
Temmuz ayı başında kamptakilere "Bu kadrodan kimler kesilir" diye sorduğunuzda ilk duyacağınız isim Eric Gordon olurmuş. En azından Chris Sheridan böyle diyor, yazısına dramatik bir sos katabilmek için de yapmış olabilir bunu. Ama herkes nasıl olduğunu anlamasam da "Amerikan basketbolunun gelecekteki yüzü" Stephen Curry'ye odaklanmışken, ben Curry yerine topa hükmetmeden de etkili olabilen bu çocuğu koymuştum 12 kişilik kadroma. Gerçi daha sonra Rajon Rondo'nun özel durumu sonrasında ben de Curry'yi elimin altında bulundurmayı tercih edebilirdim fakat her zaman Gordon'ın bu oyuncu havuzunda başka kimsenin sağlayamayacağı bir şeyi sunduğunu iddia etmiştim.
28 sayılık bir galibiyetteki rakamlar tek başına çok fazla şey söylemeyebilir. Bu yüzden Gordon'ın ABD takımı adına 22 dakikayla en çok süre alan ve 16 sayıyla da en çok sayı bulan oyuncu olduğunu söyleyip kesmeyeceğim. 6/8 ile şut attığını ve kaydettiği dört üçlüğün ikisinin maçı koparan 24-4'lük serinin tetikleyicisi olduğunu ekleyeceğim. Hırvat oyuncularının sahadaki 'riske edemeyecekleri adam' olarak belledikleri Gordon'ın varlığında, onun adamından yardıma giderken nasıl çekindiğini ve bu durumun takımın penetreci kısalarını ne kadar olumlu etkilediğini şemalarla anlatacak değilim. Bunu yapan bloglar var. Benim de onlara saygım var. Yalnızca onlardan biri değilim. En azından bugün... Bir sonraki maça bir de bu açıdan bakar, bu durumu bizatihi tecrübe edersiniz zaten. Öylesi daha güzel. (Blogosfer gerilmiş diyorlar, kimseye bir şey demeye çalışmıyorum. Aman!)
"Nokta şutör yokluğu da ABD kadrolarının geleneksel problemlerinden biri olarak göze çarpmıştır her zaman. Bu kadroda zaman zaman 2 numaraya çekilebilecek Billups'la ve çok formda gözüken Eric Gordon'la bu problemin aşılacağını düşünüyorum. Andre Iguodala, Danny Granger ve Rudy Gay gibi dış oyunculardan çok bu tip oyuncular iş görüyor bu tip turnuvalarda."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder