
Bir gece bırakalım dedik spor alemini Aya İrini'deki Rufus Wainwright konseri için. Rufus iyiydi, hoştu ama transfer piyasasında da en hareketli günlerden biri yaşanmış. Dani Guiza'dan tutun da, Peter Crouch'a kadar. Phila'nın ağız sulandıran Elton Brand hamlesi, Warriors'ın Corey Maggette'yi bağlayıp, Ronny Turiaf'e sarkması, Magic'in takas habercisi olabilecek Mickael Pietrus transferi. Çok yani... Ama en büyük şaşkınlığı Ivan Klasnic'in Nantes yolunu tuttuğu haberini aldığımda yaşadım. Açıkçası onu İspanya'da görmeye hazırlamıştım kendimi, yakıştırmıştım da. Ligue 1 gibi stabil olmayan bir ligde ne yapacağını tahmin etmek kolay değil. Bu Nantes ile de ilintili, ama Nantes'ın ne yapacağını kestirmek de zor. Lige bu sene tekrar döndüler, ait oldukları yer de burası zaten. Gelecekte başarı getirebilecek iyi bir kadro kurabilirler ama Klasnic'in böbreklerinin durumu, ona uzun vadeli planlar yapma şansı tanımıyor.

Osasuna ve Real Mallorca ciddi bir şekilde ilgileniyordu. Ama kendisi başka birinin böbreğiyle futbol yaşamını sürdüren tek oyuncu olarak nam salmış vaziyette, bu da ilgilenen her takımı bir kez daha düşünmeye itti. Gerek geçen sezon Schalke 04 önündeki dönüşü, gerekse de şans bulamaması beklenen bir turnuvada kısıtlı dakikaya sığdırdığı 2 gol piyasasını hareketlendirir diye düşünmüştüm ben açıkçası. Ama ne İspanyol ekiplerini, ne de Wigan Athletic'i ikna etmeye yetmiş bu performanslar. Klasnic de ekonomik açıdan en uygun kontratın altına imza atmış muhtemelen.

Dilerim, onun adına en güzeli olur. Beşiktaş'a gelmesini istemezdim, Bobo-Holosko ikilisiyle devam edilmesi taraftarıyım. Galatasaray için uygun bir isim olabilirdi, ancak o kurşunu Harry Kewell için kullandılar herhalde. Dediğim gibi, onun adına en güzeli olmasını diliyorum. Bunun nedenleri de her şeyden önce Werder Bremen ile yaşadıkları. Bazı yerlerde okudum, Bremen'in büyük vefa örneği gösterdiği yönünde şeyler yazılmış. Ancak, kazın ayağı pek de öyle değil. Bremen'in Klasnic'in sözleşmesini hastane masrafları için aynı şartlarla uzatma teklifi bana da çok hoş bir jest gibi gelmişti. Beş sene boyunca birçok Alman ile de haşır neşir olmak durumunda kalmış biri olarak, pek Alman mentalitesine uymuyordu bu yaklaşım. Geçen Nisan ayında Der Spiegel'de uzunca bir dosya hazırlamışlar Klasnic hakkında, çok sık da almam dergiyi ama o sayıya denk geldim işte. Klasnic ve karısının açıklamalarını okuyunca, kulüp için düzdüğüm bütün methiyeleri geri almak durumunda hissettim kendimi. Tüm tıbbi veriler, Klasnic'in özel doktorlarının tedavi sonuçları kulüp sağlık ekibinin Klasnic'e yanlış teşhis koyduğunu gösteriyor. Vücudun ilk böbreği kabul etmeme sebebi de tam olarak bu. Bremen'in sözleşme uzatma teklifi de basbayağı bir sus payı. Doktor Götz Dimanski, Menajer Klaus Allofs ve Antrenör Thomas Schaaf biraraya gelip böyle bir karara varıyorlar. Tazminat davasıyla da alabileceği parayı öneriyorlar Klasnic'e kontratını uzatmak için aslında.

Sonrasında yaşananlar ise Show Ana Haber tabiriyle yürek burkan cinsten. Duygunun tavan yaptığı anlardan biri de 2007'nin Mart ayında bütün bir Weserstadion'un taraftarın hazırladığı 17 numaralı kartonlarla yeşile bürünmesi, hemen akabinde Ivan'ın aynı yılın Nisan ayında orta yuvarlağa gelip "Bana inandığınız için teşekkürler" yazılı bir pankartla buna cevap vermesi. Geçen sene NTV'de Bremen-Schalke maçında Klasnic'in attığı goller sonrası tribüne gidişi de çok etkilemişti beni, bunlar üzerine. Gösterdiği performansla Dimanski'ye, Allofs'a bıyık altından gülebileceği bir yere gitmesini isterdim en azından, bu yer Nantes değil gibi.

"Ich schlucke Tabletten wie ein Junkie."
1 yorum:
bu arada spiegel'deki yazı için bi link koydum ama orada pdf formatında olduğu için sorun çıkabilir.. sorun yaşayanlar alttaki linki kopyalarsa yazının dökümüne ulaşabilir..
http://wissen.spiegel.de/wissen/dokument/77/36/dokument.html?titel=Durch+die+H%C3%B6lle&id=56756377&top=SPIEGEL&suchbegriff=durch+die+h%C3%B6lle&quellen=&vl=-50
Yorum Gönder