
Cristiano Ronaldo'nun yerini nasıl dolduracağı konusunda kara kara düşünürken bir de Edwin van der Sar şoku yaşayarak sezona tatsız giren Manchester United, Hiddink-Ancelotti arasındaki görev değişimi sonrası pek de kan kaybetmişe benzemeyen Chelsea, ligin en değerli iki oyuncusuna sahip olan ama bu ikilinin etrafını doldurmak için bu yaz da çok fazla çalışmayan Liverpool, bu yaz Emmanuel Adebayor ve Kolo Toure'yi gönderdikten sonra yarışmacı bir kulüpten çok oyuncu ticaretinden kar etme amacı güden bir kulüp portresi çizer olmuş ve tepedeki dörtlü arasında en çok kan kaybeden takım gibi görünen Arsenal ve Arap sermayesinin de yardımıyla dengeleri değiştirme konusunda en büyük iddiayı ortaya koyan Manchester City ile birlikte Avrupa futbolunu yakından takip edenlerin başlamasını sabırsızlıkla beklediği liglerden biri yine Premier League.

Real Madrid'in transfer piyasasındaki dominasyonu sonrası Real Madrid-Barcelona rekabetinin aldığı hal Premier League'in reytinglerinin bir kısmının La Liga'ya kanalize olacağı anlamına gelebilir. Ancak Ada futbolunun sevdalıları için isimlerin pek de önemi olmadığını biliyoruz ve biz de Murat Kosova'nın ölümsüzleştirdiği haliyle bir "İşte Premier League bu!" çekmek için fırsat kollayan o sevdalılar arasındayız... Arsenal-Middlesbrough maçı ve bilindiği gibi o dönemlerde şampiyonluk yolundaki en büyük rakibimiz Gunners. Lisenin bana kazandırdığı en büyük dostluklardan birinin bir boyutu da ne yazık ki United-Arsenal, Efes-Ülker, Beşiktaş-Fener ve Kings-Lakers rekabetlerinden güç alıyor. İşte 25. dakikada Thierry Henry golü atıp Arsenal'ı öne geçirdiğinde bu arkadaşımdan bir mesaj geliyor. Mesajın içeriğini tahmin etmek güç olmasa gerek. Sükunetimi koruyorum. Önce Joseph-Désiré Job devrenin eşitlikle noktalanmasını sağlıyor, sonra da ikinci yarıyla birlikte gelen Jimmy Floyd Hasselbaink ve Franck Queudrue gollerinden sonra dayanamıyorum. Görüyorum ve artırıyorum. Ancak Nottingham Forest'ın ulaşılmaz görünen 42 maçlık iç saha yenilmezlik rekoruna ortak olmaya bu kadar yaklaşmışken, geri adım atması çok da kolay değil Arsene Wenger'in talebelerinin. Önce ben daha mesajın iletim raporunu alamadan Dennis Bergkamp farkı 1'e indiriyor. Ardından da aynı dakika içerisindeki Robert Pires ve José Antonio Reyes golleri sonrası o replik canlanıyor Türk televizyonlarında. Maç 5-3 bitiyor ve Nottingham Forest'ın derecesine bir ortak geliyor. Premier League'i bu maçlar Premier League yapıyor ve futbolseverler tarafından başka bir seviyede algılanmasına önayak oluyor.

Yazıyı bir batug.com klasiği olan Power Rankings formatına çeviriyorum, bugünkü form durumlarına göre takımların sezon sonundaki olası pozisyonları hakkında tahminimi paylaşacağım. Ama henüz transfer döneminin bitmediğini ve özellikle birkaç takımın kaderinin bugünlerde yapılacak transferlerle değişebileceğini de dikkate almak gerekir. Biz bugün itibarıyla alamıyoruz, o yüzden de çok iddialı bir tahmin olmayacak bu. Hatta geçen sezonun başında yaptığım, ama buraya yetiştiremediğim sıralamayı da geçeyim ki büyük beklentiler içine girmeyin:
1 Chelsea - 2 Manchester United - 3 Arsenal - 4 Liverpool - 5 Aston Villa - 6 Tottenham Hotspur - 7 Portsmouth - 8 Manchester City - 9 West Ham United - 10 Everton - 11 Middlesbrough - 12 Wigan Athletic - 13 Blackburn Rovers - 14 Newcastle United - 15 Sunderland - 16 Bolton Wanderers - 17 West Bromwich Albion - 18 Fulham - 19 Stoke City - 20 Hull City

1 Chelsea
(Top Transfer: Yuri ZHIRKOV, Adam Olacak Çocuk: Daniel STURRIDGE-89)
Her alanda derinlik taşıyan çok güzel bir kadrosu var Chelsea'nin. Frank Lampard ve John Terry özel olarak sevmediğim iki oyuncudur, Carlo Ancelotti de en çok saygı duyduğum teknik adamlardan değil. Guus Hiddink'ten güzel bir takım devraldı ve beklentiler üst düzeyde, ancak Ancelotti de futbol dünyasında marka olmuş bir isim olarak bir baskı altına girmeyecektir. Orta sahayı bizim baklava, ecnebinin elmas olarak nitelendirdiği formatta sahaya süreceği söyleniyor. Böyle bir durumda geçen seneki direnci korumakta zorluk yaşayabilirler fakat hücum anlamında daha fazla varyasyon görebiliriz orta sahadan. Lampard ziyadesiyle öne çıkan isim olabilir bu sistemde. Ve şampiyonluğu getiren isim... Geçen sezonun başında da favorim onlardı, bu sezon da çok büyük bir ekleme yapmamalarına rağmen rakiplerinin de güç kaybıyla birkaç boy önde gözüküyorlar. ABD turunda Yuri Zhirkov'a uygun bir taktikle sahada bulundukları sadece tek bir maç vardı, ancak iyi oyuncu her şartta içindeki o cevheri gösterir. Zhirkov da katkı koyacaktır bu takıma... Belki Cech-Carvalho-Terry hattı 2-3 yıl öncesinde verdiği güveni vermiyor ama en büyük dert buysa, nasıl bir takımdan bahsettiğimizi siz düşünün.

2 Manchester United
(Top Transfer: Michael OWEN, Adam Olacak Çocuk: Darron GIBSON-87)
Bu yıl Sir Alex Ferguson hem Premier League tarihinin ilk dörtlemesini yaparak, hem de ezeli rakip Liverpool'u şampiyonluk sayısında sollayarak kendisine unutulmaz bir veda hazırlayabilirdi. Ancak şampiyonluk bu sezon çok kolay görünmüyor, hatta birçok otorite Red Devils'ın ikincilik koltuğuna tutunabilmesi ihtimaline de burun kıvırıyor. Cristiano Ronaldo ve Carlos Tevez takımın hücum gücünün yarısını, belki de daha fazlasını oluşturan isimlerdi. Wayne Rooney de şüphesiz ki çok büyük bir isim tek başına. Ancak bu takımda o sorumluluğu tamamıyla üstüne aldığı zamanlar oldukça sınırlıydı. Bu sene onun da karakter göstermesi gerekecek. Michael Carrick'ten büyük bir yardım gelmesini bekliyorum. Paul Scholes ve Ryan Giggs gibi oyunculardan bu sezon medet ummamak lazım. Tabi ikisinin de çıkıp alacakları birkaç maç olacaktır, ancak artık onlarla alakalı büyük beklentiler içine girmek onlara da büyük haksızlık olur. Savunma ikilisi ve kaleci Edwin van der Sar da sağlık sorunlarıyla baş etmekte. Alttan gelen yetenekli isimler var. Bu sezon Nani son bir şans kullanacak. Darron Gibson, Rafael da Silva, Federico Macheda, Jonny Evans ve Zoran Tosic gibi oyuncuların da ciddi ciddi vitrin göreceği yıl olabilir. Bu oyuncuların ekstra katkısı veya Dimitar Berbatov'un Kuzey Londra günlerine geri dönüşü dışında şampiyonluk için ışık olabilecek fazla bir şey yok görünürde. En iyi transfer olarak da Michael Owen'ı gösterdim. Henrik Larsson katkısının da ötesinde, zaman zaman Berba'yı tehdit edecek hale gelebileceğine kani oldum izlediğim maçlarda. Her halükarda güzel bir harekettir bu adamı bonservissiz bir şekilde kadroya dahil etmek. Antonio Valencia sevdiğim bir adamdır ama hiçbir zaman United seviyesinde olduğunu düşünmedim.

3 Liverpool
(Top Transfer: Alberto AQUILANI, Adam Olacak Çocuk: David N'GOG-89)
Geçen sezon Liverpool belki de uzun bir süre yaklaşamayacağı kadar yaklaşmıştı şampiyonluğa. Luiz Felipe Scolari ile istediği çizgiyi yakalayamayıp kışla birlikte düşüşe geçen bir Chelsea ve sezon sonunda iki kulvarı aynı anda götürmeye çalışırken tökezleyen Manchester United arasından sıyrılıp şampiyonluğa ulaşma fırsatı yakalamışlardı. Ancak birkaç ciddi sakatlık onların da bu dönemde puan kayıpları yaşamasına neden olunca sonunu getiremediler. Ancak yerel yarışmadaki en iyi yıllarından birini geçirdiler. Girizgahı yaparken yazmıştım, bence şu anda ligin sahip olduğu en büyük iki değer, her hafta Anfield seyircisine resital sunuyor. Ancak güzel bir Glen Johnson eklemesine rağmen hala yeteri kadar iyi destekleyicilere sahip değil Gerrard-Torres ikilisi. Sağ kanattan gelen Johnson bindirmeleriyle birçok gol bulacaktır Pool bu sene, ama bu katkı tüm transfer bütçelerini bu pozisyona ayırmalarına değecek mi? Bu sorunun cevabı önemli. Alberto Aquilani'nin sakatlıklardan ne derece uzak kalabileceği ve Javier Mascherano ile Xabi Alonso'nun gösterdiği uyumu ne zaman yakalayabileceği de önemli noktalar. Sağ taraf ne kadar etkinse, sol taraf da o kadar yavan kalıyor ilk bakışta. Alvaro Arbeloa'nın gidişi de düşünüldüğünden daha olumsuz sonuçlar doğurabilir. Tüm takımın sağlıklı götüreceği bir sezonun sonunda, şansları da yaver giderse şampiyonluğa ortak olmaları hala mümkün her şeye rağmen. Taraftar bilenmiş arkadaş...

4 Manchester City
(Top Transfer: Emmanuel ADEBAYOR, Adam Olacak Çocuk: Kelvin ETUHU-88)
Arap sermayesinin olayın işine dahil olması başlangıçta dışarıdan çok da güzel gözükmüyordu. Benim çok saygı duyduğum ve günün şartlarında zor gözükse de bir gün Fergie'nin kulübesini emanet almasını ümit ettiğim Mark Hughes da dizginleri tamamen elinde bulundurma eğilimindeki bir menajer olarak durumdan hafif rahatsız gözüküyordu. Yapılan transferlerden memnun olduğunu, böyle uluslararası yıldızlarla çalışmanın şikayet edilecek bir tarafı olmadığını defalarca söylemesine rağmen bu ifadelere şüpheyle yaklaştım hep. Bu sezon da zaten Robinho'nun bulunduğu bir forvet hattına Roque Santa Cruz, Emmanuel Adebayor ve Carlos Tevez gibi üç ekleme orta sahadaki Gareth Barry ve Stephen Ireland gibi iki kesilemez oyuncuyu düşününce fazlasıyla şuursuz bir transfer hareketinin göstergesiydi. Tam 'dostlar alışverişte görsün' mantığına uygun bir politikaydı gözlemlediğimiz. Ancak transferin son döneminde John Terry ve Joleon Lescott gibi iki nokta isim için harcanan mesai, Micah Richards'ın varlığında biraz şüpheyle yaklaşsam da Kolo Toure transferi falan yapbozun eksik kalan parçalarının farkında olduğunu gösterdi parayı yönetenlerin... Bunlar sevindirici gelişmeler tabi. Barry-Ireland ikilisinin önündeki bu forvet çeşitliliğine bakınca bu takımın maçlarını izlemek için sabırsızlanmamak mümkün değil. Robinho yine zaman zaman çıldırtacaktır, ancak özellikle son vuruşlarını ne kadar geliştirdiğini bildiğimiz Adebayor gibi bir santrfor bu takıma büyük katkı koyacaktır. Rakip savunma oyuncularının Allah yardımcısı olsun. Vincent Kompany'ye de Nigel de Jong'dan daha güvenilir bir alternatif bulabilirlerse, bu hücum zenginliği ve son transferler sonrası eskisi kadar alarm vermeyen savunma hattıyla tepedeki dörtlünün arasına girmeleri benim için sürpriz olmaz. Bugün itibarıyla sezon sonu tahminlerimde Arsenal'ın üzerinde gördüğüm bir takım var. Ama son yıllarda bu beklentilerin altında ezilen çok fazla takım gördük. Roman Abramovich'in ilk yılına benziyor biraz. Tek fark Claudio Ranieri'den daha basiretli bir menajerle yola çıkmaları...
4 yorum:
United'ın Power Ranking'de bir sıra altta olması gerektiğine inananlardanım. Bizim böyle bir topluluğumuz mevcut, buna inanıyor ve tapınıyoruz.
O değil de Nani ortalama futboluna devam edip ekstra kanat katkısı yapmadan yüzeysel sıçarsa Tosic bu sene formayı kapar Nani'den.
Bir de altyapıdan benim asıl çıkış yapmasını beklediğim bir oyuncu var, Rodrigo Posebbon! Yine bir Brezilya'lı, yanılmıyorsam 20 ya da 21 yaşlarında, ofansif orta saha mevkisinde oynamakta kendisi.
Bir türlü beklediğim çıkışı yapamadı bezemenk. Bu sezonu da Braga'da geçirecek. Bak olum, o çocuğun üstüne iyi eğilin. Kumaşı iyi onun, Anderson falan hikaye bak.
City konusunda ben forvet bolluğuna pek katılamıyorum. 4-3-3 oynayacaklarını varsaysak. Sol forvet Robinho, sağ forvet Tevez ve hedef santrafor Adebayor esas oğlanlar olur. Santa Cruz Adebator'u yedekler Petrov ve SWP de kanat forvetleri yedekler. Tabi Bellamy biraz fazlalık gibi duruyor ama uzun sezonda oda 15 maç rahat forma bulur. Orta üçlüde en geride De Jong yada Kompany önünde Barry, İreland ve De Jong ile mükemmele yakın bir rotasyon olabilir. Sağ bekte Onohua, Richards ve hatta gerekirse Toure gibi isimler kullanılabilir. Ortada Dunne, Toure, Kompany, Richards gibi isimlerle fena sayılmayakaca bir çeşitlilik sağlanmış. Sol bekte ise Bridge bana zayıf gözüksede yinede çok sırıtmaz.
Tüm bu tabloya bakınca Arap yağı bol buldu mantığı ile hareket edildiğini iddia etmek bence biraz haksızlık oluyor. Bir anda başarı isteniyorsa geniş ve çok değerli isimlerden oluşan bir kadro derinliği gerekliliğinin farkında olunarak hareket ediliyor gibi bir görüntü var.
onur, ben de genel olarak olumlu buluyorum bu transfer dönemindeki hamleleri.. girişteki gözlemlerim toure transferi ve terry-lescott manevraları öncesindeki gözlemlerimdi.. üst üste santa cruz, tevez ve adebayor alınınca bi "arap yağı bol buldu" geyiği dönmüş olabilir ancak bugün gayet homojen bi takım var gibi bahsettiğim bikaç eksikliğe rağmen.. zaten o dörtlünün arasına girmek de çok kolay iş değil ve ben oraya aday gördüm onları.. benim haksızlık ettiğimi düşünmüyorsun umarım..
Yok haksızlık değil ama genel bir öngörü var hep mevzubahis City olunca. Araplar bunları aldı deli gibi parayı saçıp takımı mahvedecekler diye ama şimdiye kadar transferlerde pek saçamaladıkları halde o bakış açısının genel olmasından dolayı hazırda böyle bir değerlendirme görmüşken yorumu araya sıkıştırayım dedim :D
Yorum Gönder