
Yazının ilk kısmını da hiç olmayacak bir yerde kesmişim cidden... Neyse Federer-Roddick izledik, uyuduk, Armani nasıl koydu derken de resmi açıklamanın yapılmasına 2 saat kala klavye başına oturduk tekrar... Artık olduğu kadar. Zaten Mike Bibby seçimi nedeniyle telefonlarımız kitlendi, motivasyonumuz kırıldı.
Evet Batı diyorduk...
G - Brandon ROY
(Portland Trail Blazers):
All-Star adaylarım sorulduğunda belirli kriterlere göre hareket etmiyorum açıkçası. Daha çok Potter Stewart Kuralı'na göre hareket ediyorum: "I know it when I see it". Bu sezon ne zaman canlı bir maçına denk gelsem, Roy sahayı kötü rakamlarla terk ediyor aslında. En son Cavs maçını izledim mesela, çok sönük bir geceydi onun standartları için. Ama o da
All-Starım diye bağıranlardan. Geçen sene Roy için erkendi bana kalırsa, Blazers'ın All-Star arefesinde yakaladığı seriyi ödüllendirme eğilimiyle takımın liderini NOLA'ya çağırdılar. Fakat bu sezonki kesinlikle hak edilmiş bir yer olacak.
F - Pau GASOL
(Los Angeles Lakers): Aslında batıdaki forvetler arasında çok fazla sivrilen olmadı ligin ilk yarısı geride kalırken. En gönül rahatlığıyla onayımı almış isim Gasol. Bu sezonun başlangıcında bir dönem takımın 1 numaralı hücum opsiyonu haline gelmişti. Geçen sezonki final serisinin etkisinden de sanıyorum Christmas gecesindeki Celtics kapışmasının ikinci yarısında sıyrıldı. İlk yarıda taraftarı çileden çıkaran Ceren, soyunma odasından döndüğünde gözünü öyle karartmıştı ki maç sonunda LA basınının başlıklarına 'Katalunya Aslanı' olarak konu olacaktı. Son dönemde de muazzam ayak çabukluğunu kullanarak çok etkili maçlar çıkarıyor, Kobe Bryant son sakatlığı sonrası daha çekingen bir hale bürünmüşken. Bu All-Star'da
rebound almaktan fazlasını yapacak sanıyorum.
F - Dirk NOWITZKI
(Dallas Mavericks): Sevmiyorum reis bu adamı, yapacak bir şey yok. Şu ana kadarki performansı da zerre umrumda değil,
coach falan olsam listeme koymazdım. Burada bir bilinçle hareket etmek zorundayız yine. Sezona da kötü başlamıştı aslında rakamsal bazda da. Ama Aralık ve Ocak aylarında 40 sayıyı zorladığı geceler çoğunlukta. Kime ne? Açıkçası kendisinin de tatmin olduğunu düşünmüyorum. Gerçi Alman bu, hiç belli olmaz. Sönük NBA kariyerinde Mark Cuban andavalının hiç mi payı yok, tabi ki var. Ama artık bir Dirk Nowitzki takımının mutlu sonu görebileceğini hayal edemiyor insan. Dirk'in de bu
loser imajından kurtulması gerekiyor bir an önce... Texas'ta mümkün olacak gibi değil. Rakamlar
All-Star yine de, Sezar'ı öldür hakkını ver. Yiğidin hakkı yiğide! Beynim dondu galiba...
C - Shaquille O'NEAL
(Phoenix Suns): "Vince Carter'ın olmadığı bir All-Star düşünemiyorum", "T-Mac yok mu, izlemiyorum abi o zaman"... Geçiniz. All-Star bu adamdır. Kendi takımının şehrinde bu onuru yaşamayı da sonuna kadar hak etmiştir.
Franchiseın üzerine titrediği Amare Stoudemire satışlardayken, Steve Nash artık son periodlarda eli belinde maçın bitmesini beklerken bu adam kaç tane maçı tek başına aldı Suns için. Shaq'i burada çok da eleştirdim yazın, hatta sonunda saha içinde kazandığı saygıyı saha dışında kaybetmemesi gerektiğini, aksine bu saygıyı saha içindeki oyunuyla pekiştirmesinin Mikan-Wilt-Kareem üçlüsünün arkasına adını yazdırması için şart olduğunu belirtmiştim. Bu sezon ilk adımı atmıştır bence. Takım doktorlarının
back-to-back maçlara çıkmamasını tavsiye ettiği bir ortamda şu rakamları yakalaması gerçekten çok değerli. Orada olacaktır da Tila Shaquila...
WC - Al JEFFERSON
(Minnesota Timberwolves): Geçen sezon Blazers'ı ödüllendiren
coachların aynı paralelde Al-Jeff'i de ödüllendirmesi beklenebilir. Dün geceki Pistons maçıyla balon patladı mı bilmiyorum ama Wolves, Kevin McHale takımın idari yönetiminden saha içi yönetimine kaydırıldığından bu yana çok iyi gidiyor. Her anlamda olumlu bir karar oldu aslında bu. Isiah Thomas'la kapışabilecek bir genel menajerlik kariyerinden sonra, en azından
coach koltuğundayken takıma aynı ölçüde zarar verme imkanı yakalayamayacak McHale. Fikstür de yardımcı oldu gençlere, Randy Foye'un patlaması da. Ama sezon başından bu yana koruduğu istikrarıyla, daha ciddi adaylar da yokken Big Al'in
All-Star olması yadırganmaz. Bence de adı geçen diğer isimlere göre daha çok hak ediyor bunu. Takım arkadaşlarının Rashad McCants, Sebastian Telfair veya Brian Cardinal olması da onun suçu değil. Tıkla büyüt, teşekkürler Ediz Ay'a...
WC - Paul MILLSAP
(Utah Jazz): Son sıra ve yine sürpriz var. Millsap
All-Star falan seçilmeyecek, baştan söyleyelim. Ama isim ararken daha iyisine de rastlayamadım açıkçası. Oklahoma City Thunder adlı güzide takımı NBA'in bir parçası olarak kabul edebilsem belki Kevin Durant diyebilirdim. Ama gerçekten o takımın oynadığı maçların
boxscoreuna bile bakmıyorum, o kadar ilgimi çekmiyor. Geçen yolda arkadaşlar çevirdiler, dediler ne olacak bu Russell Westbrook'un
assist-turnover ratio sorunsalı? Dedim, arkadaşlar her şeye bir sorunsal olarak yaklaşmayın, belki sadece sorundur, hatta belki sorun bile değildir çünkü Thunder'dan bahsediyoruz. Gerçekten de R-West güzel rakamlar çıkarıyor, hatta bazen 30+ sayı görüyorum hanesinde gözlerim yaşarıyor. Ama şu anda iddialı takımların herhangi birinde olsa, alacağı rol daha küçük olacak fakat daha değerli olarak algılanacaktı. Burada böyle bir imkanı olmadığından sayı ve asist hanelerini doldurmaya bakıyor, bu da top kaybı getirir tabi.
Westbrook'un bu yazıda yeri olmaması gerekirdi çoğunuza göre. Ama çapulcu İspanyollar kampanya yapmış, Rudy Fernandez'i dördüncü olarak göndermiş. O çok koydu... Neyse dışarıda kalan isimlere zaten birazdan değineceğim. Nereden çıktı Millsap, ona gelelim. Geçen sezonki performansı güzel bir sürpriz olarak geçiştirilmeye çalışıldı Murat Kosova tarafından çoklukla. Oysa ki adam gümbür gümbür geliyordu, Mehmet Okur'u falan da tehdit ederek. Bu sezon Carlos Boozer'ın sakatlığı sonrası Memo ile bir işi kalmadı da 'yayıncı kuruluş'un da desteğini alabildi. Bilmiyorum, onun da rakamlarına bakmadım. Ama fantezi takımımda var, sürekli de takip etmek zorunda kaldım. Boozer'ı unutturduğu dönemler oldu Salt Lake City ahalisine. Boozer da kafası sahada olduğunda az buz bir potansiyel değildir hani, bazı tercihleri sorgulanabilir olsa da... Deron Williams sakatlığı nedeniyle tonla maç kaçırdı, döndükten sonra da hala şut ritmini bulabilmiş değil. Hücum da Okur-Millsap ikilisine kalıyor daha çok. Millsap'in 'topu eline verin, o sayıya gider' gibi bir durumu yok Boozer'ın aksine. Ama ekmeğini taştan çıkarıyor her maç, ortaya çıkan da bayağı bir ekmekmiş hani: Aralık ayında 18.6, Ocak ayında 17.3 sayı ortalaması... İlk beşe yerleştikten sonra sakatlıklar da geçirmesine rağmen bu etkileyici rakamlara erişmeyi başardı. Tabi çok etkileyici gözükmedi de,
reboundlar da var. Aralık ayında 11.5, Ocak ayında 11.6 onlar da. Bu arada ufak sakatlıklar dedik de Boozer'ı aylardır sahalardan uzak tutan sakatlıktan daha hafif sakatlıklar da olmayabilir bunlar. Bazılarının aksine adam gibi adam yani. Benim oyum Millsap'e!
Snubs: Dışarıda kalan oyunculara bakıldığında muhtemelen Carmelo Anthony orada olacak. Millsap ile olduğu gibi Melo ile de fantastik bir ilişkim var. Sağolsun, benim seçtiğimi öğrendiği gibi kariyerinde kaçırmadığı sayıda maçı kaçırmaya karar vermiş. Şu ana kadar 14 maç kaçırdı, All-Star'a kadar da sahada göremeyeceğiz muhtemelen. Neyse neyi tartışıyoruz, Phoenix'te olacaktır mutlaka. Ama ne oyunu, ne de rakamları beni etkilemedi yeterince, insanlar bu kadar kolay
All-Star olmamalı gibi geliyor en azından...
Oha Tony Parker'ı unutmuşum. Önümde de yazıyor ama, ben Dirk'i koymayacaktım aslında. Son anda, sırf apaçi damgası yemeyelim diye koydum. Parker'a patlamış oldu. Yok yok, Orkun Çolakoğlu'nun tabiriyle Tony Parker Longoria'nın bu listede birçok isimden önce yeri var. WC için onu tekrar gündeme alıyor, Paul kardeşime de "Artık seneye inşallah!" diyorum. Öte yandan da yazının konseptini de düşününce yazdıklarımı silip yazıyı tekrar şekillendirmek hiç samimi gelmiyor. Şu anda da saatlerimiz 1:15'i göstermekteyken yetiştirmek de pek mümkün olmayacak. Böyle kalsın. Başka da kısa yok zaten düşünülebilecek. Jason Terry
6th Man ödülünü falan alsın, haddini aşmasın. D-Will'den zaten bahsettik... Durant ve Melo o seviyeye yakın, ama hak edecek kadar da iyi değillerdi bence. Uzun olarak da Shaq'in bu ekstra performansı olmasa Nene ciddi ciddi düşünülebilirdi. Ama sakatlıktan dönüşü, takımın pota altına getirdiği sertlik falan güzel de, sadece güzel şimdilik... Andrew Bynum? Clippers maçından sonra sorsanız bir başka gönüllerin
All-Starı derdim onun için ama Bobcats maçında yaptığı hareketi hiç beğenmedim. Duygusal çocuk falan diyorduk, 'silent killer' çıktı vallahi...
"Usta o değil de, bizim hesap nedir şimdi son olarak" diyorsanız, milyonların duygularına tercüman oluyorsunuz. Çok karışık oldu bu yazı, işin içine zaman kısıtlaması girince... Hemen veriyorum bilanço...
DOĞU: 1. Joe Johnson, 2. Paul Pierce, 3. Devin Harris, 4. Danny Granger, 5. Jameer Nelson, 6. Chris Bosh, 7. Mike Bibby
BATI: 1. Chauncey Billups, 2. Brandon Roy, 3. Shaquille O'Neal, 4. Pau Gasol, 5. Tony Parker, 6. Dirk Nowitzki, 7. Al Jefferson
Diğer otoritelere de mikrofon uzattık. Doğuş'un yazısı da taslaklarda kaldı, onunla harmanlayıp yayınlayacağım.