17 Eylül 2009 Perşembe

The Dreams We Have As Children



Klavyenin başına ne zaman geçsem, Oasis'in dağılmasıyla ya da Oasis'in benim hayatımda işgal ettiği yer ile ilgili yazmak istiyorum. Fakat Gallagherlar'ın hak ettiği tarzda 'cool' bir yazı yazamayacak olmak endişelendiriyor, cesaret edemiyorum. Ayrıca konuya objektif yaklaşamadığımdan dışarıdan bakanlar için fazla fanatik bir yazı olabileceği ihtimali de meşgul ediyor zihnimi. Kaçacak bir delik ve demirleyecek bir liman ararcasına yeni şeyler bulmaya, karalamaya çalışırken yine kendimi bu adamların yanında buldum.

"The dreams we have as children", Oasis'in "Fade Away" adlı muazzam şarkısından bir dize. Noel Gallagher'ın Londra'da verdiği bir akustik konserin kayıtlarından oluşan albümün gelirleri hayır kurumuna bağışlanacakmış, bağışlanmıştır çoktan da. 15 Mart'ta çıkmış. Kaç sattı, ne bağışlandı, bilemem. Fakat, grubun dağılmasının akabinde gündeme gelen Noel'in solo çalışmalarını merak edenler için güzel bir giriş olabilir. Playlist fazlasıyla ilginç, Oasis'in markalaşmış şarkılarının yanı sıra The Beatles, The Smiths ve The Jam gibi efsanelerin, "All You Need Is Love", "There Is A Light Never Goes Out", "The Butterfly Collector" gibi uzun isimli ve efsanevi şarkılarını coverlamış. "The Butterfly Collector" ve "All You Need Is Love"da büyük usta Paul Weller'la düet yapmış, çok enteresan işler çıkmış. Özellikle The Smiths coverı müthiş olmuş. Morrissey'den sonra bu şarkıyı bu kadar güzel söyleyebilen tek insandır Noel Gallagher, muhtemelen.


Fakat, her şeyden önce, her şeyden ayrı olarak, albüm isim olarak muhteşem. Oasis'in tüm kariyeri "hayal etmek" üzerine kurulu desek yanılmayız sanırım. Doksanların başında, doksanların sonunda olacakları, o yeri hayal eden bu çocuklar için bu sözcüğün anlamı çok daha fazladır kuşkusuz. Hayatını 'rock star' olmaya, efsane olmaya adamak ve bunu daha yirmili yaşlarında başarmak. Çoğumuz için asıl budur galiba hayal olan. Neyse, bu kadar duygusal satırdan sonra Liam Gallagher'ı bir yerde yakalayıp şu cümleleri okutsak küfredip döverdi beni herhalde. Ama maalesef, seni çok sevsem de, bu yazı senin için değil Liam.

Noel için başlamıştık, öyle bitirebiliriz. Dağılmayla ilgili yazısında ''A dream come true'' diyerek tanımlamış geçen 18 yılı. Öye mutlaka, ama biten de bir şey yok, bu albüm onu tam tanımayanlara ya da bilmeyenlere anlatacaktır ne kadar üstün yeteneklerle donatılmış bir müzisyen olduğunu. Herkes Oasis'i ilk Liam'ın sesinden sever ama derinlere inmeye başladıkça gördüğümüz şey Noel Gallagher'dır. Sözleridir, besteleridir, bazen de o güzel sesidir. Bazen "The İmportance Of Being Idle"ı yazan adam olması bile yeterlidir.


Yakında çıkartacağı solo albümünü merakla beklediğimizi de bir kez daha belirtelim. Bir de Türkiye konseri sıkıştırsa araya değmeyin keyfimize.

1 yorum:

Sir Douglas McGiven dedi ki...

oasis iyidir, kan yapar... liam de noel da iyidir ama bir araya gelince mallaşıyorlar.

Yeni Yazıhane Diyorsak...

Bir yılı geride bıraktığımız gibi soluğu yeni tasarımda aldık. Kubilay Kahveci'nin yeni oyuncakları için buradan yakın. Yazıhan...