18 Ocak 2009 Pazar

Acaba? Yok Ya Olmaz... Lan!?


Dün gece Orlando-Denver maçını izlerken kendimi bu takımın şampiyonluk şansı var mı acaba diye sorarken buldum bir an. Gerçi başlıkta da görüldüğü üzere soruma net bir cevap bulduğum söylenemez. Ama bir gerçek var ki, o da Orlando'nun her geçen yıl gelişim kaydettiği, hele de Jameer'ın... Neyse yazının ilerleyen kısmında ondan da bahsetmek lazım.

Bu Orlando takımının temelleri 2004 draftinde atıldı demek çok da yanlış olmaz. Birinci turdan Dwight Howard ve Jameer Nelson'ı seçen Magic, ayrıca Hidayet Türkoğlu'na da yeni bir kontrat vererek yeni bir takımın temellerini attı. Bu hamlenin yapılması farz haline gelmişti zaten, Detroit'e 3-1 öne geçtikten sonra verdikleri seriden sonra tepetaklak düşüşe geçmişlerdi. Tabi bu hamlelerin hepsi olumlu değildi, malumunuz Steve Francis zibidisi... Play-off yapılamayan yılların ardından bu yanlışın farkına varan Magic kol gibi egoya sahip Francis'i gönderdi ve son eksiğini de iki sezon önce Rashard Lewis'i alarak tamamladı. Rakipler için en önemli sorunu da yaratan Lewis. SF olmasına rağmen Magic'e geldiğinden beri PF oynayan Lewis rakip savunmaların dengesini bozuyor. Her geçen gün sırtı dönük oyuncu savunmasını da geliştirdiğini görünce inanılmaz bir silah haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Howard da ligin efsane pivotlarından Patrick Ewing ile çalışarak ligin en dominant pivotu haline geldi birkaç yıl içerisinde. Hedo da çok yönlü oyunu ve clutch time performanslarıyla fark yaratmayı başardı. Geçen sene de durum böyleydi gerçi, bu sezon tek değişen geçen yıl takımın içine ettiği için tüm dünyadaki Magic taraftarları tarafından yedi sülalesine sövülen Nelson...


Nelson, yazın her gün 1000 şut attığını söylemiş bir açıklamasında. Şut yüzdelerinden belli oluyor gerçi, guard olmasına rağmen %50.8'lik şut ve %45.9'luk üçlük yüzdesine sahip. Sayı ortalaması da geçen yıldan 6 sayı daha fazla. Zaten net bir cevabı olmamasına rağmen şampiyonluk ihtimalinin ne olduğu sorusunu akla getiren de Jameer'ın bu gelişimi. Orlando'nun eksikleri bitmiş değil tabi ki oyuncuları bulmakla, oyun sistemi de şampiyonluk kazanmaya biraz ters gibi. Savunması kötü olup şampiyon olan pek fazla takım yok NBA tarihinde. Gerçi geçen yıla göre biraz daha iyi savunma yaptıklarını da söylemek lazım, ama hala yeterli değil. Oyunun diğer tarafı ise tek kelimeyle muazzam. Oldukça basit bir sistem aslında. Ligin en dominant pivotu ve onun etrafına serpiştirilmiş çok iyi şutörler. PF oynayan adam bile Lewis... Benchin de bir farkı yok. Marcin Gortat ve Tony Battie hariç herkes çok iyi şutör. NCAA tarihinin en iyi şutörlerinden biri olan J. J. Redick süre bulmakta bile güçlük çekiyor.


Büyük bir sürpriz olmazsa ilk üçte bitirecekler konferanslarını... İlk turu kolay geçeceklerini düşünüyorum. Önemli olan o turdan sonra ne yapacakları ve Nelson'ın ne yapacağı. Şampiyonluk favorilerimi yazsam Orlando'yu ilk beşe koymam aslında ama oynadıkları oyun ve play-offlara katacakları heyecan oldukça üst seviyede olacak bence. Lakers ve Spurs'ü bu sezon süpürmüş olmaları, Hawks ve Hornets tecavüzleri... Bunlar da oldukça dikkat çekici. Magic şampiyon olursa Fotomaç modu açıp 'biz demiştik' haberlerine benzer bir yazı yazarım belki. Şaka bir yana son yıllardaki en zorlu şampiyonluk mücadelesi olacak gibi, gel Nisan gel...

Hiç yorum yok:

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...