16 Ağustos 2009 Pazar

Berlin


Berlin'de başladı Dünya Atletizm Şampiyonası ve ilk pazar akşamının ana yemeği her zaman olduğu gibi 100 metre erkekler finali olacak. Bugün elemelerde de şampiyona öncesi görüntüyü güçlendirecek şeyler oldu aslında. Usain Bolt, kendi serisinde iyi arkadaşı Daniel Bailey'nin birinci olmasına tam anlamıyla izin verdi. En büyük sorunu çıkışları olarak gösterilen Thunderbolt, bugünkü son elemede iyi de çıktı aslında... Fakat son 40 metre boyunca jog atan bir Bolt izledik arkadaşı yanında. Bailey var gücüyle koşarken, Bolt'un o lakayıt düz koşusuyla arkadaşıyla aynı sürede finiş görmesi bir kez daha düşündürdü ekran başındaki bizleri. Bunu ilk kez yapmıyor tabi ki. Ancak sabahki elemelerde aynı şeyi yapmaya çalışan vatandaşı Asafa Powell'ın nasıl madara olduğunu ve elenmekten burun farkıyla kurtulduğunu da aklımıza getirince Bolt'un insan olmadığına kanaat getirdik. Onu zorlayabilecek adam Tyson Gay gibi gözükse de, ben sakatlık benzeri ekstrem durumlar görmediğimiz müddetçe birincilik kürsüsünde kimi göreceğimizden adım gibi eminim... Vücut diline bakınca Gay'in de bunun farkında olduğunu görmek zor değil. Yine de bugün 9.98 koşan Gay'in bir mucize yaratmasını bekleyeceğim ben ekranda. Sonucu belli olsa dahi bir 100 metre finalinin verdiği hazzı sunabilen çok fazla spor olayı yok açıkçası...


Açılış gününde pistte 10 bin metre heyecanı vardı. Ne yazık ki Elvan Abeylegesse sakatlığı sebebiyle tamamlayamadı yarışı... Dürüst olmak gerekirse, biz bu şampiyonada herhangi bir madalyayı da hak etmiyorduk. Türkiye adına bir atlet, yılın en önemli spor organizasyonlarından birinde final koşacak ve bizim basınımız buna kaç puntoluk bir başlığı uygun görmüş. Açın bakın... Birçok spor tutkunu arkadaşımın böyle bir yarıştan haberi dahi yoktu. Sanki fikri çok da önem taşıyormuş gibi, Elvan'ın Türkiye formasıyla yarışmasını özümseyemediğini söylemekten vazgeçmeyen sözde spor yazarlarıyla dolu çevremiz... Neyse, umarım 5 bin metrede tüm bu insan bozuntularını utandırır Elvan bir kez daha.

10 bin finalinin bitişinde, biraz da Ertan Hatipoğlu'nun yönlendirmesiyle Meseret Defar'ın bitirici sprintini beklerken bir başka sürprizle karşılaştık. Son 3 bin metrede tempoyu forse etmesine rağmen, daha sonra güç kaybetmiş gözüken Kenyalı Linet Masai idi sürprizi yapan. Son yıllarda bayanlarda uzun mesafelere damga vuran Etiyopyalılar'ın ataklarına müthiş bir kontrayla cevap verdi Üsküdar Belediyesi sporcusu Masai ve Kenya'yı da eski günlerine döndürdü belki de. Defar'ın 5 bindeki etkinliğini göremedik oldukça yavaş geçilen bu yarışta... Yenilenen Olympiastadion'un yeni pistinin yapısı da sporcuları zorlayan bir başka faktör oldu aslında ki Elvan'ın sakatlığının arkasında yatan da bu olabilir. Tirunesh Dibaba'nın yokluğunda bir sürpriz beklenebilirdi, ancak böyle bir finişi tahmin etmek mümkün değildi... Meselech Melkamu'nun ikinci bitirdiği yarışta, dışarıdan gelen Masai'yi görmemesi ve altın madalya sevincini ellerini havaya kaldırarak erkenden yaşamaya başlaması da bize unutulmayacak bir kare verdi. Etiyopya'nın hayal kırıklığının bittiği yerde, Kenyalılar'ın sevinç gösterileri başladı. Diğer Kenya sporcusu Grace Kwamboka Momanyi'nin ismini de çok sık duyacağızdır mutlaka...

Gülle atmada Christian Cantwell ve Tomasz Majewski arasındaki mücadele de izlemeye değerdi. İki dev adam birbirlerinin limitlerini zorladılar ve 22 metreyi aşan son atışıyla Amerikalı sporcu altınla evine dönmeyi başardı. Almanya'ya ilk madalyasını kazandıran Ralf Bartels de günün en mutlularından olmalı.


"As soon as I finished the race, I believed that I had won. I was extremely happy that we had retained the gold."

Hiç yorum yok:

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...