
Maç başlamadan önce kazanacağımızı hissediyordum. Her ne kadar takım yine anlamsız bir ABD turundan ve dolayısıyla yüksek nem altında yıpratıcı bir sezon hazırlık sürecinden dönmüş olsa da... Bu hislerimin arkasında elbette ki çok büyük bir rasyonalite durmuyordu, ancak Carlo Ancelotti'nin hafta arasında yaptığına benzer açıklamaların, özellikle böyle prestijden öte pek bir anlamı olmayan maçlarda rakip takıma büyük bir motivasyon takviyesinden başka bir anlam ifade etmediğini düşünürüm. Ada tarihinde lig-kupa dublesini yapan ilk takım Chelsea değil, bir İtalyan'ın hala saygınlığını koruyan bir organizasyonu hor gören açıklamaları bana çok hoş gelmemişti. (Bu arada o sözleri bulamadım şimdi. Hayal görmediysem "Bu kupayı neden direkt bize vermiyorlar" gibi bir şeyler dediği söylenmişti NTV yayınlarının birinde.)
Her iki takımda da gözleri üzerine çevirebileceğimiz çok fazla yeni oyuncu olmaması, bu kupanın geçmiş yıllardaki seyrine bakıldığında alışılmadık bir durum olarak göze çarpıyordu. Orta sahada Joe Cole'un yerini Yossi Benayoun'la doldurmaya çalışacak Chelsea, Michael Ballack'ın yeri için de Michael Essien'in sağlığına duacı olacaklar. Orta sahadaki rotasyon biraz daraldı ama Mikel-Essien-Lampard üçlüsü sağlıklı kaldığı takdirde, Ramires'in de yakında sonuçlanacak transferiyle birlikte o konuda çok sıkıntı yaşayacaklarını zannetmiyorum. Öte yandan United cephesinde de orta sahanın sorunlu bölgelerden biri olduğunu söyleyemiyoruz, özellikle de bugün Scholes ve Carrick'in beklenenin çok üzerindeki oyunlarıyla. Bu takımın geçen sene işlemesini sağlayan iki motorundan Darren Fletcher kenarda otururken, üç akciğerli Park Ji-Sung da Dünya Kupası yorgunluğunu üzerinden atamamamış gözüküyordu. Bunlara rağmen ilk yarıda belki de ligin gördüğü en yaman savunma önü ikilisine karşı United oyun kontrolünü eline almakta pek zorlanmadı. İlk 30 dakikada Edwin van der Sar'ın hatalı hamlesinden doğan ve Salomon Kalou'nun yanlış tercihiyle yarım pozisyondan öteye gitmeyen tehlike dışında United savunması çok ciddi testlere tabi tutulmadı. Diğer yarı alanda ise Ginger Prince'in yarattığı mucizelerin finalinde topu öldüren geçen sezonun parlak isimlerinden Antonio Valencia oluyordu.

Devrenin sonlarında ise bu maç için kaybedilen doksan dakikayı tek başına karşılayan bir gol izledik. Maç boyunca sağ kanadı çok yerinde uzun paslarla besleyen ve Ashley Cole'a fazla mesai yaptıran Scholes, bu sefer kendi yarı sahasından çıkardığı ilk pası o kanada hareketlenen Rooney'ye oynadı. Belki Scholes'un umduğundan bile isabetli olan bu pas, diğer milli oyuncular gibi her topla buluşmasında ıslıklanan Roo'nun önüne düştüğünde karar vermek için fazla zamanı yoktu. Onun boşalttığı alana derslik bir koşu yapan Valencia'ya mükemmel pası atan Rooney, tek hareketiyle Terry-Hilario ikilisini öldürüyor ve golü yaptırıyordu. FA telif hakları konusunda çok hassas, buraya yükleyeceğim video en fazla 30 dakika sonra engellenecektir. O yüzden size bırakıyorum araştırmayı...
İkinci yarıyla birlikte ise özellikle kupanın ciddiyetini hayli azaltan 6 değişiklik hakkı sebebiyle maç zıvanadan çıktı. Her ne kadar kötü bir gününde olsa da Amerikan tıraşlı Park'ın yerine Nani'nin girmesiyle takım tertibi de idealden saptı. Orta sahayı kontrolü altına alma yolunda Chelsea'nin işini kolaylaştıran bu değişikliklere rağmen, golü bulan ikinci yarıda oyuna giren acar forveti Javier "Chicharito" Hernandez ile United oldu. Yine bir kontraatak golü ve yine maç boyu sıkıntı çeken Ashley Cole'un kanadından... Chicharito'nun goldeki son vuruşta şansı yaver gitti, fakat hemen öncesinde Nani'nin önünü keserek çok kötü bir şuta kalkıştı. Ben bunu heyecanına bağladım, oyuncuyu da milli takım forması altındaki performanslarından biraz tanıyoruz. Ancak Federico Macheda, Danny Welbeck, Mame Biram Diouf gibi gençlerin bir sonraki adımı atıp rotasyonda güvenilir bir elemana dönüşmesini engelleyen bu son vuruş yetersizlikleri oldu. Bunu unutmaması lazım.

Chelsea'nin golünün gelmesi kaçınılmazdı, artık 40. yaşı için geri sayıma başlamış van der Sar'ın birkaç üst düzey kurtarışı olmasa maç tehlikeye de girebilirdi. Fabio-Smalling değişikliği sol beke geçen Jonny Evans ile birlikte savunma dengesini yok ederken, takiben gelen Scholes-Giggs hamlesi de orta saha direncini ortadan kaldırdı. Ryan Giggs bir efsane ve bunun farkında olan Sir Alex Ferguson onu onurlandırmak için böyle fırsatları kolluyor. Ama bugün Community Shield finalinin kaybedilmesiyle sonuçlanabilirdi. Bunun Fergie'nin umrunda olması için hiçbir sebep yok tabi.

Çok büyük bir zafer değil ve tek forvet olarak bence eğreti duran Nicolas Anelka'nın yerini alacak sağlıklı bir Didier Drogba çok fark yaratır. Ramires'in de doğru bir hamle olduğuna inanıyorum. Manchester yakasında ise takımın tavanı bugünkünden çok yukarıda değil ne yazık ki. Finansal durumun büyük transferlere imkan vermediğini biliyoruz, bunu kanıksadık ve kendi adıma Rooney merkezli kabuslardan sonra kendisinin takımda tutulmasına bile sevinebiliyorum. Takım hala yıllardır oynadığı kişilikli topu oynuyor ve bunun sonucunda hiç beklemediğin veteranlardan gelen katkılarla bir kupa daha götürebiliyor müzeye. Sevindirici bir başlangıç oldu...
The Good
Edwin van der Sar: Bu adamdan şüphe duyacağımız günler hiç gelmeyecek sanırım. O günlere izin vermeden de futbolu bırakacak heralde, o güne kadar da kudretini sorgulamamıza fırsat bırakmadan çalışmaya devam edecek. Bugün maça yanlış bir karar sonucu kalesinde bir tehlikeye yol açarak başlamıştı, gerçi orada savunmayla bir anlaşmazlık da söz konusuydu galiba. Ama ikinci yarıda önündeki savunma hattı bozulunca ve Chelsea dört koldan saldırmaya başlayınca yine sağlıklı olduğu müddetçe kalenin sahibi olduğunu gösterdi. Ama zaman onun lehine işlemiyor ve arkasına birilerini koymak gerekiyor. Altyapı önce Ben Foster ile çuvalladı, hazırlık maçlarında iyi gözükmeyen Ben Amos konusunda ise 1990 doğumlu olduğu için kesin yargılara varamıyoruz. Bakalım...

Michael Carrick: Son hazırlık maçında yaşadığı sakatlıktan sonra, kendisine iyileşme süreci olarak 3-4 haftalık bir zaman dilimi belirlendiği açıklanan bir oyuncu. Bunun üzerinden bir hafta geçmeden sahada yerini alıyor. Fergie, böyle bir maç için bile akıl oyunlarına başvuracak bir adam mı? Hala net bir cevap veremiyoruz... Fakat bugünkü Carrick, geçen sezon çok az maçta rastladığımız ve fazlasıyla özlediğimiz o oyuncuydu. Yanındaki Scholes'un ilk paslarda pek sık görmediğimiz kadar iyi olması, onu daha iyi göstermiş olabilir belki. Yine de geçen sezonun üzerine, bugünkü Carrick'ten memnun kalmayan bir United taraftarı bulamazsınız.
The Bad
Michael Owen: İlk yarıda aldığı her topu kötü kullanmayı başardı ve takımın ileride yeteri kadar top tutamamasının birincil sebebiydi. Ben geçen sezonki performansından da çok memnun değildim ama City maçında attığı o gol, taraftarı kazanmasının yanında bir anlamda onları kör de etti sanki. Uzun zamandır takıma katkı sağlamıyor ve işin kötüsü, bu listedeki sayıyı üçe çıkarsam gideceğim oyuncu Dimitar Berbatov olurdu. İkinci yarıda Owen-Chicharito ya da, Owen-Nani değişikliklerini bekliyordum. Üç değişiklik gelince, taşlar yeniden dizildi ve burada da Owen'ın rolüne soyunan Berbatov oldu. Chicharito'nun varlığı biraz daha soluklanmamızı sağlıyor ama görünen o ki bu sene de Berbowen, Rooney'nin yanında fazlaca sırıtacak. Geçen sene genelde yanlış kullanıldığı için savunduğum Berbatov'un bana bir borcu var ve bu sene ödemesini umuyorum.

Chris Smalling: Smalling de Kasım '89 doğumlu bir oyuncu henüz. Sanırım bir Chelsea maçında sakatlıklardan dolayı Aaron Hughes'un yanında ilk onbir fırsatı bulmuş ve Drogba karşısındaki duruşuyla dikkatleri üzerine çekmişti. Fergie'nin onu izlemek için bizzat Craven Cottage yollarına düşmesi, United'ı müzakerelerde sıcak temasa gerek görmeyen Arsenal'a tercih etmesinde etkili olmuştu. Bugün bir başka Chelsea maçında o kadar da güven vermedi ve ABD'deki maçlarda da henüz rotasyon için çok hazır olmadığını gösterdi. Evans'ın stoperde aldığı dakikalardaki performansı güven vericiydi, bu sene Vidic-Evans ikilisine güveniyorum ama Rio Ferdinand'ın eski günlerine döneceği varsayımına göre hareket etmek akıl karı değil. Kimsenin de bunu yaptığını sanmıyorum zaten. Dar savunma kadrosu en büyük darboğaz konumunda, muhtemelen takımı şampiyonluktan edecek faktör de bu olacak. Beklerde de hala Wes Brown ve John O'Shea opsiyonlarından medet umuyoruz ki bu oyuncular ancak acil durum planı olurdu eskiden... Smalling'i bekleyelim, ama kısa sürede çok fazla sorumluluk vermek yıkıcı olabilir. Evans gibi yavaş yavaş dahil etmek lazım resme.

The Queen
Paul Scholes: Kabul etmeliyim, kendisine üç senedir belli periodlarda 'bitti' gözüyle bakıyorum. En kritik maçlarda suratıma suratıma vuruyor o endişeleri... İlk yarının başından sonuna kadar sağ tarafa müthiş çalıştı. Valencia'nın oradan üretiminin 1 gol ve 1 asistle sınırlı kalması, tamamen kötü bir gününde olmasıyla ilintiliydi. İlk goldeki pasa herhangi bir şey söylemeye gerek duymuyorum. yorucu maç temposuna girildiğinde düşüşler yaşayacaktır ama yine sazı eline alması gerektiği zamanlarda onu sahada göreceğimizden artık eminiz.
"Paul Scholes sakal gibidir, kestikçe daha gür çıkar."
Yalnız ustanın hırçınlığı her zamanki gibi üzerindeydi, Andre Marriner farklı bir psikolojide olsa maçı tamamlayamayabilirdi belki.
Nemanja Vidic: Carling Cup'ı kaldırması için sezon boyu takımın en istikrarlı oyuncusu olan Evra'yı seçen SAF, bugün de yeni imzasıyla takıma bağlılığını gösteren Vidic'e küçük bir hediye sundu. Sahada bulunduğu her dakikada da savunmayı çok iyi yönetti ve başlangıçta ideale çok yakın gözükmeyen O'Shea-Evans-Vidic-Fabio dörtlüsü ondan güç alarak büyüdü. Ne Anelka, ne de Drogba etkinlik gösterebildi savunmanın göbeğinde. Daniel Sturridge'in sahne aldığı dakikalarda, karşısında sol beke geçmiş Evans biraz aksasa da United defansı ilk sınavı iyi verdi. Kaptana da çok şey borçlular...

Manchester United XI vs. Chelsea FC:
1 van der Sar
22 O'Shea - 23 Evans - 15 Vidic - 20 Fabio
25 Valencia - 18 Scholes - 16 Carrick - 13 Park
10 Rooney - 7 Owen
1 van der Sar
22 O'Shea - 23 Evans - 15 Vidic - 20 Fabio
25 Valencia - 18 Scholes - 16 Carrick - 13 Park
10 Rooney - 7 Owen
Forumlarda yazılan kadrolara benzedi böyle de... İlginç de bir bilgi verelim, son beş yılda sezona Community Shield kazanarak başlayan takımların bir istisna dışında hepsi sene sonunda lig şampiyonluğunu kucakladı. O istisna da Liverpool olduğu için çok dikkate almamak lazım. Sadece bir rakam bu da tabi, çok anlam yüklememek lazım ama gün itibarıyla United'ın sezon için daha hazır olduğunu söyleyebilirim. Bunun sinyallerini pek de alamamıştım açıkçası ABD turnesinde.


2 yorum:
VDS Ajax ve Juve'de oynarken sık sık dalga geçilecek goller yiyen bir adamdı. 40'ına gelmişken ulaştığı nokta hakikaten inanılmaz. Sanki Fulham'da oynarken Craven Cottage'ın çatısından kafasına kiremit düştüde akıllandı :)
adam scholes, adam...
Yorum Gönder