
Indiana State için baş döndürücü zamanlardı. Takımın galibiyet serisi genişledikçe, takım etrafındaki ilgi de büyük boyutlara ulaşıyordu. Bird artık bir kampüs ünlüsü haline gelmişti ve tüm takım arkadaşları bundan hoşnut sayılmazdı.
"Çocuklar hak ettikleri ilgiyi görüyordu aslında, ama anlaşılan bundan fazlasını hak ettiklerini düşünüyorlardı," diyor Bird. "Sanırım bazıları kafalarında kendilerini o kadar fazla büyütmüştü ki tüm bunları bensiz de yapabileceklerine inanıyorlardı."
[Carl] Nicks ise o günleri şöyle özetliyor: "Nereye baksak Larry vardı. Bu durum beni de hayal kırıklığına sürüklüyordu sık sık. Larry her zaman beni de işin içine dahil etmek için çabalıyordu fakat bazen olay öyle bir noktaya geliyordu ki bu haksızlığa kayıtsız kalabilmek imkansızlaşıyordu. Surat asmamaya çalışıyordum. Takımın değerli bir parçasıydım ama çevrede bunun farkında olan birileri var mıydı, işte bundan emin değildim."
Kendisi üzerindeki ilgi arttıkça, Bird bundan daha da uzaklaşmaya çalışıyordu. Ana giriştense yan girişi veya arka kapıyı kullanmayı yeğliyor ve yeni salona daha tenha yollar üzerinden gelmeye çabalıyordu. Röportajlar ilgisini hiç çekmiyordu. Öyle ki genellikle medya mensupları gelmeden soyunma odasına sızmanın peşindeydi. Başlangıçta Bird'ün bu davranışları Nicks için kafa karıştırıcıydı.
"O günlerde bunun nadir görülen bir tevazu olduğunu düşünüyor ve hayrete kapılıyordum. Memleketim Chicago'dayken böbürlenmekten hoşlanan, etrafımdakilere ne gibi meziyetlere sahip olduğumu söylemekten çekinmeyen bir çocuktum. Ama Larry bana spot ışıklarının cazibesine kapılmamayı öğretti. Bir anda kendimi ona benzemeye çalışırken buldum."
Takımdaki herkes Nicks'inki gibi bir yaklaşımı geliştiremedi. Bir gün takım otobüsünde yemek için nerede durulacağı tartışılırken, yedek oyunculardan biri kinayeli bir şekilde "Larry nerede yemek istiyorsa" demişti sırıtarak. Bu tip sözler Larry için kırıcıysa bile, bunu dışarıya yansıtmıyordu. Aksine takım arkadaşlarını daha şiddetlisine zorluyordu.
[Bob] Behnke durumu şöyle açıklıyordu: "Takımdaki çocukların bazıları, Larry'nin onları hayatlarında bir daha ulaşmayı hayal bile edemeyecekleri yerlere getirdiğini anlamıyordu. Hayatlarının yolculuğundaydılar, fakat birkaçı bunun tadını çıkaramayacak kadar kıskançtı."
"Bir gün bana tüm bunlar hakkında nasıl hissettiğimi sordular," diyor Bird. "Şöyle cevap vermiştim: 'Ben de onları çok kıskanıyorum. Kıskanıyorum, çünkü hiçbir zaman Larry Bird ile aynı takımda oynayamayacağım.'"
("When the Game Was Ours", J. MacMullan, p. 46 ff)

Kendinden üçüncü şahıs olarak bahsederek karizma yapmak mı istiyorsun Bron? Çok çalışman lazım anneciğim, çoook.
Bonus:

1 yorum:
bir bird'e bir magic'e bak birde şu zibidiye bak dedirten pozlar olmuş bunlar :)
Yorum Gönder