine kızgınım açıkçası. Ki beni biraz tanıyanlar da milliyetçilik denen olgudan nasibini olabildiğince az almış bir adam olduğumu bileceklerdir. Ben rahatsız oluyorsam, Mersin halkının hissedecekleri için yeni bir sözcük aramaya koyulabiliriz. Frahm da böylelikle Seattle basınına salladıkları, aman söylediklerinin bir kısmıyla tanışma fırsatı bulacaktır... Tabi ki istediğimiz bu değil. Zaten ona bu şekilde cevap vermeye değer mi? Kesinlikle hayır. 6 yıl önce kendi yarattığın bir dünya içinde bazı paranoyalar oluşturuyorsun ve kaçıyorsun bir ülkeden. Böyle şeyler atıyorsun ortaya. Bugün yine buradasın. Tamamen kendi seçimin bu... Sahiden de değmezsin. Şu yazı bile fazla belki, ama ben özlediğimiz Sonics organizasyonunu ve altıncı adamını anmak için yazdım biraz da zaten:


"Jerome James'i adam etmek kolay olmayacaktır. Değil Jack Sikma, yattığı yerden hortlayıp Wilt Chamberlain gelse yine pek bir şey farkedeceğini sanmıyorum. Tam olarak sorun nedir bilemiyorum ama kanımca bir konsantrasyon problemi yaşıyor JJ. Hazırlık maçlarındaki berbat performansı, kısa zaman içinde yaptığı seri fauller, antrenmanlarda da beklenen hırsı ve disiplini göstermemesi üzerine, şu anlık ilk beşteki yerini kaybetmiş durumda. Hatta bırakın ilk beşi, dakika bile alamıyor öküz evladı. E bu sezonki en önemli potaaltı gücümüz bu adam değil miydi? Bütün sezonu Booth, Radmanovic ve Evans ile mi geçireceğiz? Jack Sikma ne işe yaradı? Ansu Sesay gibi bir isme sahip bir oyuncuyu sahaya hangi yüzle sürüyoruz?"

"Radmanoğlu Radman'dan da bahsetmek lazım. Hücumda beklenen etkinliği ve isabetli şutlarını göremedik henüz. Fizik olaraksa daha iyi olduğu aşikar. Bu sene kimsenin beklemediği bir ribaunt ortalaması tutturabilir. Arkadaşlarınıza söyleyin bunu, sonra 'ben demiştim' diye hava atarsınız. Savunmasını da ilerlettiği söyleniyor, adam gibi izleyemedik henüz."


Asım Pars, Burak Yönder ve Jimmy Baron da gelecek sezon Mersin'de olacak. Eh, Frahm'ın en güzel transfer olduğunu söyleyebiliriz kolaylıkla. Onun da böyle bir falsosu var işte... Tabi ben Baron'ı hiç tanımıyorum, bir de o var. Ama bu sezon play-off başarısını tekrarlamaları daha zor olabilir. Asım Pars 2008 sezonunda oynadığı topu burada da oynayabilir tabi, o da gayet mantıklı hareket. Yapıyı bozmayıp Frahm'ın Chris Lofton'ı, Baron'ın da Bo McCalebb'ı aratmamasını bekleyecekler anlaşılan. Dikkat etsinler, Frahm kaçmasın...

1 yorum:

agopist dedi ki...

Bir kez daha hatırladık ki tam yavşakmış. İnşallah sezon başında Efes'le maçı olur da gerekli mesajı veririz.

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...