
Panini'nin çıkartma albümleri benim jenerasyonumdan olanların çocukluğunun önemli bir parçasıdır. Okul döneminde tasolar, futbolcu kartları ön plana çıkardı. Taso konusunda da fena değildim, çok pis kökerdim gerçi ama benim zamanım yazın başlardı. Euro '96 zamanını hatırlıyorum, o sıralar Muratlı'da otururduk, Tekirdağ'da bir kasaba. Babam da futbolu bıraktıktan sonra ticarete girdi, bir sürü şey sattı. Bunun bana getirisi esnaf dayanışmasını kullanıp, bakkaldan bedavaya aldığım çıkartmalardır. Ucuz şeyler de değillerdi hani. Hala da albümleri alırım, bitirme konusunda eski heyecan yok tabi.

Neyse Panini, Almanya pazarına daha seksenlerde girmiş. Ben de onların arşivine dadandım, seksenlere de imrenen bir adamımdır. Eski Beşiktaşlı Stefan Kuntz ile başlayalım. 1996'da Alman Milli Takımı kupaya uzanırken, ilk onbirin değişmez ismiydi Kuntz, 11 numarayı giyerdi. Beşiktaş'ta da o formayı sırtına geçirdi ve 1 sene boyunca hakkını vererek taşıdı. Bir Beşiktaş-Galatasaray maçı hatırlıyorum mükemmel oynadığı, başlıklar da "Galatasaray:3 Kuntz:2" gibi bir spor basını klişesi şeklindeydi. Yanlış hatırlamıyorsam 3-2, evet. 30 maçta 9 golle kapatmış sezonu. Almanya dışında oynadığı tek kulüp olmamız da onur verici bir durum.

Futbolu ilk profesyonel kulübü olan VfL Bochum'da bitirdi Kuntz. 1999'da Regionalliga'da Borussia Neunkirchen'i çalıştırdı, sonrasında Joachim Löw'ün yerine Karlsruhe'nin başına geldi. Orada başarılı olamadı, Waldhof Mannheim'da denedi şansını. Werner Lorant'ın yerini aldığı bu takımda daha da kısa bir kariyer bekliyordu onu. Sonra Ahlen'de bir risk aldı, bu da tutmayınca teknik direktörlük kariyerine son verdi. Bunun sebebi onun için çok şey ifade eden bir takım olan Bochum'un onunla çalışmak istemesi, ama kulübe geçmişinin onları tatmin etmemesiydi. Kuntz, yenilen pehlivan olmakta ısrar etmedi ve sportif direktör olarak Bochum'da görev aldı. 2006-2008 yıllarında onunla birlikte iyi bir dönem geçirdi Bochum. Geçen Nisan ayında karşılıklı olarak anlaşıp ayrıldılar.

Neden mi? 170 maçta 75 gol attığı, kariyerinin en parlak yıllarını geçirdiği kırmızı forma onu göreve çağırıyordu. 1. FC Kaiserslautern'in başkanlık koltuğunda kendisi. Böylelikle saha içinden elini çekti Kuntz ve zor günler yaşayan Rote Teufel'e yardım etmek için kolları sıvadı. Geçen sezon düşme korkusu yaşadı Kaiserslautern, bu sezona ise Bundesliga hedefiyle başlıyorlar. Hem efsane bir takımı Bundesliga'ya geri dönerken görmek güzel olur, hem de Kuntz'un oyunculuk dönemi sonrası ilk büyük başarısına tanık olmak.
2 yorum:
"oynadığı sezon beşiktaş'ın deplasmanda eskişehirspor'u 0-2'den 3-2 yendiği maçtaki süper dömivole golü, rosenborg'a karşı 3-0'ın rövanşında ilk 10 dakika dolmadan attığı golle stadı coşturuşu ve ligin son haftalarında inönü'de gs'ye 2-1 yenildiğimiz maçtaki, hürriyet'e ''cimbom:2 kuntz:1'' başlığını attıran mücadelesi ismini duyunca aklıma gelen ilk 3 şey olan, kaiserslautern taraftarlarının sevgilisi oyuncu."
demiş sözlükte vernon sullivan.. ben yanıldım galiba skor konusunda..
merhaba,ben de hala panini albümlerini biriktiriyorum,82 dünya kupasından euro 2008 e kadar olan bütün albümler fazlalıklarıyla beraber war,değiş tokuş yapmak weya albüm alış-werişi yapmak istersen paninicollectorfan@gmail.com
adresine mesaj atarsan sewinirim...
Yorum Gönder