6 Eylül 2009 Pazar

Eurobasket 2009 - Grup C #1


BÜYÜK BRİTANYA

İsrail, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti ve Büyük Britanya'dan oluşan eleme grubunda İsrail ön plana çıkıyordu ilk bakışta, fakat en dengeli grubuydu eleminasyon aşamasının. Dengeleri bozabilecek yegane şey, Britanya'nın NBA'deki temsilcilerinin turnuvaya ilgi göstermesi olabilirdi. Luol Deng, Ben Gordon ve Kelenna Azubuike gibi NBA'deki takımlarında önemli roller biçilen oyunculara sahip bir ulus aslında Büyük Britanya. Fakat bu oyuncuların hiçbirinin de Britanya basketbolunun ürünü olduğunu iddia edemiyoruz. Bu bir nevi gurbetçi futbolculardan tek başına Deng'in katılımı bile gruptaki dengeleri yerle yeksan etmeye yetti. NBA'de uzun süreli bir kariyer arayışındaki Pops Mensah-Bonsu da pota altında büyük maçlar çıkarınca, Britanyalılar gruptan İsrail'in önünde birinci olarak çıkmayı başardılar.

Daha önce bu seviyelerde hiç görmediğimiz ve basketbol muhabbetlerine girişi ancak "bir İngiliz centilmen olarak John Amaechi" şeklinde mümkün olabilen bir ülke için oldukça önemli bir gelişim son yıllarda izlemekte olduğumuz. Bu başarının biraz tepeden inme göründüğünü kabul ediyorum, ancak halkın ilgisinin uyarılması sonucunda tabandan tavana bir örgütlenmeye de önayak olabilir bu turnuva. Deng sakatlanmasaydı muhtemelen yanında Gordon'ı da getirecekti ve bu uyarma hadisesi daha güçlü olabilecekti tabi. Şu anda ise gruptaki diğer takımlarla rekabet içine girebileceğinden şüphe duyduğum bir kadro var ortada. Aslında Avrupa basketbolunda etkin uzunlara sahipler, fakat bu kısalarla hücumda büyük sıkıntı yaşanacağı aşikar.


Mensah-Bonsu dışında kadrodaki en güvenilir hücum silahları Robert Archibald, Andrew Betts ve Joel Freeland. Bu dört ismin ortak noktası pota altında oynamaları ve birbirlerinin sürelerinden bolca çalacak olmaları. Mensah-Bonsu'nun sağlık sorunlarının oynamasına ne kadar izin vereceği bir soru işareti. Takımın kamp sürecinde bulunamayan ve Houston Rockets ile imzaladıktan sonra ancak perşembe günü takıma katılabilen oyuncudan beklentiler yüksek. Pota altındaki diğer oyuncular genelde oyun bilgileriyle skora giderken, Mensah-Bonsu fundamental olarak o düzeyde olmasa da çok farklı bir atletizm özelliğine sahip... Bu da kadroya çeşitlilik katan önemli bir unsur Chris Finch için. Bu uzun rotasyonundan Betts dışında her birinin bizim milli takımımızda olmasını isterdim açıkçası. Kısalara gelince... Belçika'da oynayan Nate Reinking dışında pek gözüme batan bir oyuncu olmadı Efes Pilsen World Cup süresince. Reinking de sadece şut atan bir adam, fakat birçok maçta rakibin içeriye kapanması olasıyken önemli bir parça. Letonya maçında sol köşeden üst üste 4 tane falan üçlük göndermişti mesela. Beğendim... Diğerleri topu sorunsuz bir şekilde rakip sahaya getirmesini beklediğin vasat guardlar. Letonya maçının sonunda bunu bile yapamayınca ellerindeki maçı hediye etmişlerdi zaten. Zor olacak...

Yine de Britanya'da basketbolun da olduğunu herkese duyuracaklar en azından... 10 yıl sonra bu turnuvaya bakıp "İşte çocuklar, her şey böyle başladı" diyebilmeyi umuyorlar. Takip etmek lazım bu ülkeyi, fakat kısa vadede maçları kafa kafaya götürebilmeleri bile çok mümkün görünmüyor turnuvanın en sağlam grubunda. Sırbistan maçına bileniyorlar daha çok, fakat o kadar kötü günlerinde yakalayabilirler mi... Sanmıyorum. Bahisseverler müjde, Britanya'nın galibiyet almadan döneceğine 1/3 verenler mevcut. Ben evimi basardım. Ne yazık ki yasal değilmiş...


SIRBİSTAN

Bu oyunda bir ekol yaratabilmiş çok fazla ulus sayamıyoruz, bunlardan biri olarak Sırplar'ın son yıllarda A takım kategorisinde aldığı sonuçlar tatmin edici olmaktan çok uzak. 2001 ve 2002 yıllarında gelen Avrupa ve -tartışmalı- Dünya şampiyonlukları yeni yüzyılın başlarında kaldı. Özellikle 2005 yılını kimse hatırlamak istemiyordur, kendi evinde ancak 9. sıraya uzanabilmiş bir Sırbistan & Karadağ...

Dusan Ivkovic'in bu takımı ise yakın geçmişe sünger çekmek adına toplanmış çok güzel bir takım. Az önce yaş ortalamasını hesapladım mesela, sadece 22.6 çıktı. Bu yaş ortalaması dışında farklı olan başka şeyler de var. Soyunma odasında büyük egolar, sorunlu kişilikler yer almıyor uzun yıllar sonra ilk defa. Bir dönem NBA'den ve Avrupa'nın çeşitli liglerinden karmalarla milli takımı götürmeye çalışan Sırplar, takım kimyasını oturtmaya çalışırken yere çakılıyordu genellikle... Bu kadroda ise alt yaş kategorilerinden birbirlerine aşina bir oyuncu grubu var. Bir başka olumlu etkense, milli takımın performansında faktör olabilen basın tepkilerinden arındırılmış olması bu genç çocukların. Zira Dejan Bodiroga, Vladimir Radmanovic, Marko Jaric, Igor Rakocevic, Zeljko Rebraca, Dejan Tomasevic gibi ismi büyük oyuncuları biraraya getiren 2005 kadrosunun kaderi hafızalarda çok eski değil ve basın dışarıda kalan isimler üzerinden bir yıpratma politikasına da giremiyor. Girenler de pek kaale alınmıyor. Şu an Polonya'da bulunan kafilede en büyük isim tartışmasız olarak Dusan Ivkovic. Bütün takım kaptanları Nenad Krstic etrafında toplanmış vaziyette. Genelde bu sık kullanılan tabirle "kolej havası" formülü başarıyla sonuçlanır. Ivkovic de bu izlenimi sağlamlaştırmak adına, "düğününün ertesi günü milli takım kampına katılan kaptan" gibi imgeleri kullanmaktan çekinmiyor. Başarılı bir politika tabi... Ama Krstic de bambaşka bir adammış. Gerdekten apar topar milli takım kampına!


Alt yaş kategorilerinde birlikte oynadığından bahsettik bu oyuncu grubunun. Sadece U20 turnuvalarına bir göz atalım isterseniz son dönemdeki.

2006 İzmir: Şampiyon Sırbistan & Karadağ
2007 Nova Gorica: Şampiyon Sırbistan
2008 Riga: Şampiyon Sırbistan

Varşova'ya gelen kadro da bu üç turnuvadaki oyuncuların (matematik notu: 86-87-88 jenerasyonlarının) harmanlanmasıyla ortaya çıktı. 2007 turnuvasının en değerli oyuncusu Milos Teodosic burada, 2008 turnuvasınınki Miroslav Raduljica da burada. İzmir'e dönecek olursak, orada bildiğimiz gibi MVP ödülü Ersan İlyasova'ya gitmişti. Ancak bu takımın en iyi parçası olan Nikola Pekovic de Karadağ'a kaybedildi. Bu üç jenerasyondan verilen tek firenin de Pekovic olduğunu söyleyebiliriz. Büyük de bir fire tabi. Oradaki boşluğu kapatmak için de 83 jenerasyonundan Krstic yardıma çağrıldı. Özellikle New Jersey Nets döneminde ilk beşin değişmezi olarak dikkat çekmişti, geçen sezon kalabalık OKC Thunder rotasyonunda ise aynı tadı vermekten uzak görünse de çok önemli bir uzun. Yedeği Kosta Perovic geçmişine bakılınca sorun çıkarmaya en müsait çocuk gibi, yine de akıllanmış olduğunu tahmin ediyorum eskiye nazaran. Teodosic-Tripkovic-Tepic arka alanı birbiriyle oynamaya çok alışık ve rakipler için çok tehlikeli bir bağlantı. 4 numarada kadronun en genç ismi olan 89 doğumlu Milan Macvan yedekten gelecektir muhtemelen. Fakat ilerleyen maçlarda rolü yeniden gözden geçirilebilir. Zoran Erceg'in varlığında kadroya girmesine pek ihtimal verilmiyordu. Ivkovic bu cesur kararının karşılığını alacak diyebilirim, Macvan'ın potansiyeline inanan biri olarak. Lietuvos Rytas guardı Bojan Popovic de kadroya kolluk kuvveti olarak dahil edilen bir başka 83 doğumlu. Lietuvos Rytas guardı aynı zamanda Dusan Kecman kesildikten sonra kadrodaki en yaşlı oyuncu olma özelliğine de sahip.

Daha fazla detaya girmeyelim fakat kadrodaki diğer isimler de çok sıkı çocuklar. Herkesin altyapı muhabbetlerinde adını an az bir kez duyduğu isimlerden oluşuyor kadro. Bilhassa Uros Tripkovic ve arka alanda 3T teknolojisini oluşturan diğerlerinden beklentim büyük. C ve D gruplarını kombine düşününce, buradan çeyrek finale kapağı atacak dört takımdan biri olacaklarına inanıyorum bu sefer. Sonrasını bekleyip görmek lazım...

Nekst: İspanya, Slovenya

3 yorum:

Saban dedi ki...

Britler'in asıl hedefi 2012 diye düşünüyorum. Deng bir şekilde gelir, Gordon ve Azubuike de Olimpiyat dalgasına katılmayı kabul ederse, çok acayip bir takım olabilir Britanya.

Gordon-Euzübike-Deng-Mensah-Freeland gayet iyi bir kadro olur. Tabi temenni bunlar.

Sheed dedi ki...

babacım orada şöyle bi sorun var ki, bildiğim 2012'de ilk kez "ev sahibine ön sıradan bilet" uygulaması ortadan kalkacak.. yani kasmaya yavaş yavaş başlamaları, o yıldızları 2011'e de getirmeleri şart..

Saban dedi ki...

İngilizlerin IOC lobisi sağlamdır olm, 2016'ya kaydırırlar.

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...